Politika

MHP'den Özel'e 'çuval' göndermesi!

MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in "siyasette normalleşme ve yumuşama" yönündeki açıklamalarına tepki göstererek "Özel, yanlış yolda olduğunu, vakti gelip partisindeki gizli ve açık muarızları tarafından kafasına çuval geçirildiğinde anlayacak" dedi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in 'MHP'deki iki kişi' diyerek sık sık eleştirdiği isimlerden biri olan MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, Özel'in 'siyasette yumuşama ve normalleşme' açıklamalarına tepki gösterdi. Yalçın, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şunları söyledi:

'GÖLGE GENEL BAŞKAN ÖZGÜR ÖZEL'İN NORMALLEŞME TAKINTISININ SEBEBİ NE?
CHP'nin emanetçi Genel Başkanı Özgür Özel'in, 'normalleşme ve yumuşama' yavelerini kamuoyunun önüne temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp getirmesinin sebebini gayet açık;

Özgür Efendi; normalleşme adı altında terör örgütü PKK'ın siyasi temsilcilerinin varlığını olağanlaştırmaya gayret ediyor.

Terör seviciliği sıradanlaştırarak kamuoyunu buna alıştırmaya çabalıyor. Partisinin, PKK acentesi Dem Parti'yle aynı siyaset çaydanlığında fokurdayarak demlenmesini aklamaya uğraşıyor.

Bölücü terörün siyasette temsil edilmesini meşrulaştırmayı amaçlıyor.

Cumhuriyeti kuran partinin; emperyalizm uydusu bir terör devleti kurmayı hedefleyen PKK'nın siyasi acentesiyle iş tutması ne ibretlik bir hadise! Cumhuriyet'i kuran partiyi Özgür Özel gibi sorumsuzların yönetmesi ne acı bir kader!

Özgür Özel'in bahsettiği yumuşama ve normalleşme var ya; aslında var olmayan, varmış gibi gösterilen muhayyel bir şey.

Normalleşme ve yumuşama beyanları, politikada çıkış arayan CHP Genel Başkanının laf cambazlığı, söz oyunu.

Özgür Özel; bu kavramları istismar ederek suya yazı yazıyor, siyaset çorbasına davul tozu atıyor, minare gölgesi serpiyor.

CHP'nin gölge Genel Başkanı Özel, politikada bir gölge oyunu sergiliyor. Özgür Efendi, hem gerginlik siyasetinden şikayet edip 'Bunun tarafı olmayız.' diyor, hem de muhalif olduğu siyasi partilerin ileri gelenlerine en ağır sözlerle, hatta hakaretamiz ifadelerle yükleniyor.

Özel, CHP gibi Atatürk'ten miras kalan köklü bir partinin genel başkanına yakışmayacak pespaye tavırla 'Bu iki kişi var ya, bu iki kişi!' diye durup durup bize efeleniyor. Bile bile ortamı geriyor.

Aklınca topçu ateşiyle hedefi yumuşatma gayretinde…

Aklınca bizi güçten düşürmeyi amaçlıyor ama baltayı taşa vuruyor. Saldırdıkça bizi kuvvetlendiriyor, biliyor. Sert kayaya çarptığını, yelin kayadan sadece toz götürdüğünü anlamış olmasına rağmen, zırvalarını tevil etme çabasından da vazgeçmiyor. Sonra; yeniden yumuşama, normalleşme zırvalarına sığınıyor.

Özgür Özel, siyasette tansiyonu yükseltmekten zarar göreceğinin geç farkına varıyor. Çünkü kafası biraz geç intibak ediyor. Ardından da 'Gerginlik siyaseti istemiyoruz.' deyip işin içinden sıyrılmaya çalışıyor. Siyasette pek alışılmadık surette gözlemlenen bu paranormal durum, Özgür Efendi'nin beyninde farmakolojinin yol açtığı bir hasardan kaynaklanabilir. Özgür Efendi, komşunun camını kırıp sonra da 'Ben kırmadım!' diye mızırdanan yaramaz çocuklar gibi…

Bütün uyarılarımıza rağmen çuvallamaya devam ediyor.

Özgür Özel'in hatalarının boyunu aşmasını CHP'de kimi göbek atarak seyrediyor, kimi de aç sırtlanlar gibi pusuya yatmış, tökezlemesini bekliyor. 'Özgür Özel yıkılsa da biz yerini alsak!' diye şimdiden el ovuşturan fırsatçılar ise yuvarlak masa toplantıları; alıştırma, barışma ve dayanışma yemekleri düzenliyorlar.

Özel; yanlış yolda olduğunu, vakti gelip partisindeki gizli ve açık muarızları tarafından kafasına çuval geçirildiğinde anlayacak.

Uzun sözün kısası; Özgür Özel'in, Yerel Seçimlerden sonraki tavırları, siyasette normalleşme veya yumuşama adımı değil. Emanetçi CHP Genel Başkanının tuttuğu bu yol; anormalleşmenin, cıvıtmanın, kaypaklaşmanın, tutarsızlığın dik alası.

Umarız bir gün CHP'nin başına 'ehil ve aslah' bir genel başkan geçer de, millet bunların tasallutundan kurtulur; Türk siyaseti de CHP badiresini atlatır.'