(Adalet’’e Bir Bakan Var’’ mı?)
Anadolu’’da bir benzetme vardır; İki dost, iki çalışma arkadaşı, iki komşu birbirleriyle selamı kesmişlerse, konuşmuyorlarsa, ’“ne oldu bunlara’” diye soranlara şöyle cevap verirler; ’“Hiç sorma, araları o kadar kötü ki, mahkemelik oldular, artık aralarında selam-sabah yok. İyi de mahkemeler, birbiriyle mahkemelik olursa ne yapacağız?Hele bu işe bir bakan da yoksa’…
Başsavcı Cihaner davasında, Yargıtay ile iki yerel mahkeme, mahkemelik oldu! Yargıtay 11. Ceza Dairesi, 2 Nisan’’da yani tam tamına 59 gün evvel, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesine yazı yazarak bu dava ilgili dosyayı istedi. Erzurum’’daki Mahkeme, Yargıtay’’a ’“kimsin sen, arkamda kapı gibi Bakan var, kim takar seni?’” dercesine dava dosyasını Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesine gönderdi!
Yargıtay 16 Mayıs’’taki duruşmada, dosyayı göndermeyen sorumlular hakkında ’“suç duyurusunda’” bulunarak, Adalet Bakanlığına gönderdi. 15 gündür bu konu ile ilgili olarak, Bakanlıktan hiçbir hareket yok!
Bu akıl almaz tutum karşısında, yargılanmakta olan Başsavcı Cihaner duruşmada; ’“7 aydır beni yargılayacak mahkeme bulunamıyor. Kurye ve Posta bile dosyaya bizden daha vakıf’” diye isyan etti. Mahkeme Başkanı Yüksek Hakim ise ’“Bekleyeceğiz, başka çare yok. Biraz sabretmek lazım’” dedi.
Sadece ’“gizli tanık’” (nasıl gizli tanıklarsa,çoğu eski terörist, sonra itirafçı olmuş, terör örgütünün eğitip yolladığı propaganda uzmanları) beyanlarına dayanan davalar, her gün değişen ifadeler, Polis ve Savcı baskısıyla tanzim edilen tutanaklar, cezalandırmaya dönmüş tutuklamalar, çiğnenen insan onurları, ezilen hayatlar, kararan umutlar’…
Bu yazdıklarımı ve yaşananları, herhangi bir AB ülkesinde anlatırsanız, ya dalga geçtiğinizi zannederler, ya aklınızdan şüphe ederler, ya da sizdeki rejim İran’’dakine benziyor mu diye sorarlar!
Dikkat çekmek istediğim önemli konu, AKP İktidarıyla tarikatların güç kazanmaları, pervasızlıkları, adeta Laik Atatürk Cumhuriyetine meydan okur hale gelmeleridir. Bunlara bu gücü veren, ’“Bakanlıkları tarikatlar arasında paylaştıracak’” kadar ileri giden ve Anayasa Mahkemesi tarafından alnına (sabıkalı) damgası vurulan AKP Hükümetidir.
Tarikatları ve bunların bazı siyasilerle ilişkilerini araştıran Başsavcı Hapiste, dava dosyası kayıp, 7 aydır kendini yargılayacak mahkeme bulamıyor! Diğer taraftan, göbeğine kadar sakalıyla, orta çağ’’dan fırlayıp gelmiş bir takım adamlar, Anayasa’’nı 174. Maddesi yürürlükte olduğu halde Bakanlıklarda, devlet yönetiminde istediklerini yaptırabilecekler, son model mersedeslere binip, Cumhuriyet Türkiye’’sinin dört bir yanında at koşturacaklar! Kimdir bu adamlar, ne iş yaparlar, nasıl para kazanırlar, ömürleri boyunca hiç vergi vermişler midir?Nasıl ve hangi kaynakla böyle süper lüks bir hayat yaşayabilirler?Kimler ne karşılığında bu adamlara haraç vermektedirler?Bu kişiler, Atatürk Cumhuriyetinin ve demokratik rejimin düşmanı mıdırlar?
T.C Devleti’’nin güvenliğinden sorumlu tüm makamlar; Cumhuriyetin Başsavcılarının, Cumhuriyetin Komutanlarının peşinden koştuğunuz kadar, bu ortaçağ kalıntılarını incelemek size yasaların ve Türk Milletinin verdiği en önemli görev değil mi?
Namusuyla çalışan, üreten, istihdam yaratan Sanayici ve İş adamlarının tepelerinde boza pişiren T.C Devletinin Maliye ve Denetim kurumları; gözleriniz kör mü?Üç kuruşluk fiş için emekliyi, işçiyi, memuru, esnafı takip etmeye gücünüz var da, her biri milyonlarca lira servete sahip avanta ve haraçla yaşayan bu adamları mali bakımdan incelemeye gücünüz yetmiyor mu?
Peki, ilk iktidar değişikliğinde, görevinizi yapmadığınız için yargılanacağınızı bilmiyor musunuz?
Dikkat çekmek istediğim diğer konu ise, Muhalefet Partilerinin durumu;
Bu yazılanları sizler görmüyor musunuz?Vatandaşın ’“Komutana, Başsavcıya bunu yapan, bana neler yapmaz, en iyisi susup oturayım’” dediğini ve tüm ülkeye bir korku havasının yavaş, yavaş egemen olduğunu görmüyor musunuz?Böyle bir havayı parçalayıp, vatandaşa güven vermeden nasıl seçim kazanmayı düşünüyorsunuz?Sizler ne için varsınız?Sizler vatandaşın gönüllü avukatları, hak arayıcıları değil misiniz? Haftada bir televizyona çıkıp, iki söz söylemek midir sizin işiniz?
Ne yapalım mı diyorsunuz?Tek şunu yapın yeter;
Başsavcı Cihaner’’in dosyası Yargıtay’’a gelinceye kadar ve dosyayı savsaklayanlar hakkında soruşturma talimatı verinceye kadar, tüm dünyanın ve tüm Türkiye’’nin dikkatini bu olayın üstünde toplayacak, sürekli eylemler düzenleyin. Hükümeti ve özellikle Adalet Bakanını sokağa çıkamaz hale getirin. Nasıl mı yapacaksınız?Her yazının altında bir telefon numarası var. Sorun söyleyelim...
Son olarak Tayyip Bey’’e seslenelim;
Edep-Adap-Adamlık-Terbiye-Din-İman-Kardeşlik-Severiz yaratılanı,yaratandan ötürü gibi sözleri çok sık kullanıyorsunuz. Yukarıda yazdığım haksızlıklar, kul hakları, maddi ve manevi işkenceler, çok sık kullandığınız bu sözlerin hangileriyle örtüşüyor?
Dinler arası diyalog için, gitmediğiniz ülke kalmadı. Herkesle diyalog kurmak istiyorsunuz da kendi insanınızla, sizin gibi düşünmese de diyalog kurmaya çalışmak bu kadar mı zor?Unutmayın ki, yakında yapılacak seçimi kaybedince ne ’“lula’”, ne ’“Ahmedinecat’”, ne ’“Obama’” ne de ’“Berlusconi’” kalacak. İnan hiçbiri sizi tanımaz. Beğenmeseniz de, görüş günlerinde gene bu ülkenin insanları sizi ve arkadaşlarınızı ziyarete gelecek’…