Liderlikten konuşulduğu bir çok ortamda en çok sorulan sorulardan biridir bu: 'Lider doğulur mu? Lider olunur mu?' Bu konudaki genel görüşüm şu: Doğuştan gelen ve liderlik konusunda bizi güçlü yapan özelliklerimiz elbette vardır. Ancak yaşam içerisinde bilinçli ya da bilinçsiz öğrendiğimiz, öğrenebileceğimiz çok şey vardır.
Geçtiğimiz hafta, Eğitim ve Gelişim Platformu Derneği'nin düzenlediği 'Eğitim ve Gelişim Zirvesinde' konuşulan konulardan birisi de 'Liderlik Eğitimleri' idi. Ülkemizin çok önemli kurumlarının İK, Yetenek Yönetimi ve Eğitim yöneticileri bu konulardaki görüşlerini ve uygulamalarını katılımcılar ile paylaştılar. Bu paylaşımlarda gösteriyor ki kişiler 'liderlik' konusunda eğitilebilir.
Bu konuda değer verdiğim görüşlerden en önemlilerinden biri, Daniel Goleman, Richard Boyatzis, Annie McKee tarafından hazırlanan Yeni Liderler (Primal Leadership) kitabındaki 'Ahenk Yaratan Lider' kavramıdır.
Günümüzde iş hayatında insan faktörü çok önemli hale gelmiştir. Bu anlamda insan kaynakları, yetenek yönetimi, müşteri ve çalışan memnuniyeti, müşteri deneyimi gibi kavramlar ortaya atılmış ve çok önemsenir olmuştur. Çok genel anlamı ile bu belirttiğimiz konulardaki başarı, sürdürülebilirlik ve uyumluğu sağlayacak kişi öncelikle liderlerdir. Bana göre bunu başarabilmenin ve lider olarak kendini geliştirebilmenin birinci şartı ise Liderin Kendini Tanımasıdır. Liderlik konusunda en beğendiğim kitaplardan Warren Bennis'in 'Bir Lider Olabilmek' isimli kitabında kendini tanımanın dört dersinden bahsedilir.
* Kendinizin en iyi öğretmeni sizsiniz.
* Sorumluluk alın. Başkalarını suçlamayın.
* Öğrenmek istediğiniz her şeyi öğrenebilirsiniz.
* Gerçek kavrayış kendi tecrübelerinizin bir yansımasıdır.
Az önce bahsettiğim 'Yeni Liderler' kitabında ise 'Özbilinç, liderin duyguları, güçlü yanları ve sınırları ile değerleri ve dürtüleri hakkında derin bir anlayışa sahip olması demektir.' diyerek yeni liderlerin en önemli ve başta gelen özelliğinin kendini tanımak olduğunu vurgulamıştır. Kendini tanıyan lider;
* Güçlü ve gelişime açık yanlarının farkındadır.
* Yapıcı eleştiriyi kabullenebilir ve bunlardan gelişim fırsatları çıkartır.
* Ne zaman yardım isteyeceğini bilir.
* Kendini geliştirme ve hedefler koyma konusunda nelere odaklanacağını
bilir.
Ve liderlik söz konusu olduğunda Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ten söz etmeden olur mu? (Saygıyla Atam) Hiç uzun lafa gerek yok bakalım neler olmuş?
'Bir gün Mısır'da bağımsızlık davası için çalışan liderlerden biri, Mustafa Kemal'i görmeye gelmişti. Kendisine:
-'Bizim hareketin de başına geçmek istemez misiniz?' diye sordu.
Olabilecek şey değildi ama insan yoklamalarını pek seven Mustafa Kemal:
-'Yarım milyonunuz bu uğurda ölür mü?' diye sordu.
Adamcağız yüzüne bakakaldı.
-'Fakat Paşa Hazretleri yarım milyonumuzun ölmesine ne lüzum var? Başımızda
siz olacaksınız ya…'
-'Benimle olmaz beyefendi hazretleri, yalnız benimle olmaz. Ne vakit halkınızın yarım milyonu ölmeye karar verirse, o zaman gelip beni ararsınız.'
(Çankaya- Falih Rıfkı Atay)

Atatürk bu görüşe bir adım daha katmış, lider kendini iyi tanısa bile başarı için önderlik ettiği kişileride çok iyi tanımalı. Sözün özü duygusal ve sosyal zekalarını geliştirmelidirler.

Kendini çok iyi tanıyan liderler yetiştirmek ve böyle liderler ile çalışmak dileği ve umuduyla...