Anayasa Md: 6
'Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir. Türk Milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları (Kurumlar) eliyle kullanır.'
'Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir. Türk Milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları (Kurumlar) eliyle kullanır.'
Demokrasi, bir kurallar ve kurumlar rejimidir.
Ülkede yaşayan herkes, makamı-inancı-mezhebi-dili-etnik kökeni ne olursa olsun, bu kurallara uymak zorundadır. Bu kuralların en yücesi, en önemlisi ise Anayasa'mızdır. Cumhurbaşkanından, dağdaki çobana kadar herkes Anayasamıza ve onun ruhuna uygun olarak çıkarılmış yasalara uymak zorundadırlar. Anayasa ve Yasaları bilmemek mazeret olarak kabul edilmez.
Ülkede yaşayan herkes, makamı-inancı-mezhebi-dili-etnik kökeni ne olursa olsun, bu kurallara uymak zorundadır. Bu kuralların en yücesi, en önemlisi ise Anayasa'mızdır. Cumhurbaşkanından, dağdaki çobana kadar herkes Anayasamıza ve onun ruhuna uygun olarak çıkarılmış yasalara uymak zorundadırlar. Anayasa ve Yasaları bilmemek mazeret olarak kabul edilmez.
Kurumlara gelince; Türk Milleti, TBMM-Bakanlar Kurulu- Yargı-Anayasa Mahkemesi-Yargıtay-Danıştay-Sayıştay-TMSF-BDDK-SPK-MİT-RTÜK-Diyanet İşleri Başkanlığı- Yüksek Seçim Kurulu gibi kurumlar aracılığıyla egemenliğini kullanır.
Yani, Anayasamız şunu demektedir;
'Ey İktidar, Millet sana oy verip iktidar yaptı diye, her istediğini yapamazsın. Esas olan benim. Türk Milleti beni şekillendirdi, hayat verdi. Sen bile TBMM'de bana, benim kural ve kurumlarıma uyacağına YEMİN ETTİN, ondan sonra görevine başlayabildin. Unuttun mu?
Türk Milletinin çizdiği çerçevenin bir milimetre dışına çıkarsan, başına öyle bir dert alırsın ki, seni kimse kurtaramaz…'
'Ey İktidar, Millet sana oy verip iktidar yaptı diye, her istediğini yapamazsın. Esas olan benim. Türk Milleti beni şekillendirdi, hayat verdi. Sen bile TBMM'de bana, benim kural ve kurumlarıma uyacağına YEMİN ETTİN, ondan sonra görevine başlayabildin. Unuttun mu?
Türk Milletinin çizdiği çerçevenin bir milimetre dışına çıkarsan, başına öyle bir dert alırsın ki, seni kimse kurtaramaz…'
'At Binicisine Göre Kişner' diye bir atasözümüz var. Devletin kurumlarının başına, kişiliksiz-köle olacak adamları değil de, işinin ehli, diğer devletlerdeki muhatapları ile yarışacak kalitede 'devletin-milletin adamlarını' getirirseniz ülke rahat eder. Ama devletin başına ata bile binemeyen birilerini koyarsanız, hem siz hem de ülke rezil olursunuz.
Böylelerini ilk fırsatta devlet de, millet de, at da sırtından atar…
Böylelerini ilk fırsatta devlet de, millet de, at da sırtından atar…
Örnek vermek gerekirse;
AKP İktidarı, 'Diyanet' gibi önemli bir kurumun başına Prof. Mehmet Görmez'i getirdi.
*Almanya'da Deniz Feneri e.V davasında görüldüğü üzere, AKP'nin adamları, gariban Müslümanların Milyonlarca Avro sadaka paralarını çaldılar. Bu paralarla Türkiye'de gazete-televizyon kurdular. Metresler tuttular, hovardalık yaptılar. Mehmet Görmez 'den tek ses çıkmadı!
*17 Aralık tarihinde Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluğu-hırsızlığı patladı.
Telefon konuşmaları, Erdoğan'ın Bakanları hakkında fezlekeler, Erdoğan- Bilal oğlan konuşmaları, Başbakan Müsteşarının tamamı suç olan hukuk dışı konuşmaları ve Vali-Emniyet Müdürlerinin kanunsuz emirlere uymaları ortaya çıktı. İktidar, milletin gözünün içine bakarak yalan söyledi. Türkiye'nin itibarı yerlerde sürünür hale geldi.
Mehmet Görmez' den yine ses çıkmadı!
*Bizzat Başbakan Erdoğan ve Sadullah Ergin, mezhep ayrımı yaptılar. Yargıyı bile Alevi-Sünni diye böldüler. Mehmet Görmez, gördü mü? Bir şeyler söyledi mi?
AKP İktidarı, 'Diyanet' gibi önemli bir kurumun başına Prof. Mehmet Görmez'i getirdi.
*Almanya'da Deniz Feneri e.V davasında görüldüğü üzere, AKP'nin adamları, gariban Müslümanların Milyonlarca Avro sadaka paralarını çaldılar. Bu paralarla Türkiye'de gazete-televizyon kurdular. Metresler tuttular, hovardalık yaptılar. Mehmet Görmez 'den tek ses çıkmadı!
*17 Aralık tarihinde Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluğu-hırsızlığı patladı.
Telefon konuşmaları, Erdoğan'ın Bakanları hakkında fezlekeler, Erdoğan- Bilal oğlan konuşmaları, Başbakan Müsteşarının tamamı suç olan hukuk dışı konuşmaları ve Vali-Emniyet Müdürlerinin kanunsuz emirlere uymaları ortaya çıktı. İktidar, milletin gözünün içine bakarak yalan söyledi. Türkiye'nin itibarı yerlerde sürünür hale geldi.
Mehmet Görmez' den yine ses çıkmadı!
*Bizzat Başbakan Erdoğan ve Sadullah Ergin, mezhep ayrımı yaptılar. Yargıyı bile Alevi-Sünni diye böldüler. Mehmet Görmez, gördü mü? Bir şeyler söyledi mi?
Ancak ne zaman ki AKP-Cemaat Koalisyonu hırsızlık yüzünden bozuldu,
Mehmet Görmez' in görmeyen gözleri faltaşı gibi açıldı ve şu beyanatı verdi;
'Zekat paralarıyla okul, köprü, han, hamam yapılmaz. Suriye' de ot kaynatarak hayatta kalmaya çalışan kadınların, çocukların hakkıyla fi sebilillah maddesine zorlama teviller sokarak gazete çıkarılamaz. TV kanalları kurulamaz. İslam'ın da olsa reklamı, propagandası yapılamaz…'
Mehmet Görmez' in görmeyen gözleri faltaşı gibi açıldı ve şu beyanatı verdi;
'Zekat paralarıyla okul, köprü, han, hamam yapılmaz. Suriye' de ot kaynatarak hayatta kalmaya çalışan kadınların, çocukların hakkıyla fi sebilillah maddesine zorlama teviller sokarak gazete çıkarılamaz. TV kanalları kurulamaz. İslam'ın da olsa reklamı, propagandası yapılamaz…'
Görmez' in bir türlü göremediği çelişkiyi, çifte standardı, ikiyüzlülüğü sizler gördünüz mü? Diyanet gibi çok önemli bir kurumun başına, bir partinin militanını getirirseniz sonuç böyle olur.
Görevi 'Birleştirmek' olan bir kurum, 'Bölme-Ayrıştırma' yapar hale gelir.
Bu tarz davranışlar devam ederse, olaylar kargaşa ve anarşiye kadar gider.
Olan Türkiye Cumhuriyeti Devletine olur, Aman dikkat…
Görevi 'Birleştirmek' olan bir kurum, 'Bölme-Ayrıştırma' yapar hale gelir.
Bu tarz davranışlar devam ederse, olaylar kargaşa ve anarşiye kadar gider.
Olan Türkiye Cumhuriyeti Devletine olur, Aman dikkat…
Not: Ülkemizin içinde bulunduğu şartları görmezden gelip, şahsi çıkarlarını ön planda tutanlar için yazdığım yazıya karşı Hakan Tartan'dan gelen açıklamayı yazının sonuna koyuyorum.
Bu konuda çok geniş bir değerlendirmeyi 21 Mart'tan sonra yazacağım. Saygılarımla
Bu konuda çok geniş bir değerlendirmeyi 21 Mart'tan sonra yazacağım. Saygılarımla
'Sayın Serdaroğlu,
Politikasını benimseyen bir kişi olarak yazınızda yer alan hususları düzeltme gereğini duydum. Gerçekle uzaktan yakından hiçbir ilgisi olmayan iddialar herkesin güvencesi olan hukuka havale edilmiştir. Halka karşı yarası olanların yaydıkları bu iddialar ve elde edilen sözde karikatürler hakkında da savcılığa suç duyurusunda bulunulmuştur. Failleri hakkında şaşırtıcı iddialar ortaya atılmakla birlikte sonucun yargı kararı ile ortaya çıkacağı açıktır. Yolsuzluk ve yoksullukla mücadele etmesi beklenenlerin halk adamı Hakan Tırtan'a yönelmesinin de manidar olduğunu düşünüyorum. Saygılarımla. Hakan Tartan.'
Politikasını benimseyen bir kişi olarak yazınızda yer alan hususları düzeltme gereğini duydum. Gerçekle uzaktan yakından hiçbir ilgisi olmayan iddialar herkesin güvencesi olan hukuka havale edilmiştir. Halka karşı yarası olanların yaydıkları bu iddialar ve elde edilen sözde karikatürler hakkında da savcılığa suç duyurusunda bulunulmuştur. Failleri hakkında şaşırtıcı iddialar ortaya atılmakla birlikte sonucun yargı kararı ile ortaya çıkacağı açıktır. Yolsuzluk ve yoksullukla mücadele etmesi beklenenlerin halk adamı Hakan Tırtan'a yönelmesinin de manidar olduğunu düşünüyorum. Saygılarımla. Hakan Tartan.'