Bir süre önce yazdığım ’“Demokrasi ve Darbe’” isimli yazımda, halkımızda demokratik tepki kültürünün olmadığından yakınmıştım.’¶
12 Mart 1971’’de Ziver Bey köşkünde olanları, 12 Eylül 1980’’de Mamak, Diyarbakır, Bayrampaşa ve daha pek çok cezaevinde olanları bilmeyen yoktu. Bütün bunları bildiğimiz halde ne yaptık?Önce sessiz ve tepkisiz kaldık, sadece seyrettik sonra da gidip Kenen Evren’’in Anayasa’’sına % 92 oy verdik! 600 bin kayıtlı üyesi olan DİSK’’in seçilmiş yöneticileri idamla yargılanırken, sözde bilinçli işçi kardeşlerimizden on bin kişi bir araya gelip, yürüyüş bile yapamadılar demiştim.
Daha sonra günümüze gelip Cemaat ve tarikatların devleti ele geçirdiğinden, Ergenekon isimli garabetten, üç yıla yakın bir zamandır tutuklu gazetecilerden, bilim adamlarından bahsetmiş ve sessizliğimize isyan etmiştim.
İşte üç gündür yazdığım gibi, Hanefi Avcı isimli bir Emniyet Müdürü çıktı ve Fethullah Gülen Cemaatinin devleti nasıl ele geçirdiğini anlatan ’“Haliç’’te Yaşayan Simonlar’” isimli bir kitap yayınladı.
Kitapta yazılanların çoğu hep bildiğimiz şeyler. Yıllardır Emniyetteki F Tipi yapılanmayı bilmiyor muyuz?Şemdinli olaylarından başlayarak, Yargı içindeki yapılanmayı ve özel yetkili mahkemelerin, cemaat tarafından kontrol edilmek istendiğini bilmiyor muyuz?Yargının ne olduğunu Yüksek Askeri Şura toplantısı öncesinde düzenlenen Balyoz operasyonları ve sonraki gelişmelerle açık seçik görmedik mi?
Bu cemaatin tamamen bir CIA örgütlenmesi olduğunu tahmin etmiyor muyuz?
Nasıl Ziver Bey Köşkünü, Mamak Cezaevini biliyor idiysek, bunları da biliyoruz. Hanefi Avcı, sokaktaki Ahmet efendi değildir. Halen İl Emniyet Müdürü ve Kaçakçılık ve Organize Suçlar Dairesi Eski Başkanıdır. Türkiye’’de elektronik dinleme mekanizmasını kuran adamdır. Avcı bu kitabıyla bizim bildiğimiz şeylerin doğruluğunu kanıtladı.
Fakat hala kimseden bir ses yok. Koyunu dürtsen tepki verir.
Ey cemaatin bir nolu hedef tahtası TSK, sen bunları hiç mi duymadın?Demokratik hukuk devleti kuralları içinde, bu gelişimi engelleyecek elindeki imkanları niçin kullanmadın?Niye sessiz kaldın?Yok eğer haberin olmadı ise ben bundan sonra sana nasıl güveneceğim?
Ey bertaraf edilmek tehdidi altında yaşayan büyük patronlar, elinizdeki tüm medya organları tek tek giderken, bu komployu görmediniz mi?Çok mu karanlık işleriniz vardı da karşı koyamadınız?
Ey Yüksek Yargı, bünyenizdeki cemaatçi yapılanmayı nasıl fark edemediniz, nasıl önleyemediniz?Tamam idari soruşturma açamadınız. Adalet Bakanlığı elinizi kolunuzu bağladı, ama her yıl adli yıl başlarında yaptığınız manifesto gibi konuşmalarda bu konuya niye değinmediniz?Niçin içinizden bir cesur yürek çıkıp bu konuda Hanefi Avcı gibi bir kitap yazmadı?
Ey güzel milletim, bu korku neden?Böyle korku olamaz, bu olaylar koyunun başına gelse o bile tepki verirdi. Bu, bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın dan başka bir şey değildir. Bu demokrasi kültüründen yoksunluktur. Bu, vatana ihanetle eşdeğerdir.
Şimdi size başka bir şey sormak istiyorum;
PKK terörü 25- 30 yıldır devam ediyor. 1983 te dağa çıkanlar o gün 20 yaşlarında iseler, bu gün 45-50 yaşına geldiler. Tabii ki artık dağda değiller. Askerlik görevi gibi, teröristlik görevini bitirip, normal hayatlarına döndüler, belki belediyelerde memur filan oldular. Dağdaki PKK’’lı sayısı hiçbir zaman 1500-2000 den aşağı düşmedi. Zaman zamanda 5 bini aştı fakat 7 bin’’i hiçbir zaman geçemedi.
Hiç kimse, hiçbir kurum, Siyaset Kurumu, TSK,Emniyet, Jandarma dahil bu konuda çalıştı mı?4-5 yıl dağda kalan bu insanlar sonra ne yapıyorlar, nasıl yaşıyorlar diye araştıran oldu mu?
Dün Diyarbakır’’da, Diyarbakır Belediye Başkanı hakkında bir dava açıldı. 17 yaşındaki bir genç ’“Belediye Başkanı bana dağa çıkmam için zarf içinde 600 TL yolladı’” şeklinde bir itirafta bulundu, ve bu itiraf doğrultusunda dava açıldı.
Bu olay bile Güneydoğu ve Doğu Anadolu’’daki yerel yönetimleri teslim ettiğimiz, BDP’’lilerin (dün DTP) devletin imkanları ile adeta PKK için bir askerlik mekanizması oluşturduklarını gösteriyor.
Peki; İçişleri Bakanlığı, TSK’’sı , Emniyeti, Jandarması bu mekanizmayı nasıl görmedi?Nasıl haberdar olmadı?Ne dağa çıkandan, ne de dağdan inenden habersizler, bu nasıl olur?Benim aklım mantığım almıyor.
Gençken Hitler Almanya’’sında olanlara halkın nasıl tepkisiz kaldığını, nasıl toplama kamplarından, gaz odalarından habersiz olabildiklerini çözemez ve işte koyun gibi millet derdim.
Meğer, baskı rejimi imiş, korkaklığı tetikleyip, milletleri koyunlaştıran’…