Bu Ayasofya konusu, konuş konuş bitmez…

Ancak…

Giderek, 'tatsız' bir hal alıyor…

***

Meraklısı, 'tarihi kronoloji'yi bi'zahmet incelesin…

Taaa, 1.500 yıl önce…

Bizans İmparatoru Justinianus yaptırmış Ayasofya'yı…

Eski İstanbul'un kalbine…

Bazilika planlı bir patrik katedrali…

Tepe tepe asırlarca kullanmışlar…

567 yıl önce de…

Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmet…

21 yaşında 'imkansız' denileni gerçekleştirmiş…

Bizans'ı fethederek...

Bir çağı kapatıp yeni bir çağı açarken…

Ayasofya'yı da camiye dönüştürmüş…

Bunu yaparken de…

Mesela…

İmparator 6. Leon'u…

Hazreti İsa'dan af dilerken betimlenmiş mozaikleri…

Sıvayla 'nazikçe' kapattırmış…

Mesela…

Hz İsa'nın tasvir edildiği mozaikte…

'Ben dünyanın nuruyum, barış sizinle olsun' yazıyor…

Onun da üstüne 'ince bir sıva' attırıvermiş Fatih Han…

Mesela…

Bir başka mozaik çalışmada…

Ayasofya ve İstanbul, Meryem Ana'ya sunulurken hayal edilmiş…

O'nun da bi'güzel üstü sıvanmış…

Daha sonra o mabet 'Ayasofya-i Kebir Camii' adıyla…

Asırlar boyu İslam'a hizmet vermiş…

***

Sonra ne olmuş?

Zamanı gelince Osmanlı gitmiş…

Genç Türkiye Cumhuriyeti kurulmuş…

Hassas durum, işte burada başlıyor…

Takvimler 1934 yılını gösterirken…

Yepyeni bir süreç başlamış…

Ayasofya, Bakanlar Kurulu kararı ile müze ilan edilmiş…

Sıvalar temizlenmiş, mozaikler ortaya çıkmış…

***

Bugüne gelelim…

Danıştay'ın kararı var…

Ayasofya yeniden cami olarak hizmet verecek…

Müze özelliği korunacak…

Dünyaya efendice duyurduk…

İktidar Partisi…

Hem yurt içinde hem yurt dışında tepki alıyor fena halde…

Çünkü, bu tartışmanın…

Hukuk ve siyaset dışında bir de 'inanç' boyutu var...

Diyanet…

Bir kez daha Fatih Sultan Mehmet dönemindeki gibi…

Resim, fresk ve mozaikleri…

İbadet zamanlarında karartacak…

***

Ayasofya, yeniden ibadete açılmalı mıydı?

Zaten ne olduysa Danıştay'ın bu yöndeki kararından sonra oldu…

An itibarıyla Hıristiyan Alemi'nden…

Ayasofya'yı 'müze olmaktan çıkardık' diye…

Sabah / akşam demir leblebi tepkiler alıyoruz…

Kendi cephelerinden haklı olabilirler…

Fikirler çarpışır; doğrusu sonunda bulunur…

Ancaaaak…

İşin içine 'tehdit' girdi mi, o 'düğüm' bi'anda 'kördüğüm' olur…

***

Ayasofya'yı yeniden ibadete açtık diye…

Bize çarpan çarpana…

Hepsi gelir, geçer…

Ama, 'terbiyesizliğin dikalası' bi'gelişme var…

'Komşu'da…

'Yunan Çözümü' adında sağcı bir siyasi parti var…

Ayasofya ibadete açıldı diye…

Aklı sıra misilleme yapmaya kalman bu parti…

Kırık kafaların mahsulü bir öneri atıverdi masaya:

'Yunanistan, Kemal'in evini Pontus (Yunan) soykırımı kurbanlarının anısına ve onuruna ait bir müzeye dönüştürmelidir!'

Üstelik, Atatürk'e 'Kemal' diye hitap ederek…

Tutun ki…

Bu manyaklar, böyle deli zırvası bir öneriyi havaya bıraktılar…

O zaman…

Miçotakis Hükümeti'nin…

Aşırı sağcı Tarım Bakanı Makis Voridis'e ne oluyor?

Kafatasçıların önerisi…

Pek hoşuna gitmiş olacak ki…

'Çok iyi teklif!' diyebilecek kadar bayağılaşıyor ve…

Gazi Paşa'nın doğduğu evin…

Soykırım Müzesi'ne dönüşmesi için yeşil ışık yakıyor…

'Komşu' dediğin, Yunan kılçığına bakar mısınız?

***

Hiçbir ülke…

Tek bir yabancı siyasetçi bile…

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Atatürk'ün evine…

Çamurla buladığı iğrenç bir öneriyle…

Sözüm ona 'misilleme' yapamaz…

Türkiye'nin 18 yıllık iktidarı…

Ayasofya'yı 'ibadete açma ısrarı' ile yanlış yapmış olabilir…

Gün gelir hesabını verir ama…

Bu Türkiye'nin meselesidir…

Biz kendi içimizde 'hesaplaşır', sonunda doğruyu buluruz…

Ancak…

Hiç bir ülke ve özellikle de 'Zavallı Palikarya'

Ata'nın Selanik'teki evini işaret ederek…

Bu kadar aşağılıkça bir yakıştırma yapamaz!

Bırakın yakıştırmayı, ima bile edemez…

Çünkü…

Atatürk'ün Selanik'teki evine dokunanın eli kırılır!

***

Bitiriyoruz…

Aslında, bu 'Ayasofya Olayı'nın…

Garip bi'durumu var…

Mesela…

Cumhurbaşkanı Erdoğan, aşağı yukarı bir buçuk yıl önce…

Tekirdağ'daki mitingde…

Kendisine 'Ayasofya cami olarak açılsın…' diye seslenen kalabalığa…

'Önce Sultanahmet'i doldurun sonra bakarız…' diye cevap vermiş…

Ardından sözlerini şöyle tamamlamıştı:

'Bakın, şimdi Büyük Çamlıca Camii'ni yaptık... Dört tane, beş tane Ayasofya eder... O kadar büyük... 60 bin kişiyi alabilecek kapasitede... Ve Anadolu Yakası'nda tüm İstanbul'da ve Türkiye'de en büyük cami oldu... Buyurun, mesele o değil… Bu işin siyasi boyutu var... Yan tarafta Sultanahmet'i doldurmayacaksın, (Ayasofya'yı dolduralım…) diyeceksin... Bu oyunlara gelmeyelim... Bunların hepsi tezgah…'

Tarih, bunların hepsini yazacak!

Nokta…

Sonsöz: 'Ayasofya'yı tartışırken, Batı dünyasında yeni bir İslamofobik dalganın oluşmasına izin vermeyelim… / Anonim…'