Bugün yani 25 Ağustos Perşembe günü CHP İzmir Milletvekili Aytun Çıray ile 15 Temmuz darbe girişimini irdeleyen bir röportaj yapmak için buluştuk.
Ancak röportajın sonuna doğru Aytun Bey'e gelen bir telefon gündemimizi tümüyle değiştirdi.
Yüzündeki dehşet ifadesinden bir gariplik olduğunu anladım.
Telefonda telaşla 'Kemal Bey'e saldırı olmuş' diyerek internete bakmamı rica etti.
Son dakika haberlerinden Kılıçdaroğlu ile birlikte Artvin'e doğru yolda olan CHP konvoyuna saldırı olduğu bilgisini aldık.
Çok ilginçtir ki, 15 Temmuz'dan dört ay önce yani Mart 2016 tarihinde Aytun Çıray ile yaptığımız bir başka röportajda CHP'li vekil sorum üzerine 'Darbe ve siyasi suikastlar olabilir' açıklamasını yapmıştı.
20 GÜN ÖNCE UYARDIM
Aytun Çıray telefonda aldığı şok haber sonrasında ise sıkıntılı bir ruh haliyle baktı ve 'Bugün bu olay olmasaydı şimdi size anlatacaklarımı kimseyle hiçbir şekilde paylaşmayı düşünmüyordum ama olayların ciddiyeti bunları kamuoyuyla paylaşmamı gerektiriyor. Artık açıklayabilirim. 20 gün önce Kemal Bey'i suikast konusunda uyardım' dedi.
'Aklına güvendiğim stratejist arkadaşım ve çalışma grubu yaptıkları bir beyin fırtınasının ardından olan bitenle ilgili satır aralarını birleştirmişler. Bundan 20 gün kadar önce beni aradı. Darbe girişiminin bir amacının da Türkiye'de bir kardeş kavgası çıkarmak olduğunun, bu aşamadan sonra mezhep veya ırk üzerinden bir kardeş kavgası planlamalarının kesine yakın beklenmesi gerektiğini ve buna niyeti olanlar için sayın Kemal Kılıçdaroğlu'un ilk ve en önemli hedef olabileceğini söyledi. 'Tedbirli olunması gerekir Aytun Bey' diye ilave etti. Tekrar ediyorum bu uyarı bir istihbarata bağlı değildi, sivil kesimden bu işlere kafa yoran, stratejik aklı olan ve içinde emekli savunma bürokratlarının da olduğu değerli insanların analizleri sonucu çıkarımları.
Ben de sayın Genel Başkanı arayarak bu konuda daha çok dikkat edilmesi gerektiğini ve korumalarını arttırmasını rica ettim. Ve hatta o kadar evhamlı davrandım ki, sayın Kılıçdaroğlu'nun koruma müdürünü de arayarak Kemal Bey'e anlattıklarımı kendisiyle de paylaştım. Çünkü Kemal Bey mütevazı bir insandır. Bazen bu tür şeyleri önemsemez. O nedenle koruma müdürüyle de ayrıca konuştum. Ve koruma sayısı arttırıldı.'
'TAYYİP BEY DEĞİL, SİZ TEHLİKEDESİNİZ'
Aytun Çıray suikast girişimine yönelik 'İyi ama ne yapılmak isteniyor, amaç nedir' sorumu şöyle yanıtladı:
'Bakın Türkiye'de bu kalkışma meselesi bu işin ilk sayfasıydı. Burada esas amaç Türkiye'de bir kardeş kavgası çıkarmak. Türkiye'yi destabilize etmek, Türkiye'yi Ortadoğu bataklığına bulaştırmaktı. Bakınız şu anda Suriye'ye girmek istemeyen Türkiye'yi Suriye'ye girmek mecburiyetinde bıraktılar. Irk ya da mezhepler üzerinden bir iç savaş çıkartılmak isteniyor. Kemal Bey bu noktada onlar açısından bir hedef haline geldi otomatikman. Ben 20 gün önce sayın Genel Başkan'a söylemiştim, 'Türkiye'de en tehlikede olan Tayyip Bey değil sizsiniz' demiştim.
Ortadoğu destabilize edilmek isteniyor. Sorun FETÖ sorunu olmaktan ziyade öyle anlaşılıyor ki AKP sorunu olmaya başladı. Ne yazık ki AKP yanlış yaptığı işlerden dönmüyor. Bunun göstergelerinden biri de SADAT denilen karanlık bir şirket. İçinde ordudan atılmış bir takım insanları alıp Başdanışman yaptılar. Suriye bataklığına girmek istemeyen Türk Silahlı Kuvvetleri ne zaman girdi Suriye'ye? Bu darbeden sonra Tayyip Erdoğan iyice zayıflayıp korkutulduktan sonra TSK oraya sokuldu. Kimi koruyarak sokuldu? ÖSO, Özgür Suriye Ordusu. Özgür Suriye Ordusu kim? Türkiye'de de konuşlanmış gerici dinci bir örgüt. Bu örgütü Türkiye'de SADAT'ın eğittiğine dair kuşkular var. Özgür Suriye Ordusu ile İŞİD ile arasındane fark var bilmiyorum?
Türk ordusunun Suriye'ye girişi bütün yanlış siyasetlerin, hani stratejik derinlik diyorlardı ya stratejik şarlatanlık siyasetlerinin, 80 yıllık Cumhuriyet deneyimlerinin yok farzedilmesiyle Ortadoğu'ya bulaşılmasının nedenidir. İslam halifesi olma hayalinin neticesidir. Siyasi islamist bir ideolojinin Türkiye'ye getirdiği çamurun içinde debelenip duruyorlar. Yani bu kalkışma esasen Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ve millete yapıldı. Suriye bizim milli davamız mıydı? Değildi. Milli davamız olmayan bir savaşta ölen her çocuğumuz cinayete kurban gitmiş olacaktır.
Adalet ve Kalkınma Partisi'ni ve Türkiye'yi yönetenler Ortadoğu'yu dizayn etmek gibi kendilerini çok aşan işlere soyundular. Ve öyle anlaşılıyor ki iktidara gelmeden önce kendilerini iktidara taşırken çok önemli sözler vermişler. Şimdi onların karşılığı isteniyor. Aynı Irak teskeresi gibi. Yine Suriye'ye girmek, Suriye'de Türk askerinin savaştırılması gibi. Buna karşı kimler direniyorsa onlar zarar görüyor. Direnen orduyu hedef alıyorlar. Yani uluslararası koalisyon ve AKP Suriye'ye girmeyi istiyordu fakat TSK istemiyordu. TSK son olayla büyük bir travmaya uğratılınca Suriye'ye girme konusundaki direncini kaybetti. Sonuçta milli meselemiz olmayan bir savaşın içinde kendimizi bulduk.'
HEDEFTEKİ İKİNCİ İSİM, DEMİRTAŞ...
CHP milletvekili Aytun Çıray olası siyasi suikastler ile ilgili çok konuşulacak çarpıcı bir uyarıda daha bulundu:
'Türkiye'de iki tane fay hattı var, bunlardan biri mezhep bir tanesi ırk. Bu arkadaşlarımızla beyin fırtınası yaptığımızda iki siyasinin tehlikede olduğu görüldü. Bunlardan birini bugün yaşadık. İkincisi de bugünden itibaren devleti yönetenleri uyarıyorum Selahattin Demirtaş'ı çok iyi korumaya alsınlar. Bugünden itibaren hedefteki ikinci isim Selahattin Demirtaş'tır. Bir Türk – Kürt kardeş kavgası çıkarmak için. Bütün milletimi uyarıyorum, sakin ve soğukkanlı olsunlar. Devleti yönetenler artık akıllarını başlarına alsınlar. Bu ideolojik işlerden vazgeçsinler. Hiç akıllanmışa benzemiyorlar, akıllarını başlarına alsınlar.
PANZEHİR KARDEŞLİKTİR
Yine söylüyorum, hedef iç savaş çıkarmaktır. Onun için milletçe aklımızı kullanacağız, herkes tedbirini alacak. Derhal Kemal Bey ve Demirtaş, etkili sivil toplum örgütü liderlerive gazeteciler de koruma altına alınmalı.
Ben diyorum ki, biz milletçe bu numarayı yutmayalım. Başka pehlivanların oyunu varsa, bizim de bir oyunumuz olsun. Oyunumuzun adı kardeşlik olsun. Her provokasyonda daha çok kardeş olalım. Her provokasyonda daha çok elele olalım. Bunun panzehiri kardeşliktir. Aksi halde iç savaşlar Allah korusun ahlaksızdır. Şerefsizdir, seviyesizdir. İç savaşların hiçbir ahlakı olmaz, çok ağır ve acımasız olur.'