Yapışkan yaz geldi mi, bugün gibi…
Egeliler arasında pek yaygındır şu laf:
'Allah korusun ama, tam deprem havası!'
Neden böyle deriz; anlatalım…
***
Aslında…
Depremin mevsim ve hava sıcaklığı ile ilişkisi, biraz tesadüf…
Mesela…
8 bin 500 yaşındaki İzmir…
Tarihinin en büyük yer sarsıntılarından birini…
Tam 332 yıl önce yaşamış…
Takvimdeki tam karşılığı; '10 Temmuz 1688'…
Büyük olasılıkla…
332 yıl önce de…
İzmir'de hava sıcaklığı gölgede 40 dereceydi…
Kentteki saatler tam 13.00'ü gösterirken…
Güzel İzmir…
Bugünkü karşılığı '7.0 büyüklüğünde' olan depremle…
Beşik gibi sallanmaya başlar…
(O günkü adıyla Mercalli Şiddet Ölçeği'ne göre 12 büyüklüğünde…)
Başta Türk mahalleleri olmak üzere…
Kentin büyük bölümü yerle bir olur…
Sahil kesimlerinde yer yarılır; çatlaklardan su fışkırır…
Deniz karadan bir metreye yakın alır, götürür…
Kimilerine göre 15 bin…
Kimilerine göre 20 bin civarında İzmirli hayatını kaybeder…
Kıyamet gibi insan yaralanır…
Kentin 17 camisinden 14'ü içine girilmez hale gelir…
Felaket, adeta felaketi çağırır…
Depremden sonra kentin büyük bölümünde yangın başlar…
Yetmezmiş gibi…
Bir de salgın hastalık tehlikesi ortaya çıkınca…
Yabancıların bir kısmı kenti terk etmeye başlar…
Beş yıl sonra İzmir adeta küllerinden yeniden yaratılır…
***
Çok ilginçtir…
Tarih boyunca İzmir'in ödünü koparan depremlerin çoğu…
Hep yaz aylarına rastlar…
***
Halk arasında yaygın olan…
'Hava çok sıcak ve basık; tam deprem havası!' sözü…
Gerçekten doğru mu?
İzmirli deprem uzmanı ve…
Jeofizik Yüksek Mühendisi Sinancan Öziçer'e sordum…
İşin uzmanı dedi ki:
'Bunlar doğru bilinen yanlışlar… Çünkü yerin 10 kilometre altındaki bir deprem odağını, yeryüzündeki 35-40 derecelik hava sıcaklığının veya yüksek nem oranının tetiklemesi imkansız… Depremler tamamen odak noktasındaki basıncın boşalma eşiğine geldikten sonra meydana gelen bir doğa olayı... Sadece uzun süren güneş tutulmaları dünyanın manyetik alanını etkilediği için bir ihtimal depremi de tetikleme olasılığı olabilir; o kadar… Çünkü, depremlerin dünyanın hangi bölgesinde ne zaman ve hangi büyüklükte olacağı hala bilinemiyor…'
***
Belki farkında değiliz ama…
Son depremlerle ilgili 'çok sorulan bir soru' daha var…
***
Mesela…
Bu yılın başından beri…
Türkiye'nin her köşesi beşik gibi sallanıyor…
En çok da Ege Bölgesi…
Manisa'nın Akhisar ve Saruhanlı ilçelerini korkutan…
4.5 ve 5.5 büyüklüğündeki depremler…
İnanılacak gibi değil ama…
İzmir, hatta İstanbul ve Bursa'da hissedildi…
Geçen ayın sonunda Marmaris, 4.4'le sarsıldı…
İzmir'in ödü koptu…
Yalnız İzmir mi?
Denizli, Aydın ve Muğla da hissetti…
Peki, neden?
Onlarca hatta yüzlerce kilometre uzaktaki sarsıntıyı…
Biz İzmir'deki evimizde hissetmeye başladık.
İki nedeni var…
Birincisi zemin koşulları…
Konutlarımızın, işyerlerimizin temellerinin…
Alüvyon dediğimiz yumuşak zeminde olması…
Çünkü, böylesi 'jöle gibi' yumuşacık zeminler…
Deprem dalgalarını emer, özümser ve içine çeker…
Bu da…
Yaşadığımız binalarda sarsıntının genliğini çoğaltır…
Dolayısıyla…
Yıkıcılık özelliğini artırır…
İkincisi bu şehirdeki yapıların çoğunun miadını doldurmuş olması…
Bu nedenle deprem dalgalarını…
Daha şiddetli hissetmeye başladık…
Sonuç, şu:
'Depremler uzakları yakın etmeye başladı bile!'
***
Deprem uzmanı Sinancan Öziçer'e son soru…
'Manisa'da veya Aydın'da yaşanacak altı ve üstü depremler İzmir'e zarar verir mi?'
Cevap:
Yaş sınırını doldurmuş İzmir'deki binalar…
Özellikle yumuşak zemine oturduğundan riskli olabilirler…
Nokta…
Sonsöz: 'Deprem bizleri bulmadan biz sağlam binalar bulalım… / Anonim…'