Bu şehir tam 8 bin 500 yaşında...

Havasıyla, suyuyla, hoşgörü ve demokrat kimliği ile sadece bize değil, Türkiye'ye özel bir şehir...

...Ve, bu kentin 'bayramı' aslında Türkiye'nin bayramıdır...

Bakın neden...

İşgale uğradığı 15 Mayıs 1919 ile kurtuluşunu ilan ettiği 9 Eylül 1922 arasında yaklaşık 3.5 yıl düşman çizmesi altında inleyen Türkiye'nin kıskandıran kenti İzmir, 'kurtuluşu' ile şu sırada 100 yaşına koşan Cumhuriyet'in 'kuruluş'unu ilan eden 'Prenses' bir şehirdir...

Devrim Tarihimiz şöyle diyor:

Yıl; 1922...

Atatürk'ün önderliğinde Cumhuriyet'e koşarken kanlı savaşlar veriyoruz... Mutlu son için, düşman çizmesi altında inleyen en küçük ilçenin hatta köyün kurtarılması gerekiyor... Çocuk yaştaki Mehmetçikler, hatta kadınlar bile cephede...

1922'nin 3 Ocak'ı ile 27 Aralık'ı arasında tam 359 günde - buraya dikkat lütfen - Misaki Milli sınırları içinde tam 254 yerleşim merkezi (şehirler, kasabalar ve köyler) düşmandan temizlendi... 3 Ocak 1922'de İçel / Mersin'den başlayan 'Kurtuluş Destanı' ne ilginç rastlantıdır ki, 27 Aralık'ta İçel / Tarsus'un düşman işgalinden kurtulması ile noktalanır...

13 Şubat'ta Erzincan'dan tutun, 3 Mart'ta Erzurum Aşkale'ye... 2 Nisan'da Van'dan, 21 Haziran'da Sakarya'ya, 2 Eylül'de Eskişehir'den, 17 Ekim'de Çanakkale Gökçeada'ya kadar uzayıp giden takvim günleri, onurlu ama kanlı 'kurtuluş zinciri'nin birer halkasıdır... Bu tarihlerin tamamı 95 yıldır coşkuyla kutlanıyor...

Ancak hiçbiri, 'İzmir'in Kurtuluşu' kadar iz bırakan bir 'destan'ı bağrında yaşatamıyor... Çoğu kez, bir kaç 'hatırlatıcı' içerik taşıyan konuşma ve folklor gösterileri ile başlayıp sona eriyor...

Ama, İzmir'in kurtuluşu öyle mi?

Destansı özelliğini kahramanlığa; Yunan'ın denize dökülüşünü Cumuriyet'in kuruluşuna bağlayacaksınız '9 Eylül'den söz ederken...

Bu nedenle, '9 Eylül' sadece İzmir'in değil 'Türkiye'nin Bayramı'dır; bunu unutmayalım...

Dünyada eşi-benzeri yok... Sadece 23 gün 23 gecede Afyon'dan Çanakkale Gökçeada'ya kadar inanılmaz büyüklükte bir coğrafya düşmandan temizleniyor...

9 Eylül'de düşman denize döküldükten sonra Atatürk şu sözleri boşuna mı söylüyor:

'İzmir; halkın elemlerini (kederlerini), feryatlarını, kararlılık ve imanını ifade etmek için parola olmuştur... Çok değerli olan İzmir, elbette düşmanın eline bırakılamazdı ve nitekim bırakılmadı...'

Bu nedenledir ki...

'İzmir Marşı'nı bu şehirde yedi yaşındaki çocuklar bile 'ezbere' söyler...

Bu nedenledir ki...

Bu şehirde her '9 Eylül' bir 'Cumhuriyet Bayramı' gibi kutlanır...

Bu nedenledir ki...

O gün sadece İzmir değil, Türkiye kurtulmuştur...

Bu nedenledir ki...

9 Eylül için, sadece İzmir'in kurtuluşu demek yeterli değildir; ülkenin kurtuluşu diyerek tarihin hakkını vermek gerekir...

Sonsöz: 'Keşke 9 Eylül ulusal bayram olsaydı...'