Takvim yaprakları nasıl hızla dökülüyor…

Gülen yüzüyle…

Aramızdan ayrılalı beş yıl olmuş bile…

Yaşasaydı…

Şu günlerde…

Hiç unutamadığımız gülen yüzüyle…

85 yaşına ayak basmanın…

Tadını çıkarıyor olacaktı…

Kısmet değilmiş…

Şimdi geride bıraktığı…

Ama hepsinden önemlisi…

Size, bize, hepimize iyi gelecek…

O'nun mirası…

'Mutluluk ve Kahkaha Deposu'nun kapısını aralamaya çalışalım…

***

Atatürk'ün aramızdan ayrıldığı günlerdi…

Türkiye…

Derin Yas'taydı…

Tam da o günlerde…

İstanbul Üsküdar'da…

Adeta 'san'atın göbeği'nde…

Gözlerini dünyaya açtı…

Neden sanat'ın göbeğinde?

Çünkü…

Babası Sıtkı Akçatepe çok başarılı bir tiyatro oyuncusuydu…

Annesini ise…

Şıppadanak hatırlayacaksınız…

Bi'zamanlar Yeşilçam'da…

Hep 'anne' rolleriyle hatırladığımız Leman Akçatepe

San'ata adanmış hayatların çocuğuydu…

Ne'tekim…

Beş yaşında 'ilk filmi' ile sinema yıldızı oluverdi…

Bu gelişme…

O günlerin Türkiye'si için…

Olağanüstü bi'olaydı…

İlkokula başladığında…

O gülen yüz…

Artık…

O parmak kadar yavru İstanbul Şehir Tiyatrosu çocuk bölümü yıldızıydı…

***

San'atçı anne-babanın yıldız çocuğu olmuştu…

Gelgelelim…

Ailesi, O'nun iyi eğitim alıp…

Farklı bir mesleğin yıldızı olmasını istiyordu…

O tatlı, şirin, yetenekli yavru ise…

Hem oyunculuğa sıkı sıkı yapıştı…

Hem de…

Ailesi üzülmesin diye eğitimini sürdürmeye devam etti…

Üniversitenin kapısını araladı…

İki yıl ekonomi, bir yıl hukuk, iki yıl da sosyal antropoloji eğitimi aldı…

Aklı fikri tiyatro ve sinemadaydı…

Talebe Birliği'nin gençlik tiyatrosunda yıldız tozuna bulandı…

Bu arada genç Halit Akçatepe…

Kendinde bi'şi keşfetti…

Asla…

Başrollerdeki jön olamayacağını anlamıştı…

Ancak…

Yan rollerin ustasıydı…

Seyirci…

Başroldeki yıldızdan daha fazla O'nu alkışlıyordu…

Şahane gülüyordu…

Şahane güldürüyordu…

Askerliğini bitirdiği günün akşamı…

O, artık profesyonel bir tiyatro yıldızıydı…

Ancak…

İçinde sönmeyen bir ateş vardı:

'Sinema…'

Ne'tekim…

'Yedi Kocalı Hürmüz'ün yaratıcısı Sadık Şendil

Kanına giriverdi…

Halit Akçatepe yıllar sonra kendini Yeşilçam setlerinde buluverdi...

'Bir Varmış Bir Yokmuş' ile başladı…

Hülya Koçyiğit ve Kadir İnanır'la başrolünü paylaştığı…

'Üç Arkadaş' filmiyle…

Resmen patladı…

Herkese, 'İşte Halit Akçatepe' dedirtti…

O film, bir milat oldu…

Ardından…

Yeşilçam'ın 'büyük usta'Ertem Eğilmez'in uzattığı eli yakaladı…

Artık şansı dönmüştü…

***

1970'li yıllar…

Halit Akçatepe'yi, çevirdiği her filmin 'süper yıldızı' yaptı…

Yeşilçam…

Bi'anda gişe yapan 'komedi' filmlerine döndü…

Birbirine kavuşamayan sevgililer…

Verem'den son nefesini verirken herkesi ağlatan asil kızlar…

Sevgililerin kavuşmasına izin vermeyen kötü adamlar…

Hepsi ama hepsi…

Rafa kalktı…

Vatandaş doya doya gülmek istiyordu…

Adile Naşit'ler…

Münir Özkul'lar…

Fabrikatör Baba Hulusi Kentmen'ler…

Ayşen Gruda'lar…

Şener Şen'ler…

Tam kadro 'Hababam Sınıfı'

Damat Ferit, Tarık Akan…

Emel Sayın ve daha niceleri…

Sinemaseverleri kahkahaya boğuyordu…

Bu arada…

Sosyal filmler de büyük ilgi görüyordu…

Halit Akçatepe…

'Tatlı Dillim'de…

'Üç Sevgili'de…

Özellikle de…

'Canım Kardeşim'de…

'Hababam Sınıf' serilerinde…

San'at hayatının doruğuna tırmanıyordu…

***

Halit Akçatepe'li… Zeki Alasya'lı… Metin Akpınar'lı… Kemal Sunal'lı…

'Köyden İndim Şehire' filmini unutabilir misiniz?

***

Ve büyük patlama…

'Hababam Sınıf' serisiyle geldi…

Herkes rolünün hakkını veriyordu ama…

'Güdük Necmi'yi…

Canlandıran Halit Akçatepe'yi…

Kimseler unutmuyordu…

Halit Akçatepe'nin de…

O seride unutamadığı bi'şi vardı…

Yıllar sonra…

'Paşa Nuri' adıyla…

Tarih Öğretmenini canlandıran babasıyla…

Aynı filmde oynamanın tadını çıkardı…

***

Sıkıldı beyaz perdeden…

Ani bir kararla…

Dostlar Tiyatro'nun kapısını çaldı…

Genco Erkal'la sahne tozu yutmaya başladı…

Ardından TV dizileri geldi…

San'at dünyasının o pırıl pırıl yıldızı…

Bazen…

'Güdük Necmi' oldu…

Bazen de…

Başroldeki yakışıklı jönün akıl hocası…

'Uzun ince bir yol' dediğimiz hayatın…

'İyi kalpli güzel insanı' olarak anıldı; anılıyor…

Bi'de ne yaptı, biliyor musunuz?

Hepimizin hayatında…

Parmakla gösterilen 'iyi insan' olarak kaldı…

Nokta…

Hamiş: 'Yeşilçam'ın hem gülen hem güldüren yüzüydü… 'Hababam Sınıfı'nın Güdük Necmi'sini, 'Süt Kardeşler'in 'Ramazan'ı, vefatının beşinci yılında saygıyla anıyorum… Altı yıl önce Ege TV'nin geleneği 'Fuar'dan Yüzyüze' programında karşımdaki gülen/güldüren yüzünü unutamıyorum ve de set ekibini kahkahadan nasıl kırdığını… Işıklarda uyusun…'

Sonsöz: 'Aç kapıyı Veysel Efendi; Güdük Necmi gidiyor… / Hababam Sınıfı'ndan…'