Yeni Hükümeti kurma görevini, 'Abdullahçığım, şu görev kağıdını ver bakayım' deyip kendi alan Eşbaşkan-Başbakan R.T.Erdoğan ile komşu evin balkonundan 'hayali' bir görüşme yaptık ve birlikte çekirdek çitledik. Görelim bakalım neler konuşmuşuz!..
*Sayın Eşbaşkan-Başbakan, BDP kökenli bağımsız milletvekilleri TBMM'ye gelmeyeceklermiş!..
-Boş ver kardeşim, ister gelirler, ister gelmezler..
*Sayın Eşbaşkan-Başbakan, CHP milletvekilleri TBMM'ye gelecekler ama yemin etmeyeceklermiş!...
-Boş ver kardeşim, ister yemin ederler, ister yemin etmezler.
*Sayın Eşbaşkan-Başbakan, Ana Muhalefetin ve muhalefetin olmadığı bir Meclis, milli iradeyi tam olarak temsil etmiş olur mu?
-Boş ver kardeşim, benden iyi milli irade olur mu, % 50 oy almadım mı, astığım astık kestiğim kestik değil mi?
*Sayın Eşbaşkan-Başbakan, Hamas Lideri ile görüştüğünüzde, sizi terör örgütü ile görüşmekle suçlayanlara; 'Boş ver kardeşim, Hamas seçimle iktidara gelmedi mi, seçimle gelen adam terörist olur mu' demiştiniz. Şimdi seçilen ve cezaevinde olan milletvekilleri için niçin aynı şeyi söylemiyorsunuz?..
-Sen gene boş ver kardeşim, adamları içeri atalı daha 3 sene oldu. 3 senede delil mi toplanır yahu !...
*Sayın Başbakan, bir dedikodu aldı yürüdü. Güya gazetecilerin, bilim adamlarının, emekli paşaların tutuklu olmaları sizin hiç umurunuzda değilmiş de, 50 kilo(ELLİ KİLO) esrarla yakalanan yeğeninizin tutuklanmasına çok üzülmüşsünüz. Şükür ki yeğeniniz salıverilmiş, ne dersiniz!...
-Boş ver dedikoduyu kardeşim. Biz ne dedik, kimsenin hayat tarzına karışmayacağız demedik mi? İsteyen aksırıncaya tıksırıncaya kadar içmiyor mu? Benim yeğenim de 'içiciyim' demiş. Tedbirli davranıp biraz fazla mal biriktirmiş. O kadar çatlak su kaçırmaz !...
*Sayın Eşbaşkan-Başbakan, PKK terör örgütünün lideri Karayılan; 'Habur için gerillaların gelmesini bizzat Başbakan istedi' ne diyorsunuz?...
-Boş ver kardeşim, ben gelsinler de çay-kahve-şerbet içeriz demiştim. Adamlar geldiler ve hemen halay oynamaya başladılar. Habur'a gönderdiğimiz Hakim ve Savcılarımızın kulakları davul sesinden neredeyse sağır olacaktı. Böyle geleceklerse hiç gelmesinler yahu !...
*Sayın Eşbaşkan- Başbakan, Eski Diyarbakır yeni İzmir Başsavcısı Durdu Kavak, Anayasa'da yasaklanmasına rağmen 'Kürtçe Eğitim serbest olsun ve Devlet sübvanse etsin' diyor. Ne dersiniz !...
- Yapma Yahu, öylemi demiş ! Bravo yahu, bu adamı Adalet Bakanı yapsak, Sado bozulur mu acaba !...
*Sayın Eşbaşkan-Başbakan, hep İhracat patladı diyoruz, ithalattan hiç bahsetmiyoruz. Bu ne iş?...
-Boş ver ithalatı kardeşim. İthalatmış, Cari Açıkmış, Sıcak Paraymış, İşsizlikmiş trişka şeyler bunlar, baksana benim çocuklara, tıkır tıkır para kazanıyorlar. İşini bilecek, yolunu bulacaksın. Millet bunları bilmiyor mu, biliyor, buna rağmen %50 oy vermedi mi? Verdi.. Sana ne kardeşim, tasası sana mı düştü?....
*Sayın Eşbaşkan-Başbakan, Hasan (Cemal) abiniz PKK'nın yuvası kandile gitti. Cengiz (Çandar) abiniz de rapor yazdı. Mehmet Ali(Birand) abiniz de hasta yatağından bunlara destek verdi. Bunlar sizi çok mu seviyorlar?..
-Boş ver kardeşim, ne onlar beni sever ne de ben onları. Akılları sıra kıyakçılık yapıyorlar. Bilmiyorlar ki, kıyakçılığın sonu ayakçılıktır, salla gitsin..
*Sayın Eşbaşkan-Başbakan, röportajımızın sonuna geldik, ilave etmek istediğiniz bir şey var mı?
-Boş ver kardeşim, yazıların oldukça sert. Devamlı muhalefet ediyorsun. Seni severim ama, sonucuna katlanırsın. Ha bak bu tehdit değil, sadece uyarı. Hem ben ne yapabilirim ki, Hakimi Savcıyı arayıp 'alın bu adamı' diyebilir miyim?.. Demem di mi?...
*Hiç dermisiniz , Sayın Eşbaşkan-Başbakan hiç dermisiniz!…