Aslında… Son 20 yıldır…

'Nereden geldik, nereye gidiyoruz?' gibi…

Beyin yakan!

Absürt tartışmalara son veren acıklı gelişme…

Adana'da yaşanıyor…

Büyükşehir Belediyesi 200 işçi almaya kalktı…

Yemin, billah…

52 bin kişi başvurdu!

Üstelik, bunların 45 bini üniversite mezunu…

Sıkı durun…

200 işsiz için aranan vasıfları sıralıyorum:

İş makinesi operatörü…

Ağır vasıta şoförü…

Büro elemanı ve park – bahçe işçisi…

Bu görüntü…

Pandemi belası ile savaştığımız memleketimin…

Ağlatan tablosudur…

***

Türkiye'nin nüfusu…

2000'li yıllara girerken 67 milyon civarındaydı…

Bugün, 84 milyona koşuyor…

20 küsur yıl önce…

Bu güzel ülkenin genel işsizlik oranı % 6.5 civarındaydı…

Bugün, Devlet Baba'ya göre % 13.5…

Sokakta vatandaşa göre ise en az % 30…

Sonuç, 'kara tablo'

***

Bi'de iş aramaktan vazgeçenler var…

3 yıl… 4 yıl…

Umutlar tükenince…

Kaçınılmaz sonuç bu…

***

Her hükümet…

Ya da…

Hükümete yakın bir işadamı…

Ne zaman işsizlikten söz açılırsa…

Hep şunu söylerler…

'Aslında iş var ama gençlere iş beğendiremiyoruz…'

Şehir efsanesi gibi…

O zaman?

Adana'da 200 kişilik 'ekmek pazarı' için…

Neden 52 bin kişi başvuruyor?

Herkesin keyfi tıkırında ise…

Aç değilse…

Açıkta değilse…

En azından bu ülkenin güzel çocukları…

Yatağa karnı tok giriyorsa…

Bu kadar 'bin' kişi…

Akıl tutulmasının esiri mi oldu?

***

Pandemi belasının yanısıra…

Söz konusu 'ekmek savaşı' olduğu için…

Bizi daha derinden yaralıyor…

İşinden olan yeni evli çiftler, ana-baba yanına sığınıyor…

Türkiye…

Bunları yaşamak zorunda mı?

***

Pandemi Avrupa'yı da kasıp kavuruyor…

Boyu, posu ve nüfusuyla bize yakın üç ülkeye bakalım…

83 milyonluk Almanya'da işsizlik oranı % 6.3 civarında…

Fransa'nın nüfusu 67 milyon; işsizlerin yüzdesi 7.5…

61 milyonluk İtalya'da yüzde 9'u bulan bir işsizlik hakim…

***

Üniversite mezunları için durum daha vahim…

Çünkü…

Umutları sönüp gidiyor, birer birer…

Kurtuluş yolu olarak gördükleri tek adres yurtdışı ülkeleri…

Mezun oldukları alanda iş bulamayan binlerce genç…

Ya başka iş alanlarına yöneliyor…

Ya da yurt dışına çıkış planları yapıyor…

***

Bu manzara daha ne kadar su kaldırır?

Kaldırmaz!

Ancak…

Güzel formüller de var…

Mesela…

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, söz verdi memlekete…

Şayet…

Altıok'lu parti iktidara gelirse…

Türkiye'nin tüm muhtarlarının yanına…

Bir üniversiteli genç yerleştirilecek…

Kemal Bey, diyor ki:

'Türkiye'de 50 binden fazla muhtar var… Bazı mahallelerin nüfusu il nüfusundan kalabalık… Mesela, Bayburt'un merkezinden büyük mahalleler var… O kentleri, valiler, kaymakamlar, belediye başkanları yönetiyor… Gel gör ki, o kentten büyük mahalleye sadece bir muhtar sahip çıkmaya çalışıyor… Her mahalle muhtarının yanına bir üniversite mezunu genç kadrolu gelecek… Bu ülkede bir milyondan fazla işsiz üniversite mezunu var… Hiç olmazsa 50 bini ekmeğini bu işten çıkarır… Hem muhtara destek verecek, hem de evinin geçimini sağlayacak, hem de 657'ye tabi, memur olacak… Kötü mü olur?'

***

Şimdi şunu diyenler çıkabilir:

'Benim evladım muhtar yardımcısı olmak için mi yıllarca üniversitede dirsek çürüttü?'

Haklısınız, ama…

Eve ekmek götürememekten daha iyidir…

En azından gönlünden geçen işi buluncaya kadar…

Ne derler, bilirsiniz…

Açlık sofuluğu bozar!

Nokta…

Sonsöz: 'Dert insanı yokluğa götüren rahvan attır… / Hz. Mevlana…