Yüz binlerce Yörük ve Türkmen ortak bildiri yayınlayarak birlik mesajı verdi;
'Ey bu ülkeyi yönetenler! Aklınızı başınıza toplayın, yemin ediyoruz bir gecede Ankara'da oluruz. Eşkıyanın himmetiyle tarihin hiçbir safhasında ne millet ne de devlet huzur bulmamıştır. Hürriyeti, Vatanı, Bayrağı ve Özgür yaşamayı hak edenler, onları her gün fethetmek zorundadır.'
'Ey bu ülkeyi yönetenler! Aklınızı başınıza toplayın, yemin ediyoruz bir gecede Ankara'da oluruz. Eşkıyanın himmetiyle tarihin hiçbir safhasında ne millet ne de devlet huzur bulmamıştır. Hürriyeti, Vatanı, Bayrağı ve Özgür yaşamayı hak edenler, onları her gün fethetmek zorundadır.'
Yörük-Türkmenler, boşuna Ankara demediler. Onlar ihanetin merkezinin Ankara olduğunu anlamışlar. Ankara'da kimi bilerek ihanet ediyor, kimi bilmediğinden ihanete çanak tutuyor, kimi de yüreksizlikten görevini yapmayarak ihanetin önünü açıyor.
Kürtçülük-Bölücülük belası yüzlerce yıllık bir derdimizdir. Bu belanın demokrasi veya insan hakları ile bir ilgisi de yoktur. Tarihimiz boyunca bu bela emperyalist devletler tarafından başımıza sarılmış ve silahsız-silahlı her kalkışmada iki kesim kullanılmıştır. Kürtçüler ve Şeriatçılar!
Bugün bu belanın oldukça fazla yol almasının ve güç kazanmasının sebebi, kafasında 'Federe İslam Devleti' kurmak olan AKP'nin 'Tek başına' iktidara getirilmesidir.
Bugün bu belanın oldukça fazla yol almasının ve güç kazanmasının sebebi, kafasında 'Federe İslam Devleti' kurmak olan AKP'nin 'Tek başına' iktidara getirilmesidir.
Dediklerimizi ve önemli olayları 1908 yılından başlayarak madde-madde anlatmaya çalışalım;
*1908 yılında Kürt Teavün ve Terakki Cemiyeti kuruldu. İsviçre-Fransa ve İstanbul'da okuttukları çocukları 'Kürt Entellıgencıa'sını kurdular. Avrupa ve Ortadoğu'daki Kürtçülük faaliyetleri ve SEVR' deki Kürdistan ile ilgili maddeler bunlar tarafından koyduruldu.
*1908 yılında Kürt Teavün ve Terakki Cemiyeti kuruldu. İsviçre-Fransa ve İstanbul'da okuttukları çocukları 'Kürt Entellıgencıa'sını kurdular. Avrupa ve Ortadoğu'daki Kürtçülük faaliyetleri ve SEVR' deki Kürdistan ile ilgili maddeler bunlar tarafından koyduruldu.
*Kürdistan Teali Cemiyeti. Birinci Dünya Savaşından sonra kuruldu. Cumhuriyet devrindeki isyanlarda, bu cemiyetin liderlerinin etkisi çoktur. Bugün de, bunların çocukları-torunları aynı bölücü hareketin içindedirler.
*Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi. 24 Ocak 1968 de, Barzani'nin Irak Kürdistan Demokrat Partisi örnek alınarak kuruldu. Hedefleri;
-Anayasada Türk Devletinin, Türk ve Kürtlerden müteşekkil olduğu yazılmalıdır.
-Türkiye Parlamentosunda, Kürtlerin nüfus oranına göre temsil edilmeleri gerekir.
-Kürdistan şehirlerindeki idari amirlerin, adli ve mülki memurların Kürt olması gerekir.
-Türkiye'de Kürdistan bölgelerinin sınırları belirlenmelidir.
-Türkiye Kürdistan'ında resmi dilin ve eğitim dilinin Kürtçe olması gerekir.
(44 yıl öncesi ile bugünkü PKK taleplerinde değişiklik var mı?)
-Anayasada Türk Devletinin, Türk ve Kürtlerden müteşekkil olduğu yazılmalıdır.
-Türkiye Parlamentosunda, Kürtlerin nüfus oranına göre temsil edilmeleri gerekir.
-Kürdistan şehirlerindeki idari amirlerin, adli ve mülki memurların Kürt olması gerekir.
-Türkiye'de Kürdistan bölgelerinin sınırları belirlenmelidir.
-Türkiye Kürdistan'ında resmi dilin ve eğitim dilinin Kürtçe olması gerekir.
(44 yıl öncesi ile bugünkü PKK taleplerinde değişiklik var mı?)
*Devrimci Doğu Kültür Ocakları. 1969 yılında kuruldu. Kurucuları,
Canip Yıldırım-Musa Anter-Tarık Ziya Ekinci-Sait Elçi'den oluşmuştu. Amaçları, Kürtçülük faaliyetlerini tek elden organize etmekti.
Türkiye Halk Kurtuluş Partisi-Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu-Proleter Devrimci Aydınlık Çevresi-Türkiye İhtilalcı İşçi Köylü Partisi-Devrimci Doğu İşçi Köylü Partisi.
Hepsi aynı amaç için kurulmuşlardı. Hemen hepsi aynı isimlerden oluşuyordu. Tıpkı şimdi Diyarbakır ve çevresinde hep aynı insanlardan oluşan ve sayıları yüzleri geçen Sivil Toplum Örgütleri(!) gibi!
Canip Yıldırım-Musa Anter-Tarık Ziya Ekinci-Sait Elçi'den oluşmuştu. Amaçları, Kürtçülük faaliyetlerini tek elden organize etmekti.
Türkiye Halk Kurtuluş Partisi-Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu-Proleter Devrimci Aydınlık Çevresi-Türkiye İhtilalcı İşçi Köylü Partisi-Devrimci Doğu İşçi Köylü Partisi.
Hepsi aynı amaç için kurulmuşlardı. Hemen hepsi aynı isimlerden oluşuyordu. Tıpkı şimdi Diyarbakır ve çevresinde hep aynı insanlardan oluşan ve sayıları yüzleri geçen Sivil Toplum Örgütleri(!) gibi!
*1982 yılından bu yana PKK ve siyasi ayağını oluşturacak partiler.
Şeriat Talepçileri;
*Osmanlı Devleti zamanından bu güne kurulan tarikatların sayısı yaklaşık 73 adettir. Bunlar, her kalkışmada Kürtçü-Bölücülerle beraber hareket etmişlerdir. Başlıcaları;
-Nurculuk/Süleymancılık/Nakşibendîler/Ticaniler/Biberiler/Kadiriler.
Nurculuğun kurucusu Said-i Kürdi'nin hedefi Kürt Devletinin kurulmasıydı.
Süleymancılar, kendilerinden olmayanların katlini dahi uygun görürler.
Nakşibendîler, Sami Ramazanoğlu-Mehmet Zahid Kotku-Dursun Aksoy-Tahir Büyükkörükçü önderliğinde Kürtlerin bağımsızlığı ve teokratik devlet kurulması için çalıştılar, çalışıyorlar.
*Osmanlı Devleti zamanından bu güne kurulan tarikatların sayısı yaklaşık 73 adettir. Bunlar, her kalkışmada Kürtçü-Bölücülerle beraber hareket etmişlerdir. Başlıcaları;
-Nurculuk/Süleymancılık/Nakşibendîler/Ticaniler/Biberiler/Kadiriler.
Nurculuğun kurucusu Said-i Kürdi'nin hedefi Kürt Devletinin kurulmasıydı.
Süleymancılar, kendilerinden olmayanların katlini dahi uygun görürler.
Nakşibendîler, Sami Ramazanoğlu-Mehmet Zahid Kotku-Dursun Aksoy-Tahir Büyükkörükçü önderliğinde Kürtlerin bağımsızlığı ve teokratik devlet kurulması için çalıştılar, çalışıyorlar.
Bugün yaşadığımız sıkıntıları daha iyi anlamak için Türkiye'yi yönetmiş ve yönetmekte olanların hangi inanışta olduklarını açıklayıp yazıyı noktalamak isterim.
Turgut Özal- Abdullah Gül-Recep Tayyip Erdoğan Nakşibendî Tarikatına mensupturlar. Bunların inanışına göre 'Tarikat Kardeşliği', Vatan sevgisinden Demokrasiden ve Özgürlükten çok önce gelir!
Turgut Özal- Abdullah Gül-Recep Tayyip Erdoğan Nakşibendî Tarikatına mensupturlar. Bunların inanışına göre 'Tarikat Kardeşliği', Vatan sevgisinden Demokrasiden ve Özgürlükten çok önce gelir!
Bu cemaatçi ve tarikatçıların anlayamadığı olay şudur.
Zamanı geriye götürmek mümkün değildir. Türk Milletini, Cumhuriyetin verdiği kazanımlardan geri götürmeye, Türk Kadınını tekrardan köle konumuna getirmeye ve eve kapatmaya, Türk Milletini çağdaşlıktan koparmaya kimsenin gücü yetmeyecektir.
Demokratik standartlarımızı yükselterek bir arada yaşamanın mümkün olacağı inancındayız. Fakat illa ki Türkiye'yi böleceğim, bağımsızlık istiyorum diyen varsa, bu toprakların kan dökerek alındığını hiç unutmaması gerekir.
Kanla kazanılan gerekirse elbette ki kanla korunacaktır.
Yörükleri-Türkmenleri gördünüz. Sırada Kürdüyle-Çerkeziyle-Arnavutuyla-Boşnağıyla-Arabıyla-Romanıyla-Azınlıklarıyla bir ve beraber yaşamak isteyen tüm TÜRK MİLLETİ var.
Not; Sayın Saygı Öztürk'ün yeni kitabı 'Örgüt Pazarı'nda bu konudaki gerçekleri bulabilirsiniz.
Zamanı geriye götürmek mümkün değildir. Türk Milletini, Cumhuriyetin verdiği kazanımlardan geri götürmeye, Türk Kadınını tekrardan köle konumuna getirmeye ve eve kapatmaya, Türk Milletini çağdaşlıktan koparmaya kimsenin gücü yetmeyecektir.
Demokratik standartlarımızı yükselterek bir arada yaşamanın mümkün olacağı inancındayız. Fakat illa ki Türkiye'yi böleceğim, bağımsızlık istiyorum diyen varsa, bu toprakların kan dökerek alındığını hiç unutmaması gerekir.
Kanla kazanılan gerekirse elbette ki kanla korunacaktır.
Yörükleri-Türkmenleri gördünüz. Sırada Kürdüyle-Çerkeziyle-Arnavutuyla-Boşnağıyla-Arabıyla-Romanıyla-Azınlıklarıyla bir ve beraber yaşamak isteyen tüm TÜRK MİLLETİ var.
Not; Sayın Saygı Öztürk'ün yeni kitabı 'Örgüt Pazarı'nda bu konudaki gerçekleri bulabilirsiniz.