AKP Hükümeti kadar öngörüsü olmayan, planı-programı bulunmayan, devlet bürokrasisi yerine cemaat-tarikat yetiştirmelerine güvenip danışan, dolayısıyla burnunun ucunu dahi göremeyen bir 'Kör Hükümet' görülmemiştir.
İçkiyi istedikleri kadar yasaklasınlar, bunlar içmeden sarhoş olduklarından
doğruyolu bulamayacaklar. Hele AKP'nin tüm siyaset ve bürokratik kadrosu, Başbakan Erdoğan'ın ağzından çıkan her şeye 'emriniz olur sultanım' demeye devam eder, demokratik eleştiri ve uyarı görevlerini yapmazlarsa, AKP Hükümetinin körlüğü devam edecek ve ülke felaketlerden kurtulamayacaktır.
AKP'li aklıevvellere göre, Türkiye Cumhuriyetine 'Hükümet Etmek' ,
cami yaptırma derneğini veya belediye encümenini yönetmek kadar kolaydır! Her şeyi bildiklerini zannederler. Slogan üretmeyi, hükümet etmekle karıştırırlar.
'Komşularla Sıfır Sorun' derler. Bu sözün ne içini, ne altını doldururlar. Uzun yol otobüs şoförü gibi dolaşıp dururlar. Sloganın kullanılmasının üzerinden yıllar geçer, 'Komşularla Sıfır Sorun' politikası, 'Sorunsuz Sıfır Komşu' olarak gerçekleşir. AKP'li Avarel'ler sayesinde kavga etmediğimiz komşumuz kalmaz.
Geçen sene Suriye ile 'Açık Sınır' politikasına başlıyoruz, dediler. Esad'ı kardeş ilan ettiler. Sanki Esad daha dün iktidar olmuş gibi, Suriye'nin 'Terör Devleti' ilan edildiğini, PKK belasını başımıza saranların baş sorumlusu Esad ve Babası olduğunu, Esad Ailesinin yıllardır halkına zulüm ettiklerini bilmezlermiş gibi müşterek Bakanlar Kurulu toplantısı yaptılar.
Ne zaman ki Eşbaşkan Obama ve İsrail, 'Ne yapıyorsun yahu, biz Suriye'yi bitirmeye karar verdik, sen kardeşçilik oynuyorsun' dediler, kırk yıllık Esad derhal Esed oldu ve Suriye ile düşman olduk!
Olmasına olduk ama 'Açık Sınır' politikası devam etti.
Suriye'de ne kadar it-uğursuz-katil-kaçak-tetikçi varsa hepsi ülkemize girdiler.
Bunlara, Suriye ile savaşacak El-Kaide ve benzeri katil süreleri de eklendi.
Kendi vatanında, kendi özgürlüğü için savaşmaktan korkan yüz binlerce kaçkın, Güney illerimizi ve ilçelerimizi doldurdular.
Çaldılar, dövdüler, vurdular, kırdılar. En sonunda da göz göre-göre, aylar öncesinden uyarılmaya rağmen, tonlarca bombayı patlattılar. Can güvenlikleri Türk Hükümetine ve Güvenlik güçlerine emanet olan insanlarımız,
AKP Hükümetinin 'Cahil İnadı' benzeri 'Açık Sınır' politikası sebebiyle
yandılar, kavruldular, sakat kaldılar ve öldüler.
Bu yitirdiğimiz canların, sönen ocakların tek siyasi sorumlusu, hırsı ve kibri aklının üstüne çıkmış, kontrolünü büyük ölçüde kaybetmiş olan AKP Hükümetinin Başkanıdır.
Siz 11 yıldır Türkiye'yi tek başınıza yöneteceksiniz, hala 30-40 yıl öncesini haksız yere karalamaktan medet umacaksınız!
İnsanlar sizin yanlış politikalarınız yüzünden paramparça olup ölecekler, ülke kan ve itibar kaybedecek, siz hiçbir şey olmamış gibi, 'Açık Sınır' politikamızdan şimdi vazgeçtik diyeceksiniz.
Canlarını kaybeden insanlarımızın yakınlarının ve Türk Milletinin yüzlerine televizyon canlı yayınlarından baka-baka 'Ensar' olun, evlatlarınızı öldüren bu eşkıya sürüsünü bağrınıza basın diyeceksiniz. Pes artık.
Burası sözün ve insanlığın bittiği yerdir.
İşin en acı tarafı ise, AKP Hükümetindeki körlüğün geçici değil, kalıcı olmasıdır.