Aliağa'nın başına gelenler…

Sizce 'kader' olabilir mi?

'Kader' diyenler, parmak kaldırsın, tanıyalım onları!

Sen…

Zamanın hükümeti olarak…

İzmir'in 'kuzey yıldızı' Aliağa'ya…

'Bırak şu tarımı arkadaş… Gel, seni aslanlar gibi sanayi şehri yapalım!' dediklerinde…

Neden 'N'ayır nolamaz' demedin…

Neden?

Bu kentin Baro Başkanı'nın yaptığı gibi…

(Allahı var; ilk kez böylesi bir yakıştırma ile karşılaşıyoruz…)

'Sivil İtaatsizlik' çağrısını hayatımıza kazandıran olmadı?

Neden, her şeye…

Gözümüzü kapatıp, 'Yetmez ama hayır!' diyemedik?

Şimdi, neden ağlaşıyoruz?

***

Çok değil…

50 yıl öncesine kadar Aliağa…

Balıkçılık ve tarımla karnını doyuruyordu…

Önce…

1960 Darbesi'ni takip eden süreçte…

Planlı Kalkınma Dönemi'ne 'selam' çaktık…

1965'te…

Rahmetli Süleyman Demirel

İlk başbakanlığında…

Güzelim Aliağa'nın…

İzmir'in sanayi alt bölgesi olarak planlanmasını sağladı…

İşte…

O andan itibaren…

Aliağa'nın 'makus talihi' sahne almaya başladı…

İzmir Tüpraş Rafinerisi'nin temelleri atıldı…

O dev inşaat devam ederken…

Türkiye'nin ilk özel kağıt fabrikası yatırımı gerçekleşti…

Takvimler 1975'i gösterirken…

Aliağa, birdenbire…

Sadece bölgenin değil…

Bu güzel memleketin önemli demir-çelik yatırımlarının toplandığı…

Bir üretim merkezi oluverdi…

Bugün 'deli gibi tartışılan' gemi sökümü sektörünün temelleri…

Aynı yıllarda Nemrut Körfezi'nde atıldı…

Kimsenin gıkı çıkmadı…

Dikkat!

Burası önemli…

Aynı yıl (1975) Bakanlar Kurulu kararıyla…

'Taşlıburun ile Ilıcaburun arasında kalan kıyı…

Gemi Söküm Bölgesi olarak ilan edildi…'

Türkiye'nin en büyüğü…

Petkim'in temelleri 1976'da atıldı…

O güzelim balıkçı kasabası Aliağa…

Bi'anda 'Fabrika Cenneti' oluverdi…

Uzun lafın kısası…

1960'lı yıllarda nüfusu 3 binin altında gezinen Aliağa…

(Aliağa bugün 103 bin 364 nüfusa sahip…)

Bi'anda…

İntihar edilircesine…

'Ağır Sanayi Bölgesi' ilan edildi…

Petrokimya, rafineri ve demir çelik gibi kelimeler yan yana gelince…

Bulmaca çözer gibi…

Karşınıza 'Aliağa' kelimesi çıkıyordu…

Şimdi…

Dillerdeki şöhreti…

Kuzey İzmir'in 'Sanayi Başkenti' olarak tescilli…

***

1952 yılında Belediye…

Ancak 1982'de ilçe olan Aliağa…

İşte…

O 'asbest deposu' uçak gemisinin…

Parçalanacağı yerdir…

Ve asla 'kader' değildir…

Bilakis…

Özellikle 'ağır sanayi' başkenti olsun diye üstüne titrenilmiştir…

***

Direkten dönen…

Başka bir olay daha var…

Bundan 32 yıl önceydi…

Ağır sanayi başkenti Aliağa…

'İnsanca yaşama' adına bize 'elveda' diye el sallarken…

Başka bir 'zehir' projesi hayata geçiyordu…

Tarih; 6 Mayıs 1990…

Aliağa Gencelli'de yapımı planlanan kömüre dayalı termik santrale karşı…

En az 50 bin kişi…

Gencelli-İzmir Cumhuriyet Alanı-Karşıyaka arasında el ele tutuşarak…

Kilometrelerce 'insan zinciri' oluşturdu…

Eyleme siyasi partiler de katıldı…

Sivil toplum örgütleri, belediyeler, meslek odaları da…

Zincirin halkalarını oluşturdu…

İşte o zincir…

Hükümet'in aldığı karardan vazgeçmesine neden oldu…

Hükümet'in bu kararı…

Resmi Gazete'de yayınlandı…

Termik Santral'dan vazgeçildi…

O günlerin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fahri Kurt…

Projenin 'çevrecilerin baskısı' ile iptal edildiğini…

Açık açık dünyaya duyurdu…

Bu…

İzmir adına bir zaferdi ve…

'İnsan Zinciri'nin yaratıcısı…

O günlerin CHP İzmir Milletvekili Kemal Anadol'dan başkası değildi…

***

Geçtiğimiz hafta Medyascope'da bir haber vardı…

Başlık şöyle:

'Gemi sökümünden çıkan asbestin rüzgarla taşındığı İzmir Aliağa'daki köyde olağandışı sayıda kanser vakası görülüyor…'

Aytuğ Özçolak'ın haberi, şöyle devam ediyor:

'Aliağa Horozgediği Köyü'nde olağandışı sayıda kanser vakası görülüyor... Köylülerin çoğu kanser hastası bir yakına sahip... En büyük neden köyün birkaç kilometre yakınında bulunan Aliağa gemi söküm tesisi… Burada yasak olmasına rağmen asbestli gemilerin sökümü yapılıyor… Neredeyse hiç önlem alınmadan yapılan sökümler sonucunda asbest, rüzgarla savrularak veya denize karışarak çevreye yayılıyor…'

***

Tüyler ürperten sonuç şu:

'İzmir Aliağa'daki gemi söküm sektöründeki ölüm oranı Türkiye genelinin 30 katı…'

Aliağa'da 'karşılamaya' hazırlandığımız…

Söküm için gönderilen miadı dolmuş uçak gemisi Sao Paulo için…

Çevre Bakanı Murat Kurum…

'900 ton değil, 9 ton asbest var!' demişti…

Oysa Sao Paulo'nun ikizi 'Clemenceau' bile…

Yıllar önce…

Sökümündeki skandallarla ve…

Barındırdığı 760 ton asbestle gündeme gelmişti…

***

Bunları biliyoruz ama…

Her şeye rağmen yine de …

Brezilya'dan gelen asbestli, çaptan düşmüş uçak gemisini…

Rötar yapmış bir 'sevgili' gibi dört gözle bekliyoruz…

Beklerken de…

Yıllar önce yitirdiğimiz Ayten Alpman'ın…

O 'nokta atışı' şarkısını…

Bi'kez daha hatırlıyoruz:

'Havasına suyuna taşına toprağına… / Bin can feda bir tek dostuma… / Her köşesi cennetim ezilir yanar içim… / Bir başkadır benim memleketim…'

Ne diyelim?

Sağlık olsun…

Hamiş: 'Sivil İtaatsizlik' çağrısına takıkım… Neden itaat? Kime itaat? 32 yıl önce Gencelli Termik Santralı fikrini yok eden İzmirliler, 50 kilometrelik 'insan zinciri' oluşturarak sivil itaatsizlik mi yaptı? El ele verdiler, yürüdüler hükümeti pes ettirdiler… Sivil İtaatsizlik, sevimsiz bir eylem adı olarak tarihe geçecek… Özgün düşüncemdir!'

Nokta…

Sonsöz: 'Hayat bir nefestir, aldığın kadar… Hayat bir kafestir, kaldığın kadar… Hayat bir hevestir, kaldığın kadar… / Hz. Mevlana…'