Her birimizin geçmişi, anımsamak istemediğimiz, aklımıza geldiğinde yanaklarımızı kızartacak cinsten ne çok hatalarla doludur kim bilir! Yapılan hatalara ödenmiş faturalar kabarıksa bir de, yanak kızarmanın çok ötesine geçer duygular’…
Fayda vermez pişmanlıklar’… Ah çekmeler, sızılar’… Belki de hala geçmişte kesilen faturalara ödemesi devam eden, bitmez tükenmez bedeller!
’“Hata insana mahsustur’” Bu söz; canlılar içersinde en zaaflı, en korunmasız ve hataya en açık olanı insandır anlamına mı geliyor?Diğer canlılar hata yapmaz mı?
Bir bitki yetişeceği toprağı kendi seçemez ama arı bal yapacağı çiçeği seçmek zorundadır. Lakin yanlış bir seçim hayatına mal olabilir. Ve bu doğrultuda hareket etmesini sağlayan bilinç, genleriyle ona iletilmiştir. O yüzden kendisine zarar verecek ve yaşamını tehdit edecek bitkilerden uzak durmayı da, bal verecek çiçeği de bilir.
Bazı balık türleri ve ahtapot gibi kamuflaj uzmanları, kendilerini bulunduğu ortama uydurma bilgisiyle donanmış olarak yaşama merhaba der. Ceylan avcısından uzak durması gerektiği, çıtalar en önemli savunma araçlarının hızlı koşmak olduğu bilgisiyle yüklüdür.
Ya insan?
İnsan genleri uyarı bölümlerini boş mu geçer?Genleri ’“Ataların şu veya bu konuda, şu veya bu hatayı yapmıştı, aman haaa bunlardan uzak dur’” demez mi?
Diyelim ki genler uyarı konusunu es geçti’… Ya geçmiş deneyimlerin aktarıldığı onca belge! Bilgelerin hatıratlarıyla dolu kütüphane rafları’… Dünün muhakemesi, yarınına ışık tutmak için geçmişten yuvarlanarak gelen kulağa küpe niteliğindeki atasözleri!
Yine de uslanmaz insan denen varlık, devam eder hatalarına’… Satır aralarına gizlenmiş vurguları, düşünce sınırlarına hücum eden veciz sözleri yok sayar.
Mutlak doğrularla, yanlış yapmadan ve yanlış bakmadan, sıfır hata ile yaşamak ne kadar mümkündür peki?
Kartal gibi hatayı göze almak yerine, yerdeki buğday tanesi yanındaki tuzağı görmek için, her zaman karga gibi mi yaşanmalı?
Belki hayat; yanlış yapma korkusuyla bir köşeye sinip, akıp giden günlerin ardından el sallamak ile yanlış yapmayı göze almak arasında bir yerlerde sıkışmıştır! Hata yaparak, yanlışlara bulanarak, düşüp kalkarak ve getirdiği acılarla yoğrularak bedel ödemeyi göze almaktır belki de!
Ayrıca bilge ’“eğer bir yerde hata yoksa orada hiçbir şey yapılmıyor demektir’” diyor. Demek ki ’“hata yapmak’” aynı zamanda bir şeyler yapıyor olmanın ölçüsü’…
Bunu görmüş olacaklar ki ’“Herkes hata yapabilir ama akıllı insan aynı hatayı ikinci kez yapmaz’” diyerek tarihe not düşmüş yine bilgeler’…
Sayfalar dolusu yazılabilecekken, tek bir cümleye sığdırılıvermiş sanki her şey’… Karanlıkta şakıyan şimşek etkinliğinde bu veciz söz! Tam anlamıyla tek bir cümleye sığmış anlatılmak istenen’…
Mademki hata yapmadan yaşamak mümkün değil. Aynı hatalar tekrarlanmamalı kısacık ömürde. Mademki ’“yanlış’” insanla birlikte anılmaktan rahatsız değil, insan da rahatsız olmamalı ’“yanlış’”la anılmaktan’…
Aynı çukura bir daha düşmeden, aynı duvara bir daha toslamadan rotayı hızla doğruya çevirebilmeli.
Korku ve kaygı ile örülmüş dünyasından çıkıp, hata yapmaktan korkmayarak’… Aynı hatayı tekrarlamayarak yaşamayı becerebilmeli...
İkinci kez yapılacak ve ileride sızı bırakacak hatalardan uzak bir yaşamınız olsun dostlar, kalın sağlıcakla.