Türkiye’’nin Harika çocuğu’” Devlet Sanatçısı Suna Kan, Yaşar Üniversitesi Oda Orkestrası’’nın konserinde solist olarak sahneye çıktı.’ Kan, 258 yıllık Stradivarius marka kemanıyla İzmirli sanatseverlere unutamayacakları bir konser verdi.
İzmir’’de vakıf üniversitelerinin müziğe desteğinin ilk örneğini oluşturan ve fikir babalığını Selçuk Yaşar’’ın yaptığı Yaşar Üniversitesi Oda Orkestrası ünlü sanatçıların sahne aldığı konserler dizisi Devlet Sanatçısı Suna Kan konseri ile sürdürdü.
Selçuk Yaşar Kampusu Konser Salonu’’nda gerçekleştirilen ve Yaşar Üniversitesi Oda Orkestrası Şefi Rus sanatçı Alexander Rudin’’in yönettiği konsere İzmirliler büyük ilgi gösterdi. Konserde orkestra ilk olarak Alexander Rudin’’in özel olarak düzenlediği R.Schuman’’ın La Minör Quartet’’ini yorumladı. Ünlü sanatçı Suna Kan, 1953 yılından beri kendisine hediye edilen ve konserlerinde kullandığı 1752 yapımı Stradivarius marka kemanıyla J.S.Bach’’ın mi majör keman konçertosunu yorumladı.
Ünlü bestecilerin eserlerini seslendiren orkestra ve Suna Kan’’ın birlikte ortaya koydukları performans izleyicilerin büyük beğenisini topladı. Rusya’’nın Devlet Ödüllü sanatçılarından biri olan ve tüm dünyada konserler veren, aynı zamanda Yaşar Üniversitesi Oda Orkestrası’’nın Genel Müzik Direktörlüğü’’nün yapan Alexander Rudin’’in yönettiği konser İzmirli sanatseverler tarafından ilgiyle izlendi. Türkiye’’nin ’“Harika çocuğu’” olarak bilinen ve 1948 yılında TBMM’’nin çıkardığıı özel bir yasa ile müzik öğrenimi görmek üzere İdil Biret ile birlikte Fransa’’ya gönderilen Devlet Sanatçısı Suna Kan olağanüstü müzik yeteneğini bu konserde de sergiledi. Konser sonunda Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Barkan, Rudin ve Kan’’a birer çiçek verdi.
KEMANIN İLGİNÇ ÖYKÜSÜ
Suna Kan, 60 yıldır kullandığı kemanının ilginç öyküsünü de paylaştı. 'Harika Çocuklar' olarak bilinen yasayla Fransa'da müzik eğitimi aldığı dönemde, iyi bir kemanı olmadığını ve kendileriyle ilgilenmek üzere dönemin bakanlığı tarafından görevlendirilen ''talebe müfettişi''nin yıl sonu sınav döneminde kendisine iyi bir keman kiraladığını anlatan Kan, sınavlar sona erince bu kemanın iade edildiğini söyledi.
Talebe müfettişinin 1952 yılında kendisine şimdi kullandığı 1752 yapımı kemanı getirdiğinde çok mutlu olduğunu ifade eden Kan, şöyle konuştu: ''O zaman bu keman kiralama işi Türkiye'de duyulmuş herhalde. İstanbul'da bir hanım, topluca bir para yollamış Paris'teki talebe müfettişine, tek şartı da isminin açıklanmaması olmuş. Benim bu hikayeden 7-8 sene önce haberim oldu. Daha önce haberim olsaydı, en azından hanım yaşamıyorsa bile ailesini bulurdum, bir şey yapardım. O zamanki talebe müfettişi yaşıyordu, şimdi vefat etti, ona sorardım. Artık sorabileceğim, öğrenebileceğim kimse kalmadı. Bu keman bana kimin hediyesi bilmiyorum, ama kendisine müteşekkirim, tüm ömrümce benimleydi.'' Kan, kemanının kendisinden sonra kime kalacağına henüz karar vermediğini belirterek, genç yetenekleri izlediğini kaydetti.