Kızılay’dan bir ilk daha: Yunus Emre Evleri

Soner Çağlar/Egedesonsoz - Kızılay Genel Başkanı Tekin Küçükali, dünyada ilk defa 20 metrekare büyüklüğe sahip, içinde duşundan mutfağına kadar afetzedelerin her türlü ihtiyaçlarını sağlayabilecekleri Yunus Emre evlerinin, Kütahya Simav’da ki deprem sonrası, evleri oturulamaz hale gelen vatandaşlar için kurulmaya başladığını açıkladı. İlk etapta 50 Yunus Emre Evi’nin Simav’a sevk edildiğini belirten Küçükali, “Toplamda 200 Yunus Emre Evi kuracağız. Kızılay olarak her zaman yaptığımız gibi vatandaşlarımızın yanındayız. Yunus Emre Evleri, Simavlıların birazcıkta olsa rahatlamasını sağlarsa ne mutlu bize” dedi.

 

Kızılay Genel Başkanı Tekin Küçükali, Kızılay Konak Şubesi’nin düzenlemiş olduğu etkinliğe katılmak için İzmir’e geldi. Etkinlik kapsamında Bostanlı Beşikçioğlu Camii’nde Cuma namazı öncesinde vaiz kürsüsüne çıkarak, vatandaşlara Kızılay’ın hem Türkiye’deki hem de dünyadaki yardım faaliyetlerini, yapmış olduğu çalışmaları anlattı.

Yine etkinlik kapsamında Cami avlusuna kurulan Kızılay çadırlarında vatandaşlar çalışmalar hakkında bilgilendirilirken, kan vermek isteyenler de kan bağışında bulundu. Kan bağışında bulunanlarla sohbet eden Tekin Küçükali, her 3 ayda bir kan bağışı yapmanın faydalarına değindi. Kızılay Konak Şube Başkanı Nihat Baç, vatandaşları bilgilendirmek için böyle bir etkinlik düzenlediklerini belirterek, etkinliğin son derece faydalı olduğunu belirtti. Baç " Ulu önder Atatürk ve tüm şehitlerimiz adına lokma döktürdük. Ruhları şad olsun Allah kabul etsi" dedi.

 

Geçtiğimiz günlerde Kütahya Simav’da meydana gelen deprem sonrasında Kızılay’ın vakit geçirmeden bölgeye yardımları ulaştırdığını anlatan Küçükali, Yunus Emre Evleri olarak adlandırdıkları barınma ünitelerini dünyada ilk defa Kütahya Simav’da kuracaklarını açıkladı. Yarın Simav’a gideceğini açıklayan Küçükali, önemli bir çalışmaya da imza atacaklarını ifade etti.

 

Afetzedelerin orta ve uzun dönem barınma ihtiyaçlarına cevap vermek üzere kompozit malzemelerden üretilen Yunus Emre Evlerinin, 20 m² kullanım alanına sahip olduğunu anlatan Küçükali, içerisinde kullanıma hazır mutfağı, banyosu, tuvaletleri ve dolapları mevcut evlerde, elektrik ve su tertibatının da bulunduğunu belirtti. Kurulumu kolay evlerle ilgili çalışmaları tamamladıklarını kaydeden Küçükali, ilk etapda 50 adet evin Simav’a gönderildiğini toplamda da 200 adet Yunus Emre Evinin kurulacağını bildirdi. Küçükali, “Yunus Emre’nin meşhur sözleri vardır. ‘Elif okuduk ötürü, Pazar eyledik götürü, Yaratılanı severiz, Yaratandan ötürü’ şeklindeki sözleri evlerde yazıyor. Bu sözleri Yunus Emre evleri ile özdeşleştirdik” diye konuştu.

 

Simav’da parti aracıyla yardım dağıtılması konusunda da sorulara yanıt veren Küçükali, şunları söyledi:

“Öncelikle duyarlılığınıza teşekkür ediyorum. Haberin doğrusunu yazmak lazım ki, doğrusu anlaşılsın. Simav’da bir kriz masası var. Kriz masasının başında Vali bey ve yardımcıları var. Kaymakam ile Kızılay’ımızın da yetkilisi var. Sistem şöyle işliyor, ihtiyacı olan vatandaş kriz masasından talep ediyor. Kriz masasının öngördüğünü yazılı bir evraka bağlıyor. O yazılı evrakı bizim çadır kentimizdeki görevli olan amirimize gönderiyor. Oradaki yazılı olanlar ilgiliye veriliyor. Bu şekilde bir müracaat geliyor. Gelen yer Tabakhane mahallesi muhtarı. O ihtiyaçları bizden alıyor, kenara koyuyor. Aracın olmadığını beyan etti. Bir araç tedariki için çıkıyor.

Aynı mahallede oturan gençleri görünce, ‘benim aracım yok. bana yardım eder misiniz’ diyor. Elinde ihtiyaç sahiplerinin listesi, onlara da bunu gösteriyor ve veriyor. Onlarda geliyorlar, bizim malımızı yüklüyorlar. Bizim görevlilerimiz siyasi partinin aracında mallarımızı görünce polise durumu ihbar ediyoruz. Polis, o kişileri yakalıyor, savcılığa gönderiyor. Savcılıkta mahkemeye sevk ediyor, mahkemede davada tutuksuz yargılanmalarına karar veriyor.

Yani olur olmaz şikayette bulunuluyor. Burada şu da çok önemli. Mallar ihtiyaç sahiplerine gidiyor. İyi niyetten ötürü gençler fark edemiyor. Bir siyasi partinin aracıyla götürmemeliyiz şeklinde düşünememiş olabilirler. Daha sonrada gereken yapıldı. Bu bizim dikkatimizi gösteriyor. Biz din, dil ırk ayrımı yapmayan bir kuruluşuz. Bizim için herkes çok değerlidir. Bizi seveni de daha çok severiz.”

 

Küçükali, “Her seçimden 3 ay önce tüm şubelerimize yazı göndererek, siyasi partilerle herhangi bir bağlantılarının olmamasını istiyoruz. Biz partiler üstü bir kurumuz. Hiçbir partiyle bağlantımız söz konusu olamaz. Bu sayede Kızılay 100 yılı aşkın süredir ayaktadır. Olay sonrası yetkililerimiz durumu polise bildirmişlerdir. Gereğinin yapılmasını bekliyoruz. Ülkemizde yaşayan herkes aynı sevgi ve saygıdadırlar” şeklinde konuştu.

 

Camide vaiz kürsüsüne çıkıp, Kızılay’ın çalışmalarını anlatması ile ilgili soruya ise Küçükali, “Uzun zamandır, her Cuma günü bir şehirde, bir camide Kızılay’ın çalışmalarını anlatıyorum. Diyanet İşleri Başkanlığı ile ortak bir çalışmadır. Cuma günleri camilerde böyle bir çalışma yaparken, Pazar günleri de kiliselerde bu bilgilendirme çalışmalarımız sürüyor. Biz Kızılayız. Bizim için değişen bir şey olmaz. Onlara da kendimizi anlatıyoruz. Yardım etmek isteyenler için neler yapabileceklerini anlatıyoruz” diye konuştu.

 

Batman’da yaşanan sel felaketi sonrasında afetzedelere yardım için bölgeye gittiklerini anlatan Küçükali, belediye başkanın kendilerine ilk etapta sıcak karşılamadığını ancak samimiyetlerini görünce bu düşüncesinden vazgeçtiğini belirtti. Küçükali, belediye binasında afete uğramayan bölge insanlarının yardım amacıyla gönüllü olarak getirdikleri eski kıyafetleri gördüğünü belirterek, Vakko mağazalarını kuran ünlü yahudi asıllı işadamı ve modacı 2007 yılında vefat eden Vitali Hakko’nun yardımlarından da bahsetti. Küçükali, “Eski kıyafetleri görünce başkana, ‘siz bunları dağıtmayın. ben size Türkiye’nin önde gelen markalı ürünlerinden yardım getireceğim’ dedim. Ünlü markaların sahiplerini aradım. Sağolsunlar yardımlarını esirgemediler. Bunlardan biri de Vakko’nun sahibi Vitali Hakko’yu aradım. Ve hiçbir zaman bana yok demedi. 3 tır Vakko ürünü gönderdi. Erkek, kadın ve çocukları bu giysilerle giydirdik. İnsanlar çok mutlu oldu. Ancak şimdi oğlu vermiyor. Oğluna buradan da sesleniyorum, ‘Babasının yolundan yürüsün.’ yanlış anlaşılmasın, bu da bir istek, bir temennidir.”

 

İzmir’de şube başkanlarının çok çalıştığını bizzat gördüğünü dile getiren Küçükali, “Başkanlarımız çok diri ve çok çalışkan. kendilerini tebrik ediyorum. İzmir nazik bir yer. Burası afete maruz kalan iller arasında. Burada arkadaşlarımız eğitimler alıyorlar, hizmetleri gönüllü olarak yerine getiriyorlar”