İZMİR - Yaşları 26 ile 32 arasında değişen beş gencin bir araya gelerek kurduğu İzmirli Karton Plak grubu, gündüzleri kendi mesleklerini icra ederken, geceleri de iş hayatından geriye kalan tüm zamanlarını müzik yaparak geçiriyor. Üniversite döneminde tanıştıkları müziğe İzmir’de devam eden Karton Plak grubu üyeleri, Türkçe sözlü rock müzik ile yakın bir gelecekte kendi albümlerini yayınlamaya hazırlanıyor. Vokalde Ceyhan Aytanç, gitarda Sedat Dinçer, bas gitarda Mustafa Haydar Demirok, klavyede Çağlar Çınar ve davulda Emir Durmuş’tan oluşan gruba, merak edilenleri sorduk.
İşte Karton Plak’ın öyküsü:
Müzikle nasıl tanıştınız?
Ceyhan: Küçük yaşlarda gitar çalmaya heves ettim. Daha sonra ney üflemeye de bir süre ilgi duydum. Bir gün arkadaş grubu çaldıkları barda dinlerken, beni bir şarkı söylemem için sahneye çağırdılar. Çıkış o çıkış oldu. Bir daha inemedim.
Çağlar: Her insanın hayatında bir boşluk doldurma gibi arayışları olur. Ben de yaşamımda keşfettiğim bu boşluğu müzikle doldurabileceğimi anladım. Bir süre ders aldıktan sonra zaten bir baktım; yüzlerce bar programı ve konser geride kalmış.
Mustafa: Çağlar’ın anlattığı gibi; ruhunuzdaki bir boşluğu kapatmak gerekir bazen. Ya meşgale olarak ya da eğlence olarak. Biz her ikisini de yapıyoruz sanırım.
Emir: Hani anlatırlar ya; küçükken davulcu olmak istemiştim ben de. Bir gün okulda bateri çalan bir arkadaşımı görünce ‘ben bu işe girmeliyim’ dedim ve kendime bir darbuka alarak başladım.
Sedat: Müziği dinlemek kadar insanın müziğe ekleyebileceğine inandığı birkaç cümle kurmak istedim. Benim de başlamam bu şekilde oldu.
Ne tür mesleklerle uğraşıyorsunuz?
Çağlar: Benim okulum yeni bitti. Bankacılık düşünüyorum. Sedat ve Emir bir kamu kuruluşunda görev yapıyor. Ceyhan tarih öğretmeni, Mustafa da gazeteci.
Yapmak istediğiniz müzik türü nedir? Sizce Türkçe sözlü rock müzikte bir kısır döngü mü başladı?
Emir: Aslında hepimiz kaliteli yapılan işlerden hoşlanıyoruz. Kafamızda kimsenin icra ettiği türü taklit etmek gibi bir düşünce de istek de olmadı. Naif çalıp, bir parçaya sertlik verebiliyorsanız; bestenizdeki öfkeyi ve tepkiyi dışarı sunabiliyorsunuz demektir. Aynı şey; sert tuşelerle dalgasız bir denizi anlatabilmeye de benziyor.
Ceyhan: Genel itibariyle bir arabesk furyası yaşandı. Şimdi gruplar cover dediğimiz yeniden düzenleyecekleri parça bile bırakmadı.
Sedat: Geniş ve insanı uzaklara götürebilen sesler; bir şarkının aslında olgunluğunu anlatıyor.
Konserler ve bar programlarınız nasıl tepkiler alıyor?
Mustafa: Bir parçayı dinlemeyi seviyorsak ve repertuvarımıza bunu yine severek almışsak; o enerjiyi konser ve bar programlarında çalarken karşımızdaki kitlelere çok iyi aktarabiliyoruz.
Çağlar: Bar programları bizim için inanılmaz keyifli geçiyor. Bir de şu barlarda sahneleri hafif genişletseler, hiç fena olmayacak..
Sedat: Canlı performansımızı izleyemeyenler; sosyal paylaşım siteleri üzerinden takip ediyor. Bu sayının her gün katlanarak artması; emeklerimizin doğal karşılığı olmalı.
Ceyhan: Her işin bir zorluğu var. Ama biz bu zorluğa severek katlanıyoruz.
Albüm planlarınızdan bahseder misiniz?
Sedat: Elimizde neredeyse iki albüm çıkarabilecek şekilde güzel parçalar birikti. Biraz ince eleyip sık dokuduğumuz için; çok da acele etmedik bu zamana kadar.
Çağlar: Her müzikle uğraşan insanın yapacağı gibi; zamanla biriken ve ileride iddialı olacağına inandığımız eserlerimizi yakında tüm Türkiye’ye duyuracağız.
Emir: Gündüzleri çalışıyoruz. Akşamları ya prova yapıyoruz ya da sahneye çıkıyoruz. Doğal olarak bu tempo arasında işler o kadar da hızlı yürümeyebiliyor. Ama eminim; bizi dinleyen insanlar çıkış parçamızı sabırsızlıkla bekleyecek.