İZMİR - Ulaştırma eski Bakanı ve AK Parti İzmir milletvekili adayı Binali Yıldırım, ilk Türk uçağını İzmir'de üretmek için Hollandalı Fokker Uçak Firması'ndan ortaklık teklifi aldıklarını ve bu teklifi değerlendireceklerini açıkladı. Firmanın uçak yapım teknolojisini getirmek kaydıyla özel tasarım Türk uçaklarını ortaklaşa üretmek istediğini kaydeden Yıldırım, "Seçimden sonra önümüzdeki en önemli işlerden birisi bu olacak" dedi.
Habertürk Gazetesi Genel Koordinatörü ve Ege Temsilcisi Osman Gençer'i ziyaret eden Ulaştırma eski Bakanı ve AK Parti İzmir milletvekili adayı Binali Yıldırım, Habertürk EGELİ'ye gündeme ilişkin değerlendirmeler yaptı, yeni projelerini açıkladı. AK Parti'nin Türkiye'nin ilk yerli uçağını üretme projesine Hollanda'lı Fokker uçak firmasının talip olduğunu kaydeden Yıldırım, firmanın üretim yeri olarak İzmir'i seçtiğini açıkladı. Fokker Uçak Firması yetkilileriyle İzmir'de bu konuda bir görüşme de yaptığını açıklayan Yıldırım şöyle konuştu: "Bizim yerli uçak yapım projemizle birkaç ülke ilgileniyor. Bu konuda Hollandalı Fokker isimli eski ve iyi bir uçak firması ile bir görüşme yaptık. Bu işi İzmir'de yapmak istiyorlar. İzmir'in alt yapısını, imkanlarını incelemişler. Fokker, küçük ve orta gövdeli jetler yapıyor. Bombardier ve ATR gibi. Onlar bu teknolojiyi getirmek kaydıyla, ayrıca Türkiye'nin kendi özgün dizaynını yapmaya da katılmak suretiyle bir ortaklık arayışı içindeler. Bizim de 2023 hedeflerimiz arasında 'Yerli uçağımızı yapacağız' şeklinde kamuoyuna deklaremiz var. Onunla ilgili bir görüşme talep ettiler. Geldiler CEO'ları ile İzmir'de bir görüşme yaptık. Seçimden sonra önümüzdeki önemli işlerden birisi bu olacak. Bu bir ortaklık olacak. Onların teknolojisi var, firması var, lisansı var. Ellerindeki tüm teknolojiyi, bilgiyi lisansı ve parayı ortaya koyacaklar. İlk üretim onların denenmiş dizaynları ile yapılacak. Ama asıl özgün Türk dizaynı için çalışmalar aynı anda başlatılacak"
10 YILDA UÇURURUZ
Bugün başlansa tamamen Türk yapımı uçağın 10 yılda ancak uçurulabileceğini kaydeden Bakan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: "Uçak yapmak bir şey değil. Onu oturur yaparız. Ancak uçağın uluslararası kabul görmesi için tüm parçaların tek tip onayını almak lazım. Kullanacağın her parçanın serftifikasının alınması lazım. Bunu da Amerika, Avrupa veriyor. Bu teknolojiyi ellerinden çıkarmamak için çok yoruyorlar. Endonezya uçak yaptı, uçuramadı. Çin uçak yaptı. Birkaç kez uçuramadı, sonra Amerika'dan icazet aldı, yavaş yavaş uçuruyor. Rusya, Ukrayna yaptı ama Amerika ve Avrupa sahaları kapalı. Kendi sahalarında uçuyorlar. Mecburen Airbus, Boing ile ortaklık yapmak zorunda kaldı. Uçak sanayinde henüz tekel var. Ayak altına düşmüş bir sektör değil. Otomotiv gibi değil. Otomotivde artık tılsım kalmadı. Ama uçak öyle değil."
TEKLİFİ DEĞERLENDİRİYORUZ
Fokker firmasının teklifini değenlendireceklerini de kaydeden Yıldırım "Bizim onun kararını tek başına vermemiz mümkün değil. Doğru da olmaz. Böyle bir teklif var ve onu biz değerlendireceğiz. Seçimden sonra önümüzdeki önemli işlerden birisi bu olacak" dedi. İzmir'in uçak yan sanayi ihtisas bölgesi olmaya da aday olduğunu kaydeden Yıldırım "İzmir uçak endüstrisinin ihtisas bölgesi olmaya aday. Zaten bu konuda ege Serbest Bölgesi'nde bir mayası var. Nasıl medikalde bir şekilde öne çıkmışsa, uçak sanayine ve uçak yapımına destek verecek yan sanayi de burada kurulabilir. Bunu pekala mümkün görüyorum" dedi.
CHP SEÇİMİNİ KOCAOĞLU YÖNETİYOR
CHP'nin İzmir'deki seçim çalışmalarını İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'na havale ettiğini de söyleyen Ulaştırma eski Bakanı ve AK Parti İzmir milletvekili adayı Binali Yıldırım, "Başkan Allah selamet versin. 'Genel seçimlere beni karıştırmayın' diyor ama CHP seçimini İzmir'de Aziz Kocaoğlu yürütüyor. Bunu görmemek için çok saf olmak lazım. CHP Aziz Bey'e havale etmiş işi. Öyle görünüyor" dedi.
Sahile tramvay projesi kentte tartışıldı mı?
Başkan Aziz Kocaoğlu'nun Aralık ayında Ulaştırma Bakanlığı'na Kordon ve Karşıyaka'ya sahilden tramvay yapma talebiyle başvurduğunu ve onay istediğini söyleyen Yıldırım, bu projeyle iligili endişeleri olduğunu söyledi. Bu konunun İzmir kamuoyunda tartışılması gerektiğini söyleyen Yıldırım "O zaman Kordon yolunu niye yapmadık" diyerek, şöyle konuştu: "Sayın Kocaoğlu Aralık ayında bize müracaat ederek 'Ben Kordon'a ve Karşıyaka'ya sahilden tramvay yapacağım. Bunun için olur verin' dedi. O olurlar verilmek üzere. Ama orayla ilgili benim bir endişem var. İzmirli bunu tartıştı mı acaba? Biz şu viyadüklü yol Kordon'dan geçmesin diye limanda kestik. Tüm riski üzerimize aldık. Şimdi Kordon ile sahil arasına böyle bir tren hattı yapılacaksa o zaman bizim bu yaptığımız ne işe yaradı? Bu proje tartışıldı mı acaba? Bu projenin mutlaka İzmirlilerle tartışılması gerektiğini düşünüyorum. Bu proje olursa o Kordon'u eskisi kadar rahat kullanamazsınız. O rahatlığı orada kimse bulamaz. O teraslarda oturup dükkandan servisçi gelip hizmet veremez. Projenin toplu taşımacılığa katkısı ayrı bir şey. Kordon ve Karşıyaka sahili ile binalar arasına böyle bir raylı sistemin olması, o bölümde kopukluk oluşturur. İzmirli bunu bilsin. Ben İzmirliler adına konuşmuyorum. Sadece ben erken uyarımı yapıyorum. Benim İzmir'e karşı bir sorumluğum var. Ben buranın vekil adayıyım. Burada İzmir kamuoyunun ilgilendiği veya ilgilenmediği, sevdiği, sevmediği konuları bilmem lazım. İzmir kamuoyunda yeterince tartışılıp tartışılmadığının açıklanmasını isterim. Burada mutabakat var mı yok mu? İnsanlar ne diyor. Yapılsın mı yapılmasın mı? Sadece bilmediğimden soruyorum. Bunu siyasi endişeyle demiyorum. Bakan bizim projeye karşı çıktı diye düşünmeyin. Çünkü o konuda olur verilmek üzere. Bu projenin hakikatten sakin şekilde bu yönüyle, denizle karayı kesiyor mu kesmiyor mu buna bakmak lazım. Ben diyorum ki bu viyadüklü yolu o zaman niye kestik?"
İnce siyaset yapıyor
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin metro hattının Otogar, Buca, Narlıdere ve Urla olmak üzere toplam 70 kilometre uzatılması ve bu projelerin Ulaştırma Bakanlığı tarafından yapılması konusunda müracaat ettiğini hatırlatan Yıldırım, Kocaoğlu'nun bu konuda yaptığı eleştirileri "İnsafsızlık" olarak nitelendirdi. Yıldırım şöyle konuştu:
"Aziz Bey'in bu konudaki beyanatında bir cümle hoşuma gitmedi. Diyor ki, 'Ankara'ya, İstanbul'a lütfettiniz metroları yaptınız. Bizimkinin onayı bekliyor. Bizimkini de yapıverin'. Bir kere onlar bize yarım işlerini devrettiler. Yeni proje teklifleri yok. Yani Ankara Belediyesi ile farkı, onlar devam eden işlerini bize devrettiler, mevcut işi tasfiye ettiler. Yeni bir hat için Ankara'nın talebi yok. İstanbul'un yarım kalanlarla birlikte bir tane yeni hat talebi var. Onlar da planlanıyor. Siz Aralık'ın sonunda müracaat edeceksiniz, 3-4 ay sonra da 'madem yapacaklardı, şu hatları yapsınlar' demek insafsızlık. Bu biraz seçime dönük siyaset. İnce siyaseti Aziz Bey çok iyi biliyor".
GÖREVİ İZBAN, REKLAMI BELEDİYE YAPIYOR
İzmir Büyükşehir Belediyesi ile TCDD işbirliğinde yapılan Aliağa-Menderes raylı sistemi ve devam projeleri konusunda da Kocaoğlu'na sitemde bulunan Yıldırım, "Görevi İZBAN'a yaptırıyorsun, reklamı belediyeye. Doğru değil" diye konuştu. Yıldırım, "İZBAN konusu da çok hoş değil. Ben Aziz Bey'in kendisine de söyledim. 'Bu ortak iştir, burada adil ol başkan' dedim. 'Reklam yaparken bizden de bahset' dedim. Bilen biliyor. Kullanan 'Allah razı olsun yapanlardan' diyor, belediyeden demiyor. Bilen biliyor ama. Şimdi sen de 'Büyükşehir Belediyesi olarak hattı Torbalı'ya uzatıyoruz' dersen bu yanıltıcı reklam olur. Bu iş Büyükşehir Belediyesi'nin işi değil. Bu yanıltıcı bir reklam. Doğru değil. Görevi İZBAN'a yaptırıyorsun, reklamı belediyeye. O zaman biz de reklam asalım. Bunlar lüzümsuz işler. Bunlardan bir fayda gelmez. Daha güzel konulara yoğunlaşmak lazım" dedi
SEÇİMDEN SONRA İLK İŞ ÇAĞRI MERKEZİ
Seçimden sonra İzmir'e ilk olarak çağrı merkezlerini yaygınlaştıracaklarını, ikinci olarak da İzmir'i dijital arşiv kenti haline getirecek çalışmalar yürüteceklerini söyleyen Yıldırım, şöyle konuştu: "İzmir için ilk planlamayı yaptık. Bornova'da bir çağrı merkezi kurduk. Acil olarak yapılacak konu bu. 500 kişi ile başlayacak. Giderek artacak. İlk icraatı yaptık. İkinci icraat, dijital arşiv kent olacak. Bütün şehirlerin, kamu kurumlarının, şirketlerin, bakanlıkların, beledeyilerin arşivleri dijital ortama aktarılıyor. Kağıt, güve, toz ortamından kalkacak olan arşivler dijital ortama geçirilecek".
PROJELERİ "OY"A GÖRE YAPMAYIZ
12 Haziran seçimleri öncesi İzmir için çok sayıda proje vaat ettikleri, İzmir'den yeterli oy alamazlarsa bu projeleri ne ölçüde gerçekleştirebilecekleri konusundaki soruya ise yıldırım "Biz oya göre iş yapmayız" yanıtını verdi. Yıldırım, şöyle konuştu:
"Bizim sicilimizi seceremizi inceleyin. Biz oya göre iş yapmayız. Siyaset ahlakımıza ters düşer. Hem bu ülkeye karşı sorumluluklarımız var. Türkiye'nin her tarafında oy veren vermeyen herkes bizim vatandaşımız. Vatandaş uçacak, ama siyasetçi uçmayacak. İzmir 2023'e hazırlanacaksa, İzmir marka şehir olacaksa, herkesin görmek istediği yerde olacaksa, İzmir'i bugünkü durumundan kurataracaksa bu projelerin yapılması lazım. Biz imkan bulduğumuz nispette yapacağız. 12 yıllık bir hedef koyduk. Ne kadarını yapabiliriz bilmiyorum. Yapacağız. Ama en azından bunlar kayda girdi. Kim gelirse gelsin bu projeleri devam ettirmek durumunda. Biz olursak biz devam ettiriz. 'Sizden usandık' derseniz bir başkası bu projeleri devam ettirir. Bir şey kayda girdikten sonra o artık çıkmaz".
NE KALESİ KARDEŞİM
CHP'nin "İzmir'in kalesi" yorumlarına ise "Ne kalesi kardeşim aramızda 1 milletvekili var" diye tepki gösteren Yıldırım, CHP'nin de son dönemde "10+10 olmak üzere 20 milletvekili çıkaracağız" sözünden dönmeye başladığını söyledi. Yıldırım "Kale muhabbeti var ya, ne kalesi kardeşim. CHP'nin bizden 1 milletvekili fazlası var. Neresi kale. 'Bizim kalemiz İzmir' dediği zaman bu gerçeklerle örtüşmüyor. Olsa olsa İzmir hizmet kalesi olur. CHP'liler 10+10 diyorlardı, şimdi oradan biraz tornistan yaptılar. 9+9 dediler. Şimdi de bir arkadaş 'İzmir kimsenin kalesi değil' demiş. Dediğimiz noktaya gelmiş. Bu iyi bir şey. Makul düzeye geliyor siyaset."
12
6
Künye
İletişim
Facebook
Twitter
Google+
RSS
Sitene Ekle
Günün Haberleri