İZMİR – Başbakan Erdoğan İktisat Kongresi açılış oturumunda İzmir’den ülkeye çarpıcı mesajlar verdi.
Kendisine yönelik eleştirilerle ilgili ilk meclisi örnek gösteren Erdoğan, "Bizim ilk meclisimizi çok anlamlı bir meclistir. Tablo görmek isteyenler ilk meclise bakmalıdır. Gazi Mustafa Kemal'in sağına soluna bakmalılar. Eğer onu görürlerse bugün çok daha rahat edecekler. 2023'te dünyanın en büyük 10 ülkesinden biri konumuna geldiğimizde bu milletimizin tamamının eseri olacaktı" dedi.
İŞTE EROĞAN’IN MESAJLARI
Cumhuriyetimizin dün kuruluşunun 90. Yıl dönümünü kutladık. Cumhuriyetin kazanımlarının gururunu milletçe yaşarken İstanbul’da Marmaray’ın açılışını yaptık. Yeni bir gurur tablomuzdu. Ayrıca 5. İzmir İktisat Kongresi’ni toplayarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İlk İzmir İktisat Kongresi’ni savaştan yeni çıktığımız dönemde yapmıştık. 1920’lerde en iyi iktisat nasıl yapılır diye düşünülmüştü. Tıpkı ilk meclisin yapısı gibi, Cumhuriyet’in kuruluşu gibi kongre Türkiye’nin tüm renklerini bir araya getirmişti. İlk kongrede büyük toprak sahipleri, esnaf, çiftçi vardı. Varlıklı aileler kadar işçiler de vardı. Türkiye’nin birlik ve beraberlik içinde kalkınma modelini sunmuştu. Bundan 90 yıl önce siyasi anlamda ilk meclis ve Cumhuriyet tüm etnik kökenleri eşit kucaklamıştır. Büyük zaferin ardından Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları eski defterleri kapatmıştır. Eskinin hesapları, intikam üzerine dış politika değil barış ve kardeşlik üzerine bir dış politika vardı. Siyaset ve diplomasinin yanında Cumhuriyetimiz ekonomik alanında da önemli işler getirmişti. Sanılanın tam eksine Cumhuriyet’in ilk zamanlarda yabancıların mülk edinmesinin önü açıldı. Atatürk döneminde yabancılara toprak satıldı. Bunu özellikle vurgulamak istiyorum. Yabancı sermayenin önü açılmıştır. 1940’lı yıllar ve müdahale dönemleri Cumhuriyet’in kuruluş anlayışından uzaklaştırılmış, ülke içine kapatılmış, topluma dayatma yapılmış ve istikametten sapılmıştır. Bugün Cumhuriyet’in temel felsefesi gibi yansıtılan birçok kavram o dönem değil sonradan getirildi. Sermayeyi ayırmak Cumhuriyet anlayışı değildir. Belli sermayeyi öne çekerek Anadolu’yu dışlamak doğru değildir. Cumhuriyet İstanbul sermayesinin olduğu kadar Manisa, Gaziantep ve birçok ülkenin Cumhuriyeti’dir. Hepimizin ecdadımızın bu Cumhuruyet’te alın teri, emeği vardır. Şehitlerimiz kanlarıyla bu yolu bize açarken çalışanlar da alın terleriyle bu yolu inşa ettiler. Çalışarak, mücadele ederek daha yukarılara çıkacağız. 90 yılın tecrübesi nutuklarla, ayrıştırmalarla, inkar ederek, asimile ederek değil bize çok şey gösterdi. Üretmeyi, kardeşliği barışı gösterdi. Sanal tartışma ve müdahale dönemlerinde ekonomi daraldı. Hükümetimiz döneminde dayanışma ile ekonomik gelişim paralel ilerledi. Türkiye’de kardeşlik ve barış yaşanıyor. 79 yılda yapılanlara kat kat fazlası eklendi. 10 yıllık süreçte ekonomi yüzde 5.1 oranında büyüdü. Milli gelir arttı. Hızla artan nüfusa rağmen Türkiye yeni katılanlara iş sağlandı. 4 milyon 700 bin insanımıza iş sağlandı. İMF bünyesinde borçlar vardı. Borcumuz 23 milyar dolarken 14 Mayıs’ta defteri kapattık. Borcumuzu ödedik. Merkez Bankası rezervlerinde artış var. Cumhuriyet tarihimizin en yüksek seviyesine çıktık. Eğitimde, sağlıkta, adalette, tarımda önemli yatırımlar yaptık. O güne kadar yapılanların üstüne kat kat fazlasını inşa ettik. Bu dönemlerde bile yatırımlarımıza devam ettik. 2002 yılında dışarıya yönelik sadece 85 milyon dolar resmi kalkınma yardımı geçtiğimiz yıl 2,5 milyar doları aştı. Cumhuriyetimiz vatandaşını kucakladığı oranda büyümüştür. Biz 11 yıldır bu anlayışla çalışıyoruz. Güçlü ekonomi için ileri standartlarda ekonomiyi olanaklı görüyoruz. 76 milyonun bir arada yaşaması gerekir. Demokrasiyi güçlendirerek ekonomiyi büyütüyoruz.
Cumhuriyet nasıl 76 milyonun kazanımı ise kazanımlar da 76 milyon insanın eşit kazanımıdır. Kazanımlar belli zümrenin değildir. Faizler, işsizlik gibi konularla yapılan mücadele herkesin zaferidir. Çok önemli yatırımlar yapıldı. Yatırımlar istihdamı arttırdı. Hızlı trenlere girdik. Bizim raylı sistemimiz kağnı gibiydi. Ankara-Eskişehir arasını bitirdik. Ankara Konya bitti. Sivas’ı çalışıyoruz. İstanbul’da çalışmalar da önemli bir şekilde sürüyor. Marmaray’dan şehir hastanelerine kadar onlarca yatırım yaptık.Biz ‘önce insan’ diyoruz. 200 bin yeni derslik ürettik. Barajlar, TOKİ konutları hepimizin ortak gurudur. Bu hizmetler belli zümrelere yapılmamıştır. Biz kaynak çeşitlendirilmesinde başarılı olduk. Devletçi anlayışı kenara ettik. Her ne kadar AB bizim özelleştirmede yavaş hareket ettiğimizi söylese de AB kendisine baksın. Kendi üyelerini iyi incelemiyor. Bunu bütün engellemelere rağmen yapıyoruz. Devleti ticari hayatın içerisinden çıkarttık. En hızlı özelleştirme yapan ülkelerin başında geliyoruz. Kendimize 2053, 2071 vizyonunu koyduk. Çok kısa vadeli bir aralık değil uzun dönemleri düşünüyoruz.
Terör sorununa çözüm bularak, önemli çalışmalar yaparak ilerleyeceğiz. Bizim ilk meclisimiz anlamlı ve önemli meclistir. Tablo görmek isteyenler ilk meclise bakmalıdır. Gazi Mustafa Kemal’ın sağına-soluna bakmalılar. Oraya bakanlar çok daha iyi düşünecek, iyi hareket edeceklerdir. Ekonominin büyümesi ve refahın eşit şekilde dağıtılması küresel vicdanla ve barışla alakalıdır. Küresel barışı tehdit eden olgular ele alınmalıdır. Sınırsızca tüketim ve harcama kontrol altına alınmalıdır. Somali ve Myammar’da bir avuç pirince muhtaç insanlar varken bir yandan artan kontrolsüz harcamalar içimizi acıtıyor. Mısır’da yaşananlar bizi üzüyor. Suriye’den göç eden 600 bin insana hizmet ediyoruz. Bu konuda yeterli destek göremiyoruz. Bize gelen destek şu ana kadar 135 milyon dolar. Bizim yaptığımız harcama ise 2 milyar doları aştı. Biz katlanıyoruz. İstiyoruz ki dünya duyarlı olsun. Dünya Bankası’na önemli görevler düşüyor.
EXPO 202 İzmir’e yakışacaktır. Tüm Dünya kendisini burada bulacaktır. Barışın da simgesi ile sağlık teması ile önemli bir süreç yaşanacaktır.