Bu polis ada’da tek başına

BALIKESİR - Yazları 5 bin, kışları ise 2 bin nüfusa sahip Balıkesir'e bağlı bir ada olan Marmara ilçesinde, Toplum Destekli Polislik biriminde çalışan tek polis memuru olan Mehmet Ata (42) vatandaşla kurduğu iletişimle göz dolduruyor. Ata, adada 7’den 70’e herkesle ilgileniyor.

 

16 yıllık polis olan Ata, okulda derse girerek öğrencileri, akşamları kahveye giderek de vatandaşları kurallara uymaları, kötü alışkanlıklardan uzak durmaları konusunda uyarıyor, trafik polisleri olmadığı zaman, onların yerine trafik kontrolü de yapıyor.

 

İki yıl önce trafik polisi olarak görev yaptığı Kocaeli'nden, Toplum Destek Polisi olarak Marmara ilçesine tayini çıkan Ata, çalışmalarıyla kısa süre içerisinde adadaki herkesin sevgisini ve güvenini kazanmış. Adada hemen hemen herkesin tanıdığı Ata, öğrencilerden, evde hasta yatanın tedavisine, esnaftan sokaktaki vatandaşa kadar herkesin sıkıntılarının çözülmesine yardımcı olmaya çalışıyor.

 

Ata, sabahları okula giderek, öğrencilerin derse girmesine eşlik ettiğini, ardından da derse girerek, sigara, alkol gibi kötü alışkanlıklardan uzak durmaları ve kurallara uymaları için ders verdiğini söyledi.

 

Haftanın bir günü öğrencilere halı sahada maç ayarladığını anlatan “Ardından onları maça götürüyorum. Maç öncesi seremoni bile yaptırıyorum. Hakemliklerini de ben yapıyorum” dedi.

 

Mehmet Ata, adadaki trafik polisleri izinli olduğu zaman, onların yerine trafik denetimi de yaptığını dile getirerek, şunları söyledi:

 

“Trafik polisleri hasta, izinli ya da herhangi bir başka nedenle çalışmadığı zaman, onların yerine de trafik kontrolü yapıyorum. Araçları durdurup, ehliyet ve ruhsat kontrolü yapıyorum. Ayrıca adadaki hastalarla da ilgilendiğim zamanlar oluyor. Bazen onlarla beraber hastaneye gidip, tedavisinde yardımcı oluyorum.”

 

Herkesle iyi ilişkiler için de bulunduğu için, sevilen bir insan olduğunu ifade eden Ata, şöyle devam etti:

 

“Mesela geçirdiği psikolojik rahatsızlık nedeniyle yıllardır kimseyle konuşmayan bir arkadaşımız var. Kimseye selam bile vermiyor. Tek başına sağda solda geziyor. Onunla, bunu yenmek için çok uğraştım. Sonunda az da başarılı oldum. Yine benden başka kimseyle konuşmuyor ancak birlikte tavla bile oynuyoruz. Bunun yanında bir kişi sinirle yanıma geldi. Elinde seneti olan birinin borcunu vermediğini ve bu nedenle dükkânına giderek tüm mallarını alacağını söyledi. Kendisini saatlerce ikna etmeye çalıştım. İşini yasalara göre yapması gerektiğini, böyle yaparsa kendisinin zararlı çıkacağını anlattım. Sonunda ikna olarak bundan vazgeçti.”(Hürriyet)