İZMİR- Aydın'ın Kuşadası ilçesinde suç örgütü kurup, işadamlarına gözdağı vermek için 2 kişinin boğazlarını kesmekten tutuklu bulunduğu İzmir 2 No'lu F Tipi Cezaevi'nde, aynı odada kaldığı suç ortağı Salih Seyhan'ın boğazını keserek öldüren Nusret Akmercan, nöbetçi mahkemede verdiği ifadede, "Kolumla boynunu sıktım ve jilet ve meyve bıçağıyla vurdum. Boğazı kesilmişti. Sonra boğazından parça aldım yedim. Ben yamyamım" dedi. Soruşturmayı tamamlayan savcı, Akmercan hakkında ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle dava açtı.
ÇAKMA "KURTLAR VADİSİ"
İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde birlikte yargılandığı Salih Seyhan'ı, geçen 10 Ocak'ta öldüren Nusret Akmercan, ilk olarak 1997 yılında Malta Hava Yolları'na ait Boeing 737 tipi Malta- İstanbul seferini yapan uçağı 74 yolcu ve 6 mürettebatıyla Almanya'ya kaçırarak adını duyurmuştu. Akmercan, son olarak 2008 yılında, Kuşadası'nda kurduğu çeteye yönelik operasyonla yakalanmış, fidye istedikleri işadamlarının gözlerini korkutmak için matbaa işçisi Hüsreddin Özçelik ile temizlik görevlisi Gürkan Yılmaz'ı boğazlarını keserek öldürdüğü belirlenmişti. Ayrıca üzerinden 9 kişilik ölüm listesi de çıkan Akmercan'ın, 'Kurtlar Vadisi' dizisine rakip olarak 'Kurt Kapanı Kan Kokuyor' dizi filmini çekerek burada 'Bulut' karakterini canlandırdığı, ancak dizinin beğenilmemesi üzerine yayınlanmadığı ortaya çıkmıştı. Akmercan ile suç ortağı Salih Seyhan'ın da aralarında bulunduğu 10 sanık hakkında İzmir 8'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı.
"KAN KOKUSU GELDİ"
Dava sürerken, Akmercan, koğuş arkadaşı, suç ortağı Salih Seyhan'ın boğazını keserek öldürdü. Cinayetle ilgili nöbetçi hakime ifade veren Akmercan, "Küçüklüğümde, kardeşimin ölümünden sonra üzerinde saatlerce o şekilde yattım. O zamandan o şekilde alışkanlığım oluştu. 1993 yılında askerliğimi komando olarak Mardin Kızltepe'de yaptım. Oradada bir kadın teröristin vurulmasına rağmen her defasında ayağa kalkar gibi olması ben de bazı etkiler geliştirdi. O zamandan sonra burnuma devamlı olarak kan kokusu gelir, bir cenazeye katıldığımda özellikle takip ederim, mezara konulduğu sırada o kokuyu hissederim. Geçen cumartesi akşamı da televizyonda bir yetenek yarışması izledim. Orada bir şahıs bıçakla kolunu kesiyor ve sonra çekiyordu, bu sahneler beni etkiledi. O andan itibaren devamlı bir kan kokusu almaya başladım. Psikolojime iyi gelen ilacımı içip o gece uyudum. Uykumda hep bunları yaşadım. Ertesi sabah kalktığımda devamlı sesler geliyordu ve beynim hep bununla meşguldü, akşama kadar bu şekilde devam etti. Akşam koğuşta Yahya Başkan ve Salih Sayan'ı gördüğümde vücutlarının üstünde kafaları yoktu. Zaten bu olayların iki ay öncesinde baş gardiyan olan Yahya Başkan'ın bana haksız bir hareketi olmuştu" dedi.
"ETLERİNİ YEDİM"
Bu iki kişinin kafaları olmadan kendisiyle konuştuğunu ileri süren Akmercan, ifadesine şöyle devam etti: "O kadın terörist gibi devamlı üzerime geliyorlardı. Ben Salih Sayan'ı üzerime atlaması nedeniyle itekleyince banyonun içinde boğuştuk, kafası yerde, vücudu kanlar içinde karşımdaydı. Ben kafasının bu şekilde yere düşmesini ve tekrar eski hale gelmesine dayanamadım, boynundan yakalayıp, kolumla boynunu sıktım. Diğer elimle var gücümle banyo jileti ile ve meyve bıçağıyla vurdum. Boğazı kesilmişti. Daha sonra boğazından parça aldım yedim. Yahya Başkan hareketsiz öylece duruyordu. Daha sonra her ikisini karşıma aldım, sabaha kadar muhabbet ettik. Çevreyi sohbetten önce rahat etmeleri için temizledim. Sabahleyin görevliler geldiğinde ikisi de buradadır diye banyoda olduklarını gösterdim. Ben yamyamım."
Cumhuriyet savcısı ikinci davayı açtı
Cumhuriyet savcısı sanıkık Nusret Akmercan hakkında 'canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme' suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle yargılanması için İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ikinci davayı açtı. Savcı, sanığın şok ifadelerine iddianamede yer verirken, Nusret Akmercan'ın, ağır cezadan kurtulmak amacıyla cezai ehliyeti olmadığına dair Adli Tıp Kurumu ile Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi'nden rapor alabilmek için böyle bir yola başvurmuş olabileceğini belirtti.
"Yeterli bir delil yok"
Savcı, sanığın cezaevinden temin edilen sağlık dosyası ile infaz kurumunca gönderilen mektup fotokopilerinde, kendisini yamyam olarak gördüğünü, yargılandığı İzmir 8'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki dosyasında akıl sağlığının bozuk olduğuna ilişkin yeterli bir delilin bulunmadığını vurguladı. (Yeniasır)