İZMİR - İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Aliağa-Menderes banliyö hattının metro standardına yükseltilmesi konusunda belediyenin üzerine düşen bütün yükümlülükleri yerine getirdiğini belirterek, hattın 9 Eylülde açılmasını planladıklarını bildirdi.
Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu, İzmirli kadın gazetecilerle bir araya gelerek, kentteki çalışmalarıyla ilgili bilgi verdi.
Metronun daha geniş kitlelere hizmet verebilmesi için sürdürülen Aliağa-Menderes banliyö hattının metro standardına yükseltilmesi çalışmalarının hızla devam ettiğini belirten Kocaoğlu, çalışmalarda bir sorun olmadığını, yakın zamanda deneme seferlerine başlanacağını bildirdi.
Kuzey hattında da çalışmaların sürdüğünü aktaran Kocaoğlu, ''Aliağa-Menderes banliyö hattının metro standardına yükseltilmesi konusunda belediye üzerine düşen bütün yükümlülükleri yerine getirdi. Biz 9 Eylülde hattın açılmasını planlıyoruz. Ama bu hat o tarihte çalışacak anlamına gelmiyor, sadece açılış töreni o tarihte yapılacak. Bakan da 29 Ekim diye tarih veriyor'' dedi.
SOSYAL KAMPÜS
İzmir Büyükşehir Belediyesinin Kültürpark'ta bir kadın danışma merkezi bulunduğunu, herkesin rahatlıkla ulaşabilmesi için Kültürpark'ın seçildiğini ifade eden Kocaoğlu, fuara gelen kadınların sorunlarının çözümlenmeye çalışıldığını bildirdi.
Kültürpark'ta 10 daireli bir sığınma evi bulunduğunu da dile getiren Kocaoğlu, şu bilgileri verdi: ''Sığınma evi yapmak çok masraflı. İlçe belediyeleri kadın danışma merkezleri açsın ama hepsinin ayrı ayrı sığınma evi oluşturmasına gerek yok. İhtiyacı olan kadınları bizim sığınma evimize yönlendirsinler. Herkes sığınma evi yaparsa kaynak israfı olur. Kaynakları doğru kullanma bilincine ermeliyiz. Buca'da 70 dönüm arazi edindik. Burayı sosyal kampüs yapmayı planlıyoruz. Örneğin Karşıyaka'da 15 yataklı bir barınma evi var. Bunu, sığınma evini ve başka desteğe ihtiyacı olanların bir araya toplanacağı bir sosyal kampüs alanı yapacağız. Özel bir mimariyle bir arada yaşayacaklar ama birbirleriyle temas etmeyecekler. Her yerin ayrı aşevi, ayrı spor salonu olacağına tek aşevi ve tek spor salonu, tek sosyal tesisleri olacak. Belirli saatlerde her birim buralardan faydalanacak. Bu çalışmanın projesi hazırlanıyor, en kısa sürede hayata geçirilecek.''
OKULLARA YAPILAN TADİLATLAR
Belediye Başkanı Kocaoğlu, kentte ihtiyacı olan her yere ve herkese ulaşmaya çalıştıklarını, bu çerçevede Milli Eğitim Müdürlüklerinin yetişemediği okulların tadilatlarının ve bahçe düzenlemelerinin belediye tarafından yapıldığını hatırlattı.
Eski Belediye Başkanı Ahmet Piriştina döneminde başlatılan bu çalışmanın, 2006-2008 yılları arasında da devam ettiğini ve çok sayıda okulun tamirat tadilat işlerini ve bahçe düzenlemelerini gerçekleştirdiklerini dile getiren Kocaoğlu, artık okullara tadilat yapmadıklarını söyledi.
Kocaoğlu, uygulamaya son verilmesinin gerekçelerini şöyle anlattı: ''Çok sayıda okulda tamirat tadilat yaptık, bahçe düzenlemelerini gerçekleştirdik ama sonra bu bize görev tevdi edilir hale geldi. Biz çocuklarımız mağdur olmasın diye Milli Eğitim Bakanlığının ve Milli Eğitim Müdürlüklerinin yapması gereken işi üstleniyorduk. Bizim asli görevimiz değildi. Görevimiz olmayan konularda suçlanır hale geldik. Örneğin bir okulun istinat duvarı çöküyor, bize yazı yazılıyor 'yapın' diye. 'Tamam' diyoruz ama bir bakıyoruz ki, 'Belediye çöken istinat duvarını tamir etmiyor' diye haberler çıkıyor. Başka kurumların görevi olan ve yerine getirilmeyen işlerin sorumluluğu belediyeye yüklenmek isteniyor. Bu nedenle okulların tadilat çalışmalarını artık yapmıyoruz.''
Yazarımız Gönül Soyoğul da Kocaoğlu'nun davetlileri arasındaydı... |
GÖÇLE GELENLERİN KENTE ADAPTASYONU
İzmir'in yoğun göç alan bir kent olduğunu, göçle gelenlerin kente adaptasyonunun çok önemli görüldüğünü ifade eden Kocaoğlu, bunun için özellikle kadınlara ve çocuklara yönelik çalışmalar yaptıklarından da bahsetti.
Bu konuda gönüllülerden destek aldıklarını dile getiren Kocaoğlu, gönüllü üniversite öğrencilerinin çocuklara gönüllü abla ve ağabeylik yaptığını, derslerine yardımcı olduğunu, birlikte sosyal etkinliklere katıldıklarını anlattı.
Göçle gelen kadınların kente uyum sağlaması ve kenti tanıması için de gönüllü kadınlardan yararlandıklarını bildiren Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, gönüllü kadınların kente yeni gelenlerle birlikte alışverişe gittiğini, çocuklarını doktora götürdüğünü, böylece kenti öğrenmelerini sağladıklarını kaydetti.
Kocaoğlu, kentli kadının unutmaya yüz tuttuğu, ancak köyden gelen kadınların halen koruduğu bazı becerileri bulunduğunu, bunları canlı tutmak için de projeler yapıldığını söyledi.
TAŞERON İŞÇİLİK
Belediyenin çeşitli şirketlerinde çalışan taşeron işçilerle ilgili bir soru üzerine, taşeron işçiliği ''ilk çağ köleliği'' olarak nitelendiren Kocaoğlu, görevi süresince 6 bine yakın taşeron işçiyi belediye şirketlerinde kadrolu yaptıklarını belirterek, ''Sendikalar işi zora sokmasaydı belediyede taşeronluğu kaldıracaktım ama olmadı'' dedi.
Taşeron işçinin brüt maliyetinin 900 lira, kadrolu işçinin maliyetinin ise 3500-4000 lira olduğunu ifade eden Kocaoğlu, ''Dünyanın hiç bir yerinde aynı işi yapan insanlar arasında 4 kata varan maaş farkı olmaz. Türkiye ölçeğinde sistemin çökmemesi için maaşlar 800-1500 lira aralığında olursa, toplumsal barış sağlanır. Taşeronluğun kaldırılabilmesi için denge olmalı'' dedi.
KADIN VE SİYASET
Kocaoğlu, bir gazetecinin, kadınların siyasette daha fazla yer alabilmesi için görüşlerini sorması üzerine de şöyle cevap verdi: ''Toplumun yarısını kadınlar, yarısını da erkekler oluşturuyor. Yetki elimde olsa, böyle yüzde 75-25 olarak değil de fermuar sistemiyle yani yüzde 50-50 yapardım. Meclisin yüzde 50'si kadın üyelerden, yüzde 50'si erkek üyelerden oluşurdu. Siyasetteki kadın ve erkek sayılarını eşitlerdim ama bunlar elimde olan şeyler değil. Çünkü yetki elimde değil.''