HABERLER>YAŞAM
13 Mart 2012 Salı - 14:09

İşte mahkemenin kararı

Sivas'ta, 2 Temmuz 1993'te Madımak Oteli'nin yakılması ve 37 kişinin ölümüne ilişkin ana davadan dosyaları ayrılan 7 sanık hakkındaki davanın, 2 sanık yönünden ölmeleri nedeniyle ortadan kaldırılmasına, 5 sanık yönünden ise zaman aşımı nedeniyle düşürülmesine karar verildi.

İşte mahkemenin kararı

ANKARA - Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, avukatların son beyanlarının dinlenmesinin ardından karar açıklandı. Mahkeme, sanıklar Cafer Erçakmak ve Yılmaz Bağ hakkındaki davanın ölmeleri nedeniyle ortadan kaldırılmasına; Şevket Erdoğan, Köksal Koçak, İhsan Çakmak, Hakan Karaca ve Necmi Karaömeroğlu yönünden ise zaman aşımı nedeniyle düşürülmesine karar verdi.
 
Kararı okuyan Mahkeme Başkanı Dündar Örsdemir, sanık Cafer Erçakmak'ın 20 Temmuz 2011'de, sanık Yılmaz Bağ'ın da 25 Aralık 2006'da öldüklerinin nüfus kayıtlarıyla da belirlendiğini belirterek, bu sanıklar hakkındaki kamu davasının ölüm nedeniyle düşürülmesine karar verildiğini bildirdi.
 
Kararda, diğer sanıklar Şevket Erdoğan, Köksal Koçak, İhsan Çakmak, Hakan Karaca ve Necmi Karaömeroğlu hakkında, kesinleşmiş mahkeme va Yargıtay kararlarına göre, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 146/3. maddesinde yer alan “Türkiye Cumhuriyeti Teşkilatı Esasiye Kanunu'nun tamamı veya bir kısmını tağyir ve tedbil veya ilgiya ve bu kanun ile teşekkül etmiş Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni iskata veya vazifesini yapmaktan mene cebren teşebbüs suçuna feri iştirak” suçu kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, bu suçun 5237 sayılı Yeni TCK'nın 309 ve 39. maddelerinde düzenlendiği hatırlatıldı.
 
Suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK'da insanlığa karşı suçların düzenlenmediği, bu suçların, 1 Haziran 2005'te yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK'nın 77. maddesinde düzenlendiği vurgulanan kararda, aynı Kanun'un 77. maddesinin son fıkrasında, “Bu suçlardan dolayı zaman aşımının işlemeyeceği” hükmüne yer verildiği kaydedildi.
 
Kararda, 1982 Anayasası'nın 90. maddesinin son hükmünde, “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır” hükmü hatırlatıldı.
 
Bu düzenlemenin üst norm kuralı olarak bağlayıcı olduğu belirtilen kararda, şöyle denildi: “Her ne kadar önceki düzenlemede zaman aşımı sürelerinin geçmişe yürümeyeceği ve önceki düzenlemede düzenlenmemiş bir suçtan dolayı kanunilik ilkesi gereği sanıklar hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılamayacağı düşünülse de Türkiye Cumhuriyeti tarafından kabul edilen ve iç norm kuralları bakımından bağlayıcı özelliği bulunan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 2. maddesinde yer alan yaşama hakkına yönelik kararlarında, 'yaşama hakkını ihlal ettiği iddia olunan, işkence ve kötü muamele iddialarıyla suçlanan kamu görevlilerinin af ve zaman aşımından faydalandırılmaması” gerektiği yünündeki hükümleri nazara alındığında, sanıkların kamu görevlisi değil, sivil oldukları, ayrıca olayın asli maddi faili değil feri şerik olarak yargılandıkları, 765 sayılı TCK'nın 146/3. maddesinde öngörülen hürriyeti bağlayıcı hapis cezasının 5 yıldan 15 yıla kadar ağır hapis olduğu, lehe olan 765 sayılı TCK'nın 102/3, 104/2 maddeleri gereği 15 yıllık olağanüstü zaman aşımı süresi 2 Temmuz 2008'de dolduğundan sanıklar hakkında açılan kamu davasının 765 sayılı TCK'nın 102/3 ve 104/2 maddesi gereği ortadan kaldırılması hükmünü doğurmak üzere CMK'nın 223/8. maddesi gereği ayrı ayrı düşürülmesine oy birliğiyle karar verildi.”
 
SAVCI YÜKSEL ZAMAN AŞIMI İSTEDİ
Cumhuriyet Savcısı Hakan Yüksel, sanıklar Şevket Erdoğan, Köksal Koçak, İhsan Çakmak, Hakan Karaca ve Necmi Karaömeroğlu hakkında daha önce verdiği 15 yıllık zaman aşımı süresinin 2 Temmuz 2008'de dolduğu, bu gerekçeyle kamu davasının düşürülmesi yönündeki görüşünü tekrarladığını ifade etti.
 
Yüksel, müşteki avukatlarının sanıklara atfedilen eylemin insanlığa karşı suç oluşturacağı ve bu nedenle zaman aşımı süresinin işlemeyeceğini ifade ettiklerini aktararak, şunları söyledi:
 
“Katılan vekilleri tarafından ifade edildiği gibi yargılamaya konu eylemin 5237 sayılı yeni TCK'da düzenlenen insanlığa karşı suç olarak kabul edilmesi durumunda bile sanıklar yönünden suç tarihi itibarıyla lehe olan 765 sayılı TCK'nın uygulanması hususu hukuki bir zorunluluk olarak ortaya çıkmaktadır.
 
Bu sebeplerle katılan vekillerinin dilekçelerinde belirttikleri, sanıklara atfedilen eylemin 5237 sayılı TCK'nın 77. maddesindeki 'İnsanlığa Karşı Suçu' oluşturacağı, bu anlamda zaman aşımı süresinin işlemeyeceğine yönelik itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmektedir.”
 
Savcı Yüksel, yargılama sırasında, öldüğü belirtilen sanıklar Cafer Erçakmak ve Yılmaz Bağ hakkındaki kamu davasının da ortadan kaldırılmasını istedi.
 
12 EYLÜL DAVASI ÖRNEK GÖSTERİLDİ
Müşteki avukatlarından Şenal Sarıhan ise “Heyecan içindeyim. Tarihi bir adım atacaksınız ya da atmayacaksınız” diyerek sözlerine başladı.
 
Sivas olaylarına 15 bin kişinin katıldığını, ancak sadece 160 kişinin yargı önüne çıkarıldığını kaydeden Sarıhan, “Ülkemizin önü açık olmalıdır. Ülkemizde insan onurunun, insan yaşamının değeri olmalıdır. Türkiye insan haklarında da öncü bir ülke olsun diye buradayız. Acılar hiç zaman aşımına uğrar mı?” ifadelerini kullandı.
 
İnsanlığa karşı suçlarda zaman aşımının uygulanamayacağını dile getiren Sarıhan, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, insanlığa karşı suçlarda zaman aşımının uygulanmayacağı gerekçesiyle, 12 Eylül dönemine ilişkin işkence suçlarıyla ilgili iddianame hazırladığını hatırlattı.
 
Sarıhan, “işkence eylemlerinin 1980'de olması ve iç hukukta bu suçlar yönünden dava zaman aşımı süresinin dolmasına rağmen, başsavcılığın, geniş bir yorumla işkencenin insanlık suçu olduğunu kabul ederek, zaman aşımını dikkate almadan, AİHS'ye atıfla iddianame hazırladığını” anlattı.
 
Şenal Sarıhan, şunları söyledi:
 
“Mahkemenin önünde iki yol bulunmaktadır. Bu yollardan biri 5 sanık yönünden davayı zaman aşımından düşürerek, polis kayıtlarına göre 15 bin eylemcinin katıldığı olayı kapatıvermektir. Böylece insanlığa karşı yeni bir suç işlenmiş olacaktır. Suçun adalet adına işlendiği izlenimi verilerek, bundan sonra bu suçu işleyecek olanlara cesaret verilecektir. Diğer yol ise insanlığa karşı suçların her koşulda yargı önüne çıkacağının bilinmesiyle kötülüğü engelleyecektir. O nedenle siz bir başlangıç yapınız. Türkiye ve dünya için önemli bir yol açacak bir kararı, heyetiniz verebilir.”
 
HSYK 1. Daire Başkanı İbrahim Okur'un, davayla ilgili açıklamasının, bulunduğu statü nedeniyle “adil yargılamayı etkileyeceğini ve ihsası rey olacağını” söyleyen Sarıhan'a, mahkeme Başkanı Dündar Örsdemir itirazda bulunarak, “Vicdanım hür” dedi.
 
Avukat Mehdi Bektaş ve Kazım Genç ise eylemin insanlık suçu sayılarak, zaman aşımı kapsamına girmemesi gerektiğini savundular.
 
Avukat Süleyman Ateş de 19 yıldır adalet bekleyen mağdur aileleri adına konuştuğunu belirterek, “Polis otelin önüne barikat kursa, birkaç kişinin ayağına ateş etse, bunlar olmazdı” diye konuştu.
 
Müşteki avukatlarının beyanlarının ardından mahkeme heyeti yarım saat ara verdi.
 
Aranın ardından mahkeme heyeti yerini almadan, dinleyicilerle heyet arasına bir sıra polis dizilerek, güvenlik önlemi aldı.
 
Daha sonra Mahkeme Başkanı Örsdemir, oy birliğiyle alınan kararı açıkladı.
 
Salonda bulunan bazı dinleyicilerin alkışlı protestosu üzerine Örsdemir, “Alkışlanacak bir şey yapmadık. Görevimizi yaptık” dedi.
 
Kalabalık nedeniyle salona girişte izdiham yaşanırken, bazı izleyiciler dışarıda kaldı.
 
Duruşmanın başında cep telefonuyla bir dinleyicinin salonun fotoğrafını çekmesi üzerine, mahkeme başkanı Örsdemir, polise telefondaki fotoğrafı sildirdi. Örsdemir, “Lütfen cep telefonlarınızı kapatın. Zaten Twitter denen bir şey çıkmış. Yasalara göre duruşma salonunda kayıt alınamaz. Kanun hükmü açık” diyerek, uyarıda bulundu.(Hürriyet)

 
 
Kılıçdaroğlu’ndan adaya saldırı sonrası ilk açıklama
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
İzmir'de 'padişah fermanlı' eylem
İzmir'de, Türkiye Gençlik Birliği (TGB) üyesi bir grup, 'AKP'nin Yoz, ...
Ayda ÖZEREN
Ayda ÖZEREN
Sensedim - 266 Gün
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Atatürk’ün, Çeşmeliler ile ilk teması...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Kalbi güzel kötü adam!
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Köprü üstü kalabalık
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
İngiltere seçimini okuyalım
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Çocuk istismarı
Dr. Hakan TARTAN
Dr. Hakan TARTAN
Ormanlarımız yanar gider!
Aylin AKDOĞAN
Aylin AKDOĞAN
İzmir-İN
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
İnsan insanı yakar mı?
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Türk Milleti!!!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva