ANKARA - BM'nin Mavi Marmara raporunun metninin dün akşam ABD basının sızmasının ardından Davutoğlu, bugün Ankara'da düzenlediği basın toplantısında, raporun bulgularına tepki gösterdi.
Raporun sonuçlarının "hukuki olmaktan çok siyasi saiklere dayandığını" ifade eden Davutoğlu, "Türkiye bunu kesinlikle kabul etmeyecektir. Konuyu uluslararası mercilere götürmeye kararlıyız" dedi.
Türkiye-İsrail ilişkileri 3 Aralık 1980 tarihinde de ikinci katiplik seviyesine düşürülmüş, daha sonra 1988 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantısında gerçekleşen Şimon Peres - Mesut Yılmaz görüşmesine kadar iki ülke arasında üst düzey temas kurulmamıştı.
Davutoğlu yaptığı açıklamada, İsrail ve Türkiye arasındaki milyon dolarlık askeri anlaşmaların da askıya alındığını ifade etti.
GAZZE ABLUKASI MAHKEMEYE GİDİYOR
Bakan Davutoğlu, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de seyrüsefer serbestisi sağlanması için önlemler alacağını da sözlerine ekledi.
Türkiye'nin Gazze ablukasını tanımadığını da bir kez daha vurgulayan Davutoğlu, ablukayı Uluslararası Adalet Divanı'na götüreceklerini belirtti. Dışişleri Bakanı en kısa süre içinde BM nezdinde girişimlere başlanacağını da ifade etti.
Davutoğlu ayrıca aldıkları karar doğrultusunda Mavi Marmara baskının Türk ve yabancı tüm mağdurlarına hukuki kanallar aracılığıyla hak arama süreçlerinde her türlü desteğin verileceğini de belirtti.
"İSRAİL'İN BEDEL ÖDEMESİNİN ZAMANI GELDİ"
Mavi Marmara baskının üzerinden geçen 15 ayda somut gerçeklerin değişmediğini belirten Dvautoğlu, raporun bulgularına karşın Türkiye'nin özür, tazminat ve Gazze ablukasının kaldırılmasıyla ilgili taleplerinin geçerliliğini koruduğunun altını çizdi.
Davutoğlu, "Taleplerimiz bellidir, yerine getirilmedikçe İsraille ilişkiler normalleşmeyecektir. İsrail’in eylemlerinin sonuçlarına katlanmasının ve bedel ödemesinin zamanı gelmiştir" dedi.
"HİÇBİR ÜLKE HUKUKUN ÜSTÜNDE DEĞİLDİR"
Hiç kimsenin, hiçbir ülkenin hukukun üzerinde olmadığını ifade eden Davutoğlu, baskından bu yana geçen 15 ayda, ilk günden itibaren BM Güvenlik Konseyi ve BM İnsan Hakları Konseyi gibi uluslararası mercilere başvurarak adalet aradıklarını söyledi.
Bu dönemde Türk tarafı olarak ilgili kurumlara her türlü desteği verdiklerini, İsrail tarafının ise sürekli olarak süreci geciktirmeye çalıştığını belirten Dışişleri Bakanı, gerçekleşen görüşmelerde kabul edilen mutabakat metninin de İsrail kabinesindeki uyuşmazlıklar dolayısıyla imzalanamadığını sözlerine ekledi.
"İSRAİL DEVLET CİDDİYETİ İÇİNDE DAVRANMAMIŞTIR"
"Palmer Komisyonu'nun ertelemelerinin tamamı İsrail hükümetinin talebi sonucu gerçekleşmiştir. Ancak son olarak gündeme gelen 6 aylık uzatma tarafımızca kabul edilmemiştir" diyen Davutoğlu, Türkiye ve İsrail'in taraf olmadığı, sadece Komisyon Başkanı Geoffrey Palmer ve Yardımcısı Alvaro Uribe'nin imzalarını taşıyan raporun 1 Eylül'de basına sızmış olmasının da düşündürücü olduğunu ifade etti.
Davutoğlu, "Maalesef bu süreçte İsrail tarafı devlet ciddiyeti ve mahremiyeti içinde davranmamıştır" dedi.
Gül'den sert açıklama
AB'nin Mavi Marmara raporu hakkında Davutoğlu'nun görüş beyan etmesinden sonra konuşan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de sert ifadeler kullandı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, gazetecilerin Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan Mavi Marmara raporuyla ilgili sorularını yanıtladı.
"Rapor bizim için yok hükmündedir" diyen Gül, "Kararlılığımızın anlaşılmadığını görüyorum. Şu anda alınan tedbirler ilk aşamadır. Olayların seyrine, İsrail'in davranışlarına göre başka tedbirlerde söz konusu olabilir." şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül konuşmasına şöyle devam etti: "İsrail hükümeti kendi halkına da yük olan bir hükümettir. Hiçbir güvenirliği söz konusu değil. Ortadoğu'da olup bitenleri tahlil etmesi gereken İsrail hükümetiyken statü yoksunu bir durumdadır. Türkiye bu bölgenin en güçlü hükümeti olarak sadece kendi haklarını değil bütün mazlumların hakkın korumakta elinden geleni gösterecektir. Türkiye barış ve istikrar peşindedir. Bunun sağlanması için İsrail'in atması gereken adımlar var. Kendileri fark etmiyorsa müttefikleri fark ettirmelidir. Açıkçası rapor bizim için yok hükmündedir".
Türkiye'nin, bölgenin en güçlü ülkesi olduğunu ifade eden Gül, hükümet olarak sadece kendi haklarının değil, bütün mazlumların haklarının korunması için ellerinden geleni yapacaklarını belirtti. (DHA)