30 yıldır ağırlıklı zirvede siyaset yapan…
Doğru Yol Partisi'yle başlayıp…
MHP ile devam eden…
İYİ Parti'yi kurup, bugünlere taşıyan Meral Akşener…
Eliyle kurduğu 'yavrusu gibi' bağrında yaşattığı İYİ Parti'ye…
Neden veda etti?
***
Emin olun!
Bu sorunun cevabının vermeye çalışan herkesin
Farklı bir bakışı var ama…
Alkışlar iki cephede hiç eksilmiyor…
***
Üç gün önce…
Seyircisiz Kurultay'da…
Bir siyasi parti genel başkanı olarak….
Tanıdığı, tanımadığı herkese veda etti…
Ağlamaklı değildi ama…
Dudaklarından dökülen bir 'özel' cümle…
O'nun…
O anlardaki…
Haleti ruhiyesinin(*) kısacık ama çarpıcı bir özetiydi:
'30 yılda tehdide baskıya hiç eyvallahım olmadı…
Toz zerresi kadar korkmadım...
28 Şubat'ta herkes susup otururken…
Vesayetçilere karşı çıktım ve haklı çıktım…
2019'da… 2020'de… 2023'te…
(Milletle inatlaşılmaz) diyerek…
Hem iktidarı hem ana muhalefeti uyardım…
Herkes susarken bile milletin sesini haykıran oldum…
Şahsıma her türlü hakareti - küfrü edenler…
İftiraya sarılanlar bugün benimle aynı şeyleri söylüyorlar…
Hatta…
Kısık sesle de olsa (haklıymış) diyenler var…
Ne diyeyim sabah şerifleriniz hay'rolsun…'
***
Aslında…
Dört mesleğin tek imzası(!)
Siyasetçi… Öğretmen… Tarihçi… Akademisyen…
Gülümseten takma adı; 'Meral Mommy' (Meral Anne)…
Biraz asabi bir politikacı olsa da…
Hep güler yüzlü…
***
'Meral hanım'ı yaratan, eski başbakan Tansu Çiller' derler…
Doğrudur…
İki dönem Doğruyol'dan vekil oldu…
Merhum Necmettin Erbakan'ın kurduğu koalisyon hükümetinde…
Bir yıl sonra İçişleri Bakanı oldu…
Yerinde durmayan bir bakan olarak fotoğraf verdi…
'Söz geçiremiyorum!' iddiasıyla…
Dönemin Emniyet Genel Müdürü Alaaddin Yüksel'i…
Görevden almaya kalktı…
Gelgelelim…
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel…
Yüksel'in arkasında durunca…
Başbakan yardımcısı Tansu Çiller'den izin aldı…
Sabaha karşı…
Alaaddin Yüksel'in makam kapısını kırıp içeri girdi…
Gözü kara bir siyasetçiydi…
***
Milliyetçi Hareket Partisi'nden davet aldı…
Doğruyol'u bıraktı…
MHP'nin İstanbul milletvekili seçildi…
Sonra…
Devlet Bahçeli'yle arası bozuldu…
MHP Disiplin Kurulu oy birliğiyle…
Meral Akşener'i MHP'den ihraç etti…
Akşener, kendini şöyle savundu:
'Meşruluğu tartışmalı bir yönetimin aldığı kararın, Türk milletinin vicdanında bir karşılığı yoktur…'
Ni'tekim…
Meral Hanım…
MHP'nin ihraç kararına iptal davası açtı…
Mahkeme reddetti…
İhraç kesinleşti…
Ancaaak…
6 Ağustos 2020'de…
O günlerin MHP vekili Cemal Enginyurt, kongre sonucunda…
715 imza ile genel başkanlığı Meral Akşener'in kazandığını…
İptal için mahkeme başvurusunu…
Bizzat kendisinin yaptığını söylemişti…
***
'Çaresizlik, yeni ufuklar yaratır!' derler; doğrudur…
Meral Akşener…
Üzüldü ama…
Meydanı MHP'ye bırakmamaya kararlıydı…
Müthiş bir cesaret örneği sergiledi ve…
***
Takvimler, 2017 yılının 25 Ekim'ini gösterirken…
Bir avuç arkadaşıyla İYİ Parti'yi yarattı…
Hızla ete-kemiğe bürünen partinin Genel Başkanı oldu…
Az daha TBMM'de grup kuramayacaktı…
CHP elinden tuttu…
Gerisini zaten biliyorsunuz…
***
Ve, haftası bile dolmadı…
Birkaç gün önce…
Meral Akşener…
Siyaseten son kararını verdi ve…
'Ha'di bana eyvallah…' dedi…
Çaresizlikten mi?
Yorgunluktan mı?
Yoksa…
Yeni moda siyasetten mi?
Bence hiç biri değil ama…
Gazeteci Ruşan Çakır'ın yorumu tam tadında; diyor ki:
'Akşener'in en büyük stratejik hatası…
Partisinde çok sayıda uygun kadro bulunmasına ve…
Tabandan çok ciddi bir baskı gelmesine rağmen…
İYİ Parti'yi…
'İkinci Doğru Yol Partisi' yapmayı sözde bırakıp, hayata geçirememesi oldu…'
Tabii ki, Akşener bu yoruma katılmayabilir…
Gelgelelim…
En doğrusu bu…
***
Bu kez…
Yazan - çizen biri olarak naçizane ben sorayım…
Siyaset yapmayı seven okurlarıma…
Meral Akşener'in…
Sosyal medyadan yaptığı vedası…
Öylesine ilginç ki…
Özenle seçilmiş kelimeler ve gözleri nemlendiren duygu fırtınası bi'arada:
'Zaferin bin babası vardır, mağlubiyet yetimdir derler…
İşte o bin babanın kaçıştığı yerde…
O yetim mağlubiyeti öksüz bırakmadım…
Haksız olduğumuz için değil…
Söz verdiğim için bırakmadım…
Başarıszılığı ben aldım; artık başarıyı siz yakalayacaksınız… Bedeli ben ödedim… Artık hesabı siz tutacaksınız…'
***
Türkiye'nin Siyaset Sahnesi'nden çekilen…
O Genel Başkan…
Biraz farklı bir politika yıldızı…
Doğru bildiğinden şaşmayan…
Yanlışı bile olsa 'itiraz etmeyen' ama…
Varsa bi'haksızlık…
Ortalığı mahkeme salonuna çevirmeden…
Haklının 'hakkını' veren…
Aksi olunsa…
'Gözümden düştün arkadaş!' diyebilen…
Hatta bu uyarıyla kalmayıp!
Kaşını kaldırıp, 'Ayıp değil mi arkadaş!' demekten çekinmeyen…
Bir vicdan…
…Ve, artık…
O vicdan…
'Şimdi veda zamanıdır!' diyerek…
Politikaya el sallıyor…
***
Bitiriyoruz…
Gözü kara siyasetçi Meral Hanım'dan…
Şahane…
Yaşanmış bir anı ile…
Unutulmaz olay…
Sekiz yıl önce yaşandı…
Takvimler…
'16 Mayıs 2016' gösteriyordu ve…
TV'deki haber şöyle başlıyordu:
MHP genel başkan adayı Meral Akşener…
Polis barikatı önünde kendisini engellemek isteyen eşi Tuncer Akşener'e sert çıktı:
'Sana ne oluyor?'
Arkasından oğluna seslendi:
'Al şu babanı buradan…'
Türkiye…
İşte, böyle bir politikacıya veda ediyor…
Hayırlı olsun…
Nokta…
(*)haleti ruhiye: 'zihinsel durum'…
Hamiş: 'Yağmur nereye yağarsa tarlasını oraya çekenlere kani oldum… Tek kişi olsam da mücadeleden vazgeçmedim; vazgeçmeyeceğim… / Meral Akşener…)
Sonsöz: 'Sözcüklere gerek kalmadan beni anlayacaklarını sandım… / Ressam Vincent van Gogh'un hayatını anlatan (Loving Vincent) filminden…'