Hapishaneler edebiyat için önemli bir mekan. Öyle ki, Nazım Hikmet, Ahmed Arif, Sabahattin Ali ve Yaşar Kemal gibi Türk edebiyatının en önemli şair ve yazarları birçok yapıtını ya hapiste yazdılar ya da hapis yıllarından esinlenerek kaleme aldılar.’¶
Nevzat Çelik de 1980 sonrası hapse giren, hapiste şiirler yazan, orada yazdığı kitaplarla ödüller alan bir şair. Çelik, hapiste yazmanın bir zorunluluk olduğunu söylüyor.
Yazdığı 'Acının Dili Kadın' adlı kitap nedeniyle 'Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya teşebbüs'ün de içinde bulunduğu birçok suçlamayla yargılanan Yazar Murat Coşkun, TCK'nın 216. maddesi gereğince tutuklandı.
Prof. Dr. Muazzez İlmiye Çığ, kitabında ’‘türban’’ın ilk kez Sümerler’’de ’‘genel kadınlar’’ca kullanıldığını yazdığı için kendisi hakkında şikayetçi olan İzmirli avukata kızgın değil ama şöyle diyor:
’“Tabii ki bir şeye çok üzülüyorum. Bu çocukları böyle yetiştiren bizler olduk. Bizim neslimiz kararlı çıksaymış bugün çocuklarımız da böyle olmazdı.’”
Saymakla bitmeyecek’… Biz devlet ve toplum olarak eleştiriye ne kadar açığız?Tartışılır ’– mı- maz mı’… Ama burayı fazla kurcalamamak gerektiğini biliyorum. O yüzden verdiğim örnekleri son bir yıldan değil de epey yıllar önceden verdim. Bir kitap yazarak bir ülkeyi ortadan kaldırabilirsiniz- misiniz?Eğer Ukrayna kökenli Amerikan yazar Chuck Palahniuk yazdığı kitaplarla Amerika’’yı ortadan kaldıramadıysa’…
Onu Dövüş Kulübü adlı filminden hatırlayabilirsiniz. Ukrayna kökenli Amerikan yazar Chuck Palahniuk otuzlu yaşlarına kadar herhangi bir edebi metin yazmaya kalkışmadı. Geç adım attığı edebiyat dünyasındaki ilk deneyimleri ise hiç de teşvik edici değildi. Sanıldığının aksine ilk romanı olan Invisible Monsters yayıncılar tarafından içeriği nedeniyle geri çevrildi. Ardından, büyük bir öfke duyarak, biraz da yayıncılara ’“canınız cehenneme’” dercesine Dövüş Kulübü’’nü yazdı. Fakat bu kez yayımlamayı kabul ettiler. Gazetecilik öğrenimi gören Chuck Palahniuk, üniversite yıllarından sonra on üç yıl boyunca Freightliner adlı şirkette önce montaj hattında ardından tamirci olarak çalıştı. İlk yazdığı metinler ’“taşıt modifikasyon prosedürleri’” ve kamyonların onarımı üzerinedir. Ve aslında, Dövüş Kulübü’’nün ortaya çıkmasında büyük etkisi bulunan bir olayı bu yıllarda yaşar: Palahniuk bazı arkadaşlarıyla birlikte tatildedir. Bitişikteki kamp yerinde insanlar müziğin sesini rahatsız edici derecede açmışlardır ve bu konuda başlayan tartışma kavgaya dönüşür. Palahniuk feci şekilde yaralanır, yüzü korkunç görünmektedir. Tatilden döndüğünde, işyerinde kimse görüntüsü hakkında bir yorum yapmaz ve onun iş yaşamı dışında neler yaptığı üzerine herhangi bir şey sormaya cüret edemez. Bunun üzerine, insan eğer yeterince kötü görünürse dilediğince hareket edebilir, çünkü hiçbir zaman hiç kimse onu bu konuda uyarmayacaktır diye düşünür.
Yazar- senarist kitabından beyazperdeye aktarılan Dövüş Kulübü filminde Amerikan tüketim toplumuna sağlam bir taşlama yapıyor. Yazarın diğer kitapları da en az film kadar eleştirel bir yapıya sahip. İkinci kitabı ’“Gösteri Peygamberi’” bence dövüş kulübünden çok daha sert bir dille yazılmış. Kitap, Creedish adında tuhaf bir mezhebin dünyadan izole bir şekilde kendi değerlerine göre yetiştirdiği ve daha sonra da dış dünyaya bıraktığı çocuklardan olan, asla dünyaya uyum sağlayamayacak olan baş kahraman Tender Branson, hayat hikayesini, kaçırmış olduğu ve tek başına çakılmayı beklediği uçağın karakutusuna kaydederek ölümsüz olacağını düşünüyor. Uçakla düşene kadar da hayat hikayesini anlatıyor. Yalnızlık, yabancılaşma, şiddet, pornografi, tüketim ve şöhret açlığı... Televizyon kanallarından boca edilen sayısız yalanla kirlenmiş, hiçbir şeyin dolduramadığı bir boşluk... Gösteri Peygamberi, yeni bir binyılın başındaki modern dünyanın ürkütücü çılgınlığına ilişkin karanlık bir taşlama; medya, şöhret ve pop kültürüne yönelik sivri dilli bir aşağılama... ’“Tanrının yarattığı başka bir canlıya bakmayı ve sevmeyi öğrenmem için ailem yıllar önce ilk balığımı almıştı. Sahip olduğum altı yüz kırk balıktan sonra öğrendiğim tek şey, insanın sevdiği her şeyin bir gün öleceği oldu. O özel kişiyle karşılaştığın ilk anda, onun bir gün ölüp toprağın altına gireceğine emin olabilirsin.’”’… ’“Her şey bir diğerinin türevi. Bir göndermeye yapılan bir göndermeye yapılan gönderme.
Yazarın diğer kitaplarından bazıları:
Günce: Günce, bir yönüyle yazarın diğer eserlerinden ayrılıyor: Özellikle Dövüş Kulübü, Gösteri Peygamberi ve Görünmez Canavarlar'da maruz kaldığımız, Amerikan ve tabi bütün dünya tüketim toplumuna yönelik eleştiri bombardımanı Günce'de fazla belirgin değil. Bu kez iki insanın özeline inen ve bu özel dünyadaki saklı gerçekleri su yüzüne çıkarmak için piyonlarını ustaca kullanan bir öykü var karşımızda. Eleştiri bombardımanı ise, insanın hayatıyla, sanatıyla, kaderiyle olan hesaplaşmasına yönelik...
Kaçaklar ve Mülteciler: Söz verin gerçek hayalet öykülerini duyduğunuzda, yaşayan ölülerle burun buruna geldiğinizde korkmayacağınıza! Hayvanat bahçesinde insanoğluna şaşırtıcı derecede benzeyen filleri muhabbet ederken gördüğünüzde şaşırmayacaksınız! Halihazırda Portland'da kaçaklarla mültecilerin arasında yaşayan Palahniuk, bir elinde fotoğraf makinesiyle şehri bize kare kare gezdirirken, "tarih", "(öz)yaşam öyküsü" ve "kurmaca" kavramlarını da "yeraltı"ndan gün ışığına çıkarıyor.
Tıkanma: Chuck Palahniuk'un bir dönem Türkiye'de halkın ar ve haya duygularını rencide ettiği gerekçesi ile yasaklanarak toplatılan, orijinal ismi ’“Choke’” olan sert romanı. Annesinin tedavi masraflarını karşılamak için restoranlarda boğulma numarası yaparak insanlara kendisini kurtarmış izlenimi vererek kahramanlar yaratan ve onları sömüren bir anti kahramanın, Victor Mancini’’nin hikayesidir bu. Diğer romanları gibi yine tüketim toplumunu, ahmakça alışkanlıkları, güce olan merakı ve değersiz olana yüklenen değerleri hedef alıyor. Evet, bu romanı okuyan her Türk’’ün arı namusu yerle bir olmuştur.
Ülkemizde kitap en büyük silahtır, ülkeleri batırabilir, halkın namusunu yerle bir eder. Tıkanma romanını toplatan yasaklayan zihniyet ’“Yatmadan önce yüz fırça darbesi’” adlı kitabı edebi eser olarak kabul eder, çoluk çocuk okur bilgilenir’… Dilimin düğümü iyice çözülmeden Chuck Palahniuk romanlarının mutlaka okunması gerektiğini söylemek istiyorum’….