Esnaftan alışveriş yaparım.
Ekmeği fırından, eti mahalle kasabından, meyvemi sebzemi pazardan, mahalledeki manavdan alırım.
Mahallemin marketinden satın alırım gazetemi, sütümü, şekerimi, bulgurumu, pirincimi…
Büyük marketlerin kapısından içeri girdiğim de oluyor elbette.
Ne yalan söyleyeyim, oralardan alışveriş yapmaktan hiç hoşlanmıyorum.
Kazıklanıyormuşum hissine kapılırım çünkü…
Herkes fiyatlardaki astronomik artışlardan şikayetçi.
Mahallenin kasabı da fırıncısı da, pazarcı esnafı da ortadaki tablodan hoşnut değil.
Ama yapacak bir şeyi de yok.
Biz müşteriler esnafı, esnaf da müşterilerini teselli eder hale geldi.
***
Hayatı toz pembe göstermek isteyenlere inat…
Fakirliğin fotoğrafları çoğalıyor maalesef…
Mesela bir fırının önünde çekilmiş şu fotoğrafa bakın lütfen…
'Askıda ekmek' almak isteyen fakir fukaralar kuyruğa girmiş.
Kuyruk, uzamış gitmiş, 300 metre olmuş.
Bu fotoğrafın çekildiği Buca'daki fırının sahibi, her gün 1000 adet 'Askıda Ekmek' dağıtırken…
Kuyrukların giderek uzaması nedeniyle hayırseverlerin daha çok bağışta bulunduğunu…
1300, bazen 1500 ekmek dağıttıklarını anlattı.
Bu kadar ekmek de yetmeyince, 'Askıda ekmek' soranlara 'Kalmadı' demek yerine…
Kendisi bedava veriyormuş 150-200 ekmek daha…
Bir başka fırıncı dost, mahallenin sosyoekonomik durumuna göre 'Askıda ekmek' kuyruğunun uzadığını ya da kısaldığını anlattı.
Varoşlarda daha da uzayan kuyrukların, belli bir refah seviyesini yakalamış insanların yaşadığı semtlerde fazla olmadığını söyledi.
Bir de 'Gizli fakir'lerden söz etti.
Rahmetli Turgut Özal'ın literatüre kazandırdığı 'Orta direk' kavramının yitirildiğini…
İnsanların ya zenginlikte pik, ya da fakirlikte dip yaptığını ifade etti.
'Gizli fakir' kesimini, eskiden 'Orta direk' kesimde yer alan insanların oluşturduğuna vurgu yaptı.
Gizli fakirler, zengin muhitlerde 'Askıda ekmek' kuyruğuna giriyormuş, çaktırmadan ekmek alıyormuş.
Durum o kadar vahim hale gelmiş yani!
***
Bir Yunan atasözü der ki…
Acıkmayan insan, ekmeğin ne olduğunu bilmez!
Evet; bugün ekmeğin fiyatının ne olduğundan bihaber o kadar çok insan var ki…
Onlar, aç insanların, bir ekmeğe muhtaç hale düşmüşlerin halinden anlayamazlar.
Bir İngiliz özdeyişi de der ki…
Yarım ekmek, hiç yoktan iyidir!
Türkiye'nin dört bir yanında…
İzmir gibi Türkiye'nin üçüncü büyük kentinde…
Yarım ekmeğe muhtaç insanların olduğu, yürek sızlatan bir gerçektir.
***
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir gibi bir kentteki yoksulluğu çok net ifadelerle anlatmıştı.
2019'da belediyeden yardım isteyenlerin sayısı 2 bin civarıyken…
2021'de bu rakamın 500 bine yükseldiğini ifade etti.
Bu rakamın arttığına dikkat çekti ayrıca…
Ne acı değil mi?
Ekmek askıda…
Halk kuyrukta…
Türkiye'nin ekonomisinin büyüdüğünü, uçtuğunu iddia edenlere inat…
'Askıda Ekmek' kuyrukları da uzuyor!
Ne derseniz deyin, Türkiye'nin gerçeği işte budur!