Yer; Manisa'ya 23 kilometre uzaklıktaki Demirci Köyü...
O köyün Çeşmesi'nin başında upuzun bir kuyruk...
Bidonlar, leğenler musluğun altında...
Çeşmenin üstünde yazılan bilgilere göre; o akan su, 'şeker, tansiyon, akciğer kanseri, prostat, böbrek taşı, mide kanaması, damar tıkanıklığı, safra kesesi taşı, halsizlik, guatr, cilt hastalıklarına ve daha bir çok sağlık problemlerine iyi geliyor...'
Bu yazıyı kim yazmış, ne zaman yazmış, o su para ile mi satılıyor, orası belli değil...
İşin ilginç yanı, o sudan bi'bidoncuk alabilmek için...
Sıkı durun şimdi...
Amerika'dan ve dahi Japonya'dan bile gelenlerin olduğu iddia ediliyor...
Dilerseniz, atasözünde olduğu gibi 'Denize düşen yılana sarılır' deyin...
İsterseniz, 'Kadercilik' diye ad koyun...
Fark etmez, hepsi aynı kapıya çıkıyor...
Günümüzde 'umut' tükeninceye kadar bozuk para gibi harcanıyor...
Bu köşenin takipçileri hatırlar...
Geçenlerde, 'Neden bu kadar çok hastane var?' diye sormuştum...
O yazıda, 'Büyükşehirlerde yaşamak hasta ediyor' görüşü ağır basıyordu...
Belli bir yaştan sonra kullandığımız ilaçların saatlerini ezberlemeye başladık...
Büyükşehir'in yarattığı stresle 'daha kolay' hastalanır hale geldik... Hayat pahalılığı, yıkılan yuvalar, artan boşanmalar, işsizlik, kabus gibi üstümüze çöken düğüm olmuş trafik, 'Kızım üniversiteyi kazanamazsa n'olacak?' derdi, çarpık kentleşme... diye diye...
Ruh sağlığımız 'rapor aldıracak' hale geliyorsa...
O 'şifalı su' akıttığı iddia edilen Demirci'deki çeşmenin önündeki kuyruk asla azalmaz; inadına uzar da uzar...
Ne kadar biraz 'çağdışı' gibi gelse de...
İyi ki, o 'umut çeşmesi' var ve akmaya devam ediyor...
Sonsöz: 'Umut fakirin ekmeği diyenlere bir alkış lütfen...'