Diyarbakır-Kocaköy İlçesi Eş başkanı Berivan Elif Kılıç, 'Eş başkanlık sistemi' her şeyden önce kadın boyutuna farklı bakan bir yaklaşımdı diyordu. Bu sisteme kadınlar da çok destek vermişti. İlginç olanı böyle bir sisteme erkekler ne derler diye düşünülürken, bu oluşumun erkekler tarafından hazırlanması Berivan Hanm'ı daha da şaşırtmıştı. Eş başkanlık aslında kadın ve erkeğin eşit temsil hakkı. Belediyecilikte bu sistemin oluşumundaki mantık; kadın ve erkeğin bakış açılarının farklı olmasından kaynaklanan zenginlikten faydalanabilmek. Örneğin, bir kadın sokakta yürürken ayakkabılarının 'topuklarını' düşünürken, bir erkek farklı bir algı içinde olabiliyor. Eş başkanlık sistemi bu açıdan bir ilki ortaya çıkartıyor. Sistemin gücü; kadın ve erkeğin eşit haklara sahip olmasına, kararların ortak alınmasına ve yapılan her işin ortak imza atılarak gerçekleşmesine dayanıyor. Eğer ki eşler bir konuda anlaşamıyorlar ise yapabilecek tek iş: 'uzlaşmak'. Yani birbirlerini 'ikna etmek' zorundalar ki; iş sonuçlanabilsin...
Berivan Hanım'a hemen bu sistemin AK Parti; CHP veya MHP'de yapılma olasılığını sorduğumda bunun mümkün olamayacağını söyledi. Neden diye sorduğumda ise: 'eşitlik yok ki bu partiler içinde' dedi. BDP'nin bu konuda başarılı olmasının nedenini ise, parti içindeki kişilerin güçlerini paylaşmayı kabul etmelerine bağlıyordu. Böyle olunca da 'iktidar sistemi' kökten yıkıyordu.

Berivan Hanım, Eş başkanlık sistemini açıklarken partinin ideolojisini anlatırken gözlerinin parladığını fark ettim: 'Devrim olacak ise bu kadın devrimi olmalı' diye devam etti. Kadınlara sözde değil; uygulamada-pratikte bir şans veren eş başkanlık sistemi bir şans aslında. Kadınların 'önünü açan' ciddi bir uygulama. Bu süreçte en zor olanı dünyada uygulanan ilk sistem olma nedeniyle sorumluluğun fazla olması.

Yıllar boyunca kadınların başta parlamentoda hak ettiği yerde olmadığına inanan birisi olarak, 'Eş başkanlık sistemi' ile kadının adının var olabileceğine inandığım bu sistem beni gerçekten çok etkilemeye başlamıştı. Düşünebiliyor musunuz, bir Belediye başkanı ile her şeye ortaksınız. Makam aracından, makam odasına, alınan kararlardan, hak edilen paylara kadar. Ne az ne çok… Berivan Hanım'ın söylediklerini dikkatle dinliyordum ama bir yandan da erkeklerin söz sahibi olduğu bir bölgede böyle bir sistemin ne şekilde işleyeceği konusunda kararsızdım. Ama Berivan Hanım, o kadar kendisinden emin konuşmuştu ki bu sistemin çok başarılı yürüyeceğinden, ben bile ikna olmaya başlamıştım. Peki bu işin sırrı neydi? Ya da 'eş başkanlık sistemi' nin genel özellikleri nelerdi? 'Eş başkanlık' iki kişinin aynı mevkide olduğu birbirine eşit konumda bulunan aynı işi yapmak üzere bir araya gelmeleri bir yapılanma oluşturmaları durumunda bu oluşumun başında kimin olacağı noktasında bir üstünlük söz konusu olmayan eşitler arası denklik kurmak için geliştirilmiş bir yönetim sistemidir.

Bu sistem, partinin en küçük kademesinden en yüksek kademesine kadar biri kadın olmak koşuluyla ilk defa Barış ve Demokrasi Partisi'nin tüzüğünde yer almıştır. Türkiye'de siyaset daha çok erkeklerin egemen olduğu elit bir alanda yapılıyor. Bu elit ve erkek egemen siyaset ilk defa resmi olarak bir partinin iç tüzüğünde yer alan eş başkanlık sistemiylekırılıyordu. Eş başkanlık sistemi ile toplumda da büyük bir algı değişimi yaşanıyor. Kadının da erkekle iktidarı paylaşabileceği inancı ve algısı oluşuyor. Bu algı, kadının da bütün işleri yapabileceği algısını yaratıyor toplumda ve özellikle erkeklerin gözünde.

BDP'nin eş başkanlık sistemine inanan kişileri düşündüm bu sistemi öğrenince, bu işi nasıl yapabileceklerini düşündüm bir an derinden. Berivan Elif yıllar boyunca eşinden dayak yediğini söylemişti. Gazetede çıkan haberlere göre eşi: 'uykusundan uyandırmış onu dövmüştü'. Bu erkekler mi eş başkanlık sistemini uygulayacaklardı? Ya da sessiz kalan bu kadınlar mı isyan etmekten vazgeçip, siyasete soyunacaklardı? Kafam karışmıştı iyice, sistemi anlamaya çalışmaktan ziyade, sistemin acaba diğer partiler tarafından da nasıl benimseneceğini düşünmeye başlamıştım. Acaba CHP'de bu sistemi getirmek mümkün olabilir miydi dedim.. hatta: 'keşke başarılı olsalar da CHP bambaşka bir yapılanma ile yeniden kendini yenileyen ve kozasından çıkan bir ipek böceği olabilse' diye düşündüm.

Berivan Hanım, Kürt kadını için 'bir model' olmuştu ama benim gibi batılı bir kadın için ciddi bir 'ilham kaynağı' olmuştu. Kadının da adı olabileceğini gösteren bir sistemin 'yeşil ışığını' bana göstermişti. Berivan Hanım, unvan peşinde değildi. Kendisine 'başkan' denilmesinden dahi hoşlanmıyordu. Makam aracını kullanmayan belki de tek belediye başkanıydı. Halkla iç içe olmanın önemine inanıyordu. Onun 'Belediyecilik' anlayışının temelinde insanların birbirlerine dokunmaları önemliydi.
Görüşmem bittiğinde, Berivan Elif'den ayrılırken bir kadının benim yaşamımda ilk defa ne kadar değişim yarattığını fark ettim. Bir doğu ilinde, 'eş başkanlık sistemi'nin avantajı ile bir kadının, kadınlar için, insanlık adına gerçekleştirmeyi planladığı hayallerinin heyecanına kapıldım. Ben de, ülkemin batı illerinde aynı sistemi benimseyen partiler ile bu işi yapabileceğim hissine kapıldım. Bu his çok güçlü bir şekilde beni etkiledi ve coşturdu. Koşmaya hazır hale getirdi… Sonra birden omuzlarım düştü. Kendime olan güvenimi yine kaybettim. Neden mi? Çünkü, bu sistemi kendi parti iç tüzüklerinde kurgulayan oy verebileceğim hiçbir partinin olmadığını biliyordum. Kısacası, Barış ve Demokrasi Partisi; erkek egemenliğinin çok yüksek olduğu doğu illerinde kendine oy verenlere bu başkanlık sistemini kabul ettirirken, CHP; MHP gibi çoğunluğun oylarını alan iki partinin halen eş başkanlık sistemi gibi bir sistemi iç tüzüklerinde uygulamayıp, kendi karmaşına düşmesine hayretler ederek, iç dünyamda 'koşmaya' devam ettim. Bir gün eş başkanlık sisteminin kabul edildiği günleri görme hayaliyle gözlerimi kapadım.