Adaleti bulmak bizlerin ellerindedir, adaleti yaratmak ve sürekli kılmakta…
Adalet akıl ve yürek işidir, isteğiniz varsa.
Birkaç kişi Diyarbakır'a gitmiştik, bir avuç insan adalet arıyorduk.
Önce adliyeye gittik…
Sonra yolumuz Diyarbakır'da Kazancılar Sokağındaki 'Kazancılar Hanı'na (Xana Qazanciyan) düştü.
Daha sonra, hanın avlusundaki kuyunun içinde bulunan ve tedavi amaçlı çıkarılan sülüklerden dolayı 'Sülüklü Han' (Xana Zîro) olmuş adı...
Kazancılar sokağını orakların, baltaların, çapaların, bıçakların, çekiçlerin, kazanların ahenkli dövülme sesleri kaplamıştı… Kulakları rahatsız edercesine yüksek gibi gelen, ama hemen alışılan seslerin yarattığı inanılmaz güzellikteki armoniye sahip çekiç ve dövme sesleri arasında işlerini yapan ustalar ve çıraklar, alın terine karışmış emekleriyle karışık koyu hoş sohbetlerine ve bir yandan da kazancılık yapmaya devam ediyorlardı.
Sokakta yüksek bir yere asılı 'Sülük tedavisi yapılır' yazan levha ve camında 'Sülük satılır' yazılı bir dükkan gözüme çarptı.
Kazancılar sokağının başındaki hana, küçük dükkanların önünden geçerek giriyorsunuz.
Bir zamanlar üç katlı olan ve her katında 18 odası bulunan Kazancılar Hanı, 1683 yılında Hanilioğlu Mahmut Çelebi ve kız kardeşi Atike Hatun tarafından yaptırılmış ve zemin katı da ahır olarak kullanılırmış. Sülüklü Han altında eskiden gizli bir geçidin olduğu, bu geçidin İçkale'deki cezaevine çıktığı, geçmişte üç idam mahkûmunun bu geçidi kullanarak kaçmayı başardığı ve bu olaydan sonra da geçidin kapatıldığı rivayet ediliyor.
Ahırın tam karşısına düşen bu geçit kapısı, taşla örülerek kapatılmış…
Sülüklü Han'a girdiğinizde sol tarafınızda ve galiba taşla örülen bu kapının tam üzerine kocaman bir levha halinde Paul Éluard'ın bir şiiri asılı…
Fransız şair Paul Éluard'ın http://siir.gen.tr/siir/p/paul_eluard/index.html(1895-1952) şiirleri, acıyı ve yoksulluğu dayanışmacı bir ruhla aşmak isteyen derin bir insanlık duygusuyla doludur. 'Asıl Adalet' şiirini Türkçeye A.Kadir çevirmiş. (Dünya Şiir Antolojisi. A. Behramoğlu-Ö.İnce Pozitif Yayınları. Eylül 2008. Sayfa 637) İspanya İç Savaşı'nda Cumhuriyetçiler yanında yer alan şair, İkinci Dünya Savaşında Fransa, Almanların işgaline uğrayınca, 'direniş' hareketine katıldı. Direniş yıllarında yazdığı şiirleri gizlice elden ele dolaştı. Daha sonra komünist partisine üye oldu (1942). Örneğin 'Hürriyet' (Liberté) şiiri gibi toplumcu görüşlerle yazdığı birçok şiiri ve yazıları yayımladı. 1948 yılında Dünya Barış Kongresi'ne katıldı.
20. yüzyılın en büyük Fransız edebiyatçılarından biri olan Éluard, hem aşkın ve hem de devrimin şairi olarak kabul edilir.
Paul Éluard, nereden bilebilirdi ki, bu coğrafya üzerindeki Diyarbakır'da Kazancılar Hanı / Sülüklü Han'da belki de üç idam mahkûmunun kaçtığı kapılardan birine, 'Asıl Adalet' şiiri asılacak…
Durdum ve Paul Éluard'ın şiirini baştan sona okudum.

'ASIL ADALET'
İnsanlarda tek sıcak kanun,
Üzümden şarap yapmaları,
Kömürden ateş yapmaları,
Öpücüklerden insan yapmalarıdır.
İnsanlarda tek zorlu kanun,
Savaşlara, yoksulluğa karşı
Kendilerini ayakta tutmaları,
Ölüme karşı yaşamalarıdır.
İnsanlarda tek güzel kanun,
Suyu ışık yapmaları,
Düşü gerçek yapmaları,
Düşmanı kardeş yapmalarıdır.
Hep var olan kanunlardır bunlar,
Bir çocukcağızın ta yüreğinden başlar,
Yayılır, genişler, uzar gider
Ta akla kadar.'
Ta akla kadar uzanan adalet için; düşü gerçek, suyu ışık, direnişi yaşam yapanların anısına…
Gidenlerin tarih yazarak gittiği ve bizlere bıraktıkları ölüme karşı yaşamlarının mirası adına…
Var olanların ve geriye kalanların isteği; geçmişteki direnişlerinden çıkardıkları derslerle yaratacakları onurlu ve insanca yaşam için umutların yitirilmeden çoğalmasıdır ve artık yüzyılımızda, akıllıca istenmelidir adalet…