Bu yıl 30 Ağustos Zafer Bayramı Cuma'ya rastladı…

Diyanet İşleri Başkanlığı…

Cuma Hutbesi'nde…

Atatürk'ün adını hutbede geçiremedi…

15 Mart'ta Çanakkale hutbesinde yine adına yer vermedi…

10 Kasım'da bir 'rahmet dilemek' bile çok görüldü…

***

Oysa…

Ulu Önder, Cumhuriyeti kurduktan sadece dört ay sonra…

İslam dinini, ibadeti, ahlak esaslarını…

Bu millete 'adam gibi' anlatsın diye…

Hangi yaşta olursak olalım, bizi 'aydınlatsın' diye…

Millet cahillikten…

Din istismarından kurtulsun diye…

3 Mart 1924'te Diyanet İşleri Başkanlığı'nı yaratmış…

Başına da…

Rıfat Börekçi'yi getirmişti…

Genç Türkiye'nin ilk Diyanet İşleri Başkanı…

O sırada 63 yaşındaydı…

Peki…

Atatürk, neden Rıfat Hoca'nın Diyanet'in Reisi olmasını istemişti?

Ders gibi bir olaydır, anlatalım…

***

Ankara'da doğmuştu Börekçi Hoca…

Arapçayı ve İslami ilimleri öğrendi…

37 yaşında Ankara İstinaf Mahkemesi üyesi oldu…

Çok başarılıydı…

Dördüncü Rütbeden Osmanî Nişanı ile ödüllendirildi…

Sivas Kongresi'nin (5 Eylül) toplandığı gün…

Ankara Müftüsü olarak görev yapıyordu…

Vatan kurtulsun diye…

Arkadaşlarıyla birlikte açık açık Kuva-yı Milliye'nin emrine girdi…

Ankara Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'ni kurdu…

Mustafa Kemal, Sivas'tan Ankara'ya geldiğinde buluştu…

O sırada…

Devlet hazinesi bomboştu…

Ankara Müftüsü Rıfat Börekçi, çok inandığı Atatürk'e…

Taa o günlerde…

Bir mendile sarılmış 1.200 lira bozuk parayı…

Getirdi; masanın üzerine bıraktı….

Gazi, bu davranışı hiç unutmadı…

Müftü Rifat Efendi, millî harekatın Anadolu'da yeşermesi için…

Üstün hizmetlerde bulundu…

Kelleyi koltuğa alıp

Millî Mücadele'nin meşrû olduğuna dair fetva verdi…

Damat Ferit ve hükümetini çileden çıkardı…

Padişah Vahdettin'in emriyle Müftülük'ten azledildi…

Yetmedi…

Ölüme mahkum edildi…

Suçu, 'Kuva-yı Milliye'ye destek vermekti…

Bu, yüzyıllardır bir din adamı için…

Bir Osmanlı Padişahı ve İslam Dünyası Halifesi'nin…

İlk kez verdiği 'ölüm fermanı' idi…

Börekçi Hoca…

Hakkında böyle ağır karar alınan ilk ve son müftü oldu!

***

Menteşe (Muğla) Milletvekili olarak…

23 Nisan 1920'de Meclis'in açılışında hazır bulundu…

Ama o hoca…

Memleketine 'din adamı' olarak hizmet etmek istiyordu…

Vekillikten istifa etti…

3 Mart 1924'te Diyanet Reisliği'nin ilk başkanı oldu…

Ölünceye kadar bu görevi sürdürdü…

Tam 17 yıl…

Atatürk, her bayram Börekçi Hoca'ya hediye gönderdi…

Ve her hediyenin yanına…

1.200 Liralık çek iliştirdi…

Gazi, Börekçi Hoca'nın mendil içinde…

'Yeter ki, vatan kurtulsun…' diye…

Kendisine verdiği bozuk paraları hiç unutmamıştı…

***

Bugün, Atatürk'ün adını…

Cuma Hutbesi'nde anmayan Diyanet'i…

İşte böyle bir din adamı kurmuştu…

***

Türkiye son 30 yıl içinde…

Birbirinden özel Diyanet İşleri Başkanı gördü…

30 Ağustos Zafer Bayramı…

O süre içinde…

Tam dört kez Cuma'ya rastladı… (1996-2002, 2013 ve 2019)

Son iki Cuma hariç…

Atatürk'e adıyla rahmet hiç esirgenmedi…

Mesela…

1992-2003 arasında 11 yıl görev yapan…

Erzurumlu Mehmet Nuri Yılmaz

'Eğer biri kalkıp, (Ben akşam içki içtim, ertesi gün de oruç tutmak istiyorum) derse, ben de, (Elbette tutabilirsin) derim, niye tutmasın?' sözleriyle, yılbaşı gecesi içki içenlerin ertesi gün oruç tutabileceğini açıklayan bir Diyanet İşleri Başkanıydı… Cumhurbaşkanı Demirel'in cenaze töreninde 'siyah cübbe' giymişti…

***

Mesela…

Daha sonra gelen Ali Bardakoğlu, yedi yıl görev yaptı…

Görev süresi bitmeden emekliliğini istedi; istifa etti…

Bundan 12 yıl önce Zonguldak'ta şöyle demişti:

'Bugünlerde Atatürk'e ayrı bir ihtiyacımız var…'

Neden o günlerde böyle söyledi, dersiniz?

***

Mesela…

Mehmet Görmez, profesördü…

Altı yıl Diyanet İşleri Başkanlığı yaptı…

Çözülme O'nun döneminde başladı…

İlk büyük gafı…

İzmir'e Müftü olarak atanan Ramazan Muslu'yu tanıtırken yaptı:

'İzmir'in farklı bir dindarlığı var… Bu dindarlığın irfan geleneğine ihtiyacı var… O nedenle irfan geleneğinden geçmiş birinin İzmir'e müftü atanması tesadüf değil…'

İzmir büyük tepki gösterdi…

Yetmezmiş gibi…

Tam 10 Kasım'da…

Atatürk düşmanı Fesli Kadir Mısırlıoğlu'nu ziyaret etti…

Türkiye ayağa kalktı…

Hiçbir hutbede Atatürk'ten söz etmedi…

***

Ve, bugün Ali Erbaş'ın yönettiği…

Diyanet İşleri Başkanlığı…

Cuma'ya rastlayan 30 Ağustos hutbesinde…

Zaferden ve vatan bütünlüğünden bahsedilirken…

30 Ağustos Zaferi'nin kahramanı…

Cumhuriyetimizin kurucusu…

Mustafa Kemal Atatürk'ün adı hiç geçmedi…

Oysa…

Bu memlekette…

'Ezanı Muhammedi'nin susmamasını sağlayan Atatürk'ü…

Hutbesinde anmayan Diyanet…

Mısır Arap Cumhuriyeti'nin…

Vefat eden eski cumhurbaşkanı için…

81 ilde gıyabi cenaze namazı kıldırmıştı…

95 yılda…

Atatürk'ün Diyanet İşleri Başkanı Kuvvacı Börekçi Hoca'dan…

Bugün geldiğimiz 'son durak' budur!

***

Bu yıl, Diyanet'in bütçesi yüzde 34 artırıldı…

7.7 milyar liradan 10.5 milyar liraya (katrilyon yani) çıkarıldı…

Bu çaba ile…

150 bine yakın personeli olan…

Diyanet'in bütçesi bazı bakanlıkların ve MİT'in beş katına ulaştı…

NASA, Diyanet'in yarısı kadar bütçeyle…

Pluton gezegenine uzay aracı yolladı…

Bizim Diyanet ne yapıyor?

'Alo Fetva Hattı'na gelen sorulara cevap veriyor…

Mesela arkadaş soruyor:

'Evlenecek maddi gücüm yok, şehvetime engel olamıyorum, hadım olmak caiz midir?'

Al, bi'tane daha:

'Müslüman olmayan birinin kestiği hayvanın eti yenir mi?'

Çatlatır böyle bir soru:

'Balık tutmak orucu bozar mı?'

Jilet attıracak kadar anlamlı bir diğer soru:

'Gazinoda çalışan bir kadının şoförlüğünü yapmak caiz mi?'

***

Sözün bittiği yer burasıdır işte…

Bu garabet sorulara cevap vermeye çalışırken…

Cuma hutbesinde…

Atatürk'e bi'fatihayı esirgeyen anlayışa…

Ne denirse, bi'zahmet onu siz söyleyin…

Ben susayım gari…

Nokta!

Sonsöz: 'Milletimiz din ve dil gibi kuvvetli iki erdeme sahiptir… Bu erdemleri hiçbir kuvvet, milletimizin kalp ve vicdanından çekip alamamıştır ve alamaz… / Gazi Mustafa Kemal Atatürk…'