Bugün Pazar...

Hiç bitmeyen sevgi ve saygıyla...

Atatürk'ü bu köşede anma ve hatırlama günü...

Bir kez daha...

Az bilinen yaşanmış, ibret vesikası bir örneği paylaşalım...

Bunu yaparken de...

'Atatürk'ün İzinde Bir Ömür Böyle Geçti' kitabının yazarı…

Gazi'nin manevi kızı Sabiha Gökçen'i…

Saygıyla analım…

***

Cumhuriyet'in ilk yılları…

Başbakan İsmet İnönü sabah erken saatlerde…

Çankaya'ya geliyor…

Görenler bi'bakışta anlıyor…

İsmet Paşa, yorgun ve sinirli…

Yüzünden düşen bin parça…

Atatürk de fark ediyor…

Belli ki…

İsmet Paşa'nın canını sıkan bi'şiler yaşanıyor…

Sabah kahvelerini içiyorlar…

Kurtuluş Savaşı'nın en umutsuz günlerde bile…

Canını bu kadar sıkkın görmediği arkadaşıyla…

Atatürk ile İsmet Paşa arasında şöyle bir diyalog geçiyor:

'Hayrola İsmet? Sende bir fevkaladelik var bugün; ne oldu? Neye sinirlendin?'

'Türk Hava Kurumu'nun toplantısı vardı da...'

'Eee, ne olmuş varsa?'

'Fuat beyi (THK Başkanı) epey terlettim... İstifaya falan kalktı…'

Atatürk, dayanamıyor:

'Çalışkan çocuktur Fuat; kurumu da iyi yönetiyor…'

Başbakan, Atatürk'ü tasdik ediyor:

'Bunlara bir diyeceğim yok... Fakat canımı sıkan bir şey oldu…'

Atatürk, kaşlarını çatıyor:

'Neymiş o?'

İsmet İnönü, biraz daha açıyor sözlerini:

'Hesaplarda bir kuruş oynuyor… Daha önceki toplantıda dikkatimi çekmişti... Bu bir kuruşun nereye gittiğini öğrensinler diye talimat vermiştim... Bulamamışlar... Fuat beyin hassasiyetini anlıyorum... Ama milletimiz ondan daha hassastır... Verdiği paranın nereye gittiğini mutlaka bilmek ister... İstifa bu gibi hallerde en kolay çıkar yoldur... Ama kimseyi rahatlatmaz... Hatta söylentilere bile sebep olur…'

***

Arkadaşının canını sıkan bu olayı öğrenince…

Atatürk'ün de yüzü asılıyor:

'Demek mesele bu... Bir kuruşun hesabı seni bu kadar üzdü demek ki... Haklısın... Kırk para (bir kuruş) günün birinde 40 lira, 40 lira da 400 lira olur... Bu da giderek büyür halkın ağzında... Cumhuriyet'i kurarken böyle bir kuruşlara çok ihtiyacımız oldu… Peki, ne yaptın sonunda?'

Başbakan İnönü, Ata'yı tasdik edercesine sözlerini sürdürdü:

'Memurları seferber ettim... Ve bir kuruşun yanlışlıkla başka bir hesaba geçirildiğini bulup, çıkarttırdım... Bizim milletimiz cömerttir, elindekini, avucundakini verir... Ama verdiğinin doğru, dürüst yerlere harcandığını görmek ister... Buna inanmak ister…'

***

Bitiriyoruz…

Ata'nın manevi kızı…

Dünyanın ilk kadın savaş pilotu Sabiha Gökçen'in anılarında…

Son derece ilginç mini bir bölüm daha var…

Aynen şöyle:

Atatürk, fırsat buldukça ülkenin her köşesini ziyaret eder…

Sorunları halkının ağzından dinler…

Çözümler arar, yapılan işleri yerinde görürdü...

Plansız hareketlere asla izin vermezdi...

Planlardaki gecikmenin sorumlularını da görevden çekip, alır…

'Milletin parasını boş yere harcatmam' derken…

Gözlerinden alevler saçardı…

Nokta…

Sonsöz: 'Ben dalkavukluktan, riyadan, yalandan hoşlanmam... Bunu yapan insanın benim dostum değil, düşmanım olduğuna inanır ve böyle bilirim... / Gazi Mustafa Kemal Atatürk…'