BDP bir siyasi partidir. Demokratik rejime inandığını ve evrensel demokrasinin değerlerine bağlı olduğunu ısrarla söyler! BDP' nin tüzüğünü incelediğinizde, onun Türkiye' deki diğer partilerle çok fazla bir farkı olmadığını görürsünüz!
Bu görüntü tamamen aldatmacadır.
Bu görüntü tamamen aldatmacadır.
Bu güne kadar hiçbir BDP yetkilisi 'PKK bir terör örgütüdür' diyememiş, aksine onları 'Büyük Kürdistan'ın Savaşçıları' olarak görmüştür.
PKK Narko-Terör örgütünün sözcüsü BDP, aynen Cemaatler-Tarikatlar gibi
Türk Demokrasisinin sırtındaki kan emicilerden biridir.
BDPKK, Demokrasinin verdiği özgürlük ortamından yararlanıp, demokrasiyi boğmak ve Türkiye'yi bölmek hevesindedir.
Türk Demokrasisinin sırtındaki kan emicilerden biridir.
BDPKK, Demokrasinin verdiği özgürlük ortamından yararlanıp, demokrasiyi boğmak ve Türkiye'yi bölmek hevesindedir.
ABD desteğiyle iktidar olan AKP'nin 'Cemaat ve Tarikatlardan' sonra 'Terör Partileri' için de, 'İleri Demokrasilerde bunlara da yer var' anlayışını hakim kılma çabası, Türk Demokrasisini yıkılma nokrasına getirmiştir.
Demokrasi, kurallar ve kurumlar rejimidir. Kuvvetler ayrılığı ilkesi esastır. Demokrasi'ye bir saldırı olduğunda ilgili kurumlar, yasalarla konulmuş kuralları harekete geçirerek saldırıyı bertaraf etmek zorundadırlar. Bu görevini yerine getirmeyenler, makamları ne olursa olsun suç işlemiş olurlar.
İşte Türkiye'nin en büyük problemi burada yatmaktadır.
11 yıldır tek başına iktidar olan AKP, Cumhuriyetin temel değerlerine açıkça karşı olduğunu, demokrasiyi kendilerini hedeflerine götürecek bir araç olarak gördüklerini sürekli olarak söylemektedir. Bu anlayışta ki AKP İktidarı, devletin önemli kurumlarının 'demokrasiyi savunma' reflekslerini kırmıştır. Kurumların başındakiler ya ihanet içindedirler, ya da iktidarın baskıları karşısında korkup sinmişlerdir. Sıkıntı buradadır. Bu propaganda, 'devlet düşmanı' basın organları tarafından o kadar yoğun olarak işlenmiştir ki, vatandaş; 'Demek demokrasi böyle oluyormuş, demokratik rejimde terör partilerine de yer varmış'
diye düşünmeye başlamıştır.
11 yıldır tek başına iktidar olan AKP, Cumhuriyetin temel değerlerine açıkça karşı olduğunu, demokrasiyi kendilerini hedeflerine götürecek bir araç olarak gördüklerini sürekli olarak söylemektedir. Bu anlayışta ki AKP İktidarı, devletin önemli kurumlarının 'demokrasiyi savunma' reflekslerini kırmıştır. Kurumların başındakiler ya ihanet içindedirler, ya da iktidarın baskıları karşısında korkup sinmişlerdir. Sıkıntı buradadır. Bu propaganda, 'devlet düşmanı' basın organları tarafından o kadar yoğun olarak işlenmiştir ki, vatandaş; 'Demek demokrasi böyle oluyormuş, demokratik rejimde terör partilerine de yer varmış'
diye düşünmeye başlamıştır.
Bu yanlış ve zehirli düşüncenin mutlaka kırılması gerekir.
*Demokratik rejimlerde 'Terör Partilerine' yer yoktur, derhal kapatılmalıdırlar.
*Terörü destekleyen ve dünyanın 'Narko-Terör örgütü' olarak kabul ettiği PKK'ya terör örgütü demeyen partiler, derhal kapatılmalıdır.
*Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde eline silah alıp, çoluk-çocuk, yaşlı-genç, sivil-resmi, Türk-Kürt demeden 54 bin insanımızı öldüren bu katiller sürüsünü savunan partiler kapatılmalıdır.
*Demokratik rejimlerde 'Terör Partilerine' yer yoktur, derhal kapatılmalıdırlar.
*Terörü destekleyen ve dünyanın 'Narko-Terör örgütü' olarak kabul ettiği PKK'ya terör örgütü demeyen partiler, derhal kapatılmalıdır.
*Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde eline silah alıp, çoluk-çocuk, yaşlı-genç, sivil-resmi, Türk-Kürt demeden 54 bin insanımızı öldüren bu katiller sürüsünü savunan partiler kapatılmalıdır.
İşin özü;
*Demokratik rejimlerde terör partilerine yer yoktur. Böyle partiler olursa o rejimin adı demokrasi değil, debokrasi olur. Arkasından kargaşa ve iç savaş gelir.
*Uyuşturucu kaçakçılığı yapıp on binlerce genci zehirleyen bir örgütten emir alan bir siyasi parti, 'demokrasi', 'insan hakları' gibi kelimeleri ağzına alamaz.
*Türkiye Cumhuriyeti Devletinin 'Ay Yıldızlı Bayrağını' tanımayan-yırtan-yakan, Resmi dilimiz olan güzel Türkçemizi kullanmayan, Türk Vatanını bölmeye çalışan it-uğursuz-katil takımını 'Özgürlük Savaşçısı' olarak tanıyan bir siyasi parti demokrasiden bahsedemez.
*Demokratik rejimlerde terör partilerine yer yoktur. Böyle partiler olursa o rejimin adı demokrasi değil, debokrasi olur. Arkasından kargaşa ve iç savaş gelir.
*Uyuşturucu kaçakçılığı yapıp on binlerce genci zehirleyen bir örgütten emir alan bir siyasi parti, 'demokrasi', 'insan hakları' gibi kelimeleri ağzına alamaz.
*Türkiye Cumhuriyeti Devletinin 'Ay Yıldızlı Bayrağını' tanımayan-yırtan-yakan, Resmi dilimiz olan güzel Türkçemizi kullanmayan, Türk Vatanını bölmeye çalışan it-uğursuz-katil takımını 'Özgürlük Savaşçısı' olarak tanıyan bir siyasi parti demokrasiden bahsedemez.
Değerli Okurlar;
Dün, Demokratik Rejim içinde 'Cemaat-Tarikat' denen illegal örgütlerin olamayacağını, bugün de 'Terör Partilerinin' yerinin demokratik rejimde olamayacağını anlatmaya çalıştık.
Yarın bu iki 'Çıyan Yuvasını' Türkiye'nin başına bela eden AKP'nin bunu niçin yaptığını yazacağız.
Dün, Demokratik Rejim içinde 'Cemaat-Tarikat' denen illegal örgütlerin olamayacağını, bugün de 'Terör Partilerinin' yerinin demokratik rejimde olamayacağını anlatmaya çalıştık.
Yarın bu iki 'Çıyan Yuvasını' Türkiye'nin başına bela eden AKP'nin bunu niçin yaptığını yazacağız.
Unutmamamız gereken şudur;
Bizler; Gerçek demokrasiyi savunanlar, Türkiye'yi vatan bilip uğruna can vermeye hazır olanlar, Türk Milletinin bir ferdi olmaktan gurur duyanlar, vatanseverler, cumhuriyetçiler ve Türk Devletini kuran Büyük Atatürk'e şükran hisleriyle dolu olanlar, bizler güçlüyüz.
Bu gücümüzün farkında olacağız ve bu belaları ülkemizin başından demokratik yolla, kırmadan-dökmeden def edeceğiz.
Bizler; Gerçek demokrasiyi savunanlar, Türkiye'yi vatan bilip uğruna can vermeye hazır olanlar, Türk Milletinin bir ferdi olmaktan gurur duyanlar, vatanseverler, cumhuriyetçiler ve Türk Devletini kuran Büyük Atatürk'e şükran hisleriyle dolu olanlar, bizler güçlüyüz.
Bu gücümüzün farkında olacağız ve bu belaları ülkemizin başından demokratik yolla, kırmadan-dökmeden def edeceğiz.