Eskiden uçsuz bucaksız meralarımız vardı.

Büyükbaş, küçükbaş hayvanlar, yan yana oralarda otlanırdı.

O zamanlar…

Yem çok pahalı gibi bir tartışma da yoktu, böyle bir sorun da yoktu.

Çünkü doğal ortamda beslenirlerdi hepsi…

Hazır yeme ihtiyaç duyulmazdı.

Kurban bayramlarında milyonlarca hayvan kesildiği halde…

Yine de kesimlik hayvan sıkıntısı zerre yaşanmazdı.

Ne oldu da biz bugün kırmızı et yokluğu yaşıyoruz?

Ne oldu da kesimlik hayvan bulamaz hale geldik?

***

Bu sorulara cevap ararken…

Etliye sütlüye biraz dokunalım isterseniz.

Ulusal Et Konseyi, dana karkasın fiyatını 98 lira olarak belirlemiş olsa da piyasada 105 lira…

Hayvancılıkla uğraşan dostum İsmail Sarıbey anlattı.

Ödemiş Hayvan Pazarı'na gitmiş.

'Eskiden Hayvan Pazarı danadan geçilmezken, bu kez yaklaşık 100 tane dana vardı' tespitinde bulundu.

Yani kesimlik hayvan sayısı azalınca, küçük büyük demeden danalar da bıçak altına yatırılmış.

Sadece danalar mı?

Kasapların, besicilerin anlattığına göre, sığır bulmak da zorlaşmış…

Hani derler ya, dananın kuyruğu koptu…

Aynen öyle, dananın kuyruğu da koptu, ipi de…

***

Buna karşın küçükbaş hayvan sayısında herhangi bir sorun yok.

Bu arada ilginç bir bilgiye ulaştım.

Kuzu eti, elbette dana etinden her zaman pahalıdır.

Fakat…

Karkas birim fiyatıyla da her zaman zirvede olan kuzu…

Bu kez, dananın gerisinde kalmış.

Kuzu karkas fiyatı, dana karkas fiyatından her zaman 10-15, bazen 20 lira yukarıda olurken…

Bugün dana karkas, kuzuyu geçmiş.

Kuzu karkas 95 lirayken, dana karkas 105 lira…

Kasap Cumali Barak'tan piyasadaki et fiyatlarını aldım.

Kıyma 165; kuşbaşı 180; biftek 200 lira.

Bonfilenin fiyatı 200'ü geçmiş, 225 lira olmuş.

Ciğer 125 liradan satılırken, kuzu pirzola 210 lira.

Kuyruk yağı, şu bildiğiniz kuyruk yağı…

O bile kıymete binmiş.

Bir ay önce 80 lira olan kuyruk yağı, bugün 120 liraya fırlamış.

***

Üreticiden tüketiciye kadar devam eden zincirleme problemler, duracak gibi görünmüyor.

Kasap et satamıyor, vatandaş ise alamıyor.

Kasap Cumali Barak'un şu ifadesi çok şey anlatıyor:

'Haftada üç dana satardım. Her biri 260 kiloydu ki, toplamda 750 ile 800 kilo arasında satışım olurdu.

Ya şimdi? Haftada 350 kilo eti satamaz hale geldim.'

***

Biraz da sütlüye bulaşalım!

Sağımlık hayvan sayısının çok azaldığını Tire Süt Kooperatifi Başkanı Osman Öztürk de söylüyor, küçük üreticiler de…

Torbalı tarafındaki bir süt toplayıcısının, sadece 10 süt veren ineği bulunan küçük bir işletmeciye itirafı aynen şöyle:

'12 köyü dolaştım, senden aldığım kadar süt alamadım!'

Bir inek 25 litre süt verse, o işletmedeki 10 inekten alınan süt 250 litre demektir.

12 köyden 250 litre süt toplanamıyorsa, vay o üreticinin haline…

Üstelik sütün litre fiyatı 7,5 liraya yükseltildiği halde…

Burada durup düşünmek lazım; hayvancılık nereye gidiyor, diye.

Üstelik sütün litre fiyatı 7,5 lira olduğu halde. .

İsmail Sarıbey'in şu tespitini yazmadan geçemeyeceğim.

İsmail Bey diyor ki…

'Şu andaki süt fiyatı, üreticiyi mutlu edecek bir fiyattır. Ot paritesi 1,3 olmasa da 1,1 pozisyonunda.

Üretici, şu anda ot bolluğu var.

Bugün alacağı otu, yarın, bir ay sonra aynı fiyata alamayacak. Ne kadar stoklarsa, o kadar avantajı olacak.

Söylemek istediğim şu: İnsanlar, süt para etmiyor diye hayvanını kesime gönderiyordu ya…

Şimdi ot almak için hayvanını satmaya başlayacak.

Çünkü üreticinin cebinde ot alacak beş kuruşu yok.

Bu durumda hayvan sayısı, bir şekilde yine azalacak.'

***

Yakında süt ürünlerinin bugünkünden daha pahalı olacağını göreceğiz.

Bir litrelik paket süt 15 liradan satılıyor.

Birkaç gün içinde 20 liralık etiket yapıştırılacak.

Yoğurt, peynir fiyatları gözlerimizi yuvalarından fırlatacak.

Et fiyatları haftada bir değil, iki üç kez zamlanır oldu.

Etin, sütün fiyatını artırmak yerine…

Yem fiyatlarının artışı durdurulsa, bunlar olmayacak elbette.

Bu işin içinden nasıl çıkılacak?

Bu sorunun yanıtını, elbette Tarım Bakanlığı verecek.