EGEDESONSÖZ- Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'un İzmir Körfezi'nden bir şişe içine koyduğu suyu TBMM'ye getirmesi ve temizlik konusunda CHP'li yerel yönetimi hedef almasına CHP İzmir milletvekillerinden tepki geldi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Murat Bakan, Kurum'a 'Sen Kongo'nun mu Çevre Bakanısın?' derken CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, 'Kurum İzmir Körfezi'nden getirdiğini iddia ettiği bir şişe su ile Plan ve Bütçe Komisyonu'nda şov peşinde koşacağına sorumluluklarını yerine getirmeli. Sayın bakana ısrarla tüm ülkenin bakanı olduğunu, İzmir'in de vatan toprağı olduğunu hatırlamaya davet ediyoruz' diyerek yanıt verdi.
CHP İzmir Milletvekili Ednan Arslan ise Bakan Kurum'a, 'Bakanın görevi, hedef göstermek değil, çözüm üretmektir' derken CHP İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli, Kurum'u hedef alarak 'Böyle şey olur mu ya! Bu kadar gayri ciddi, bu kadar usullere yakışmayan bir şey, açıkçası benim tüylerimi diken diken etti. Yani üzgünüm. Böyle bir konuşmayı dinlemiş olmaktan son derece üzüntü ve hicap duyuyorum. Böyle bir şey olmaz' ifadelerini kullandı.
UTANMAZ ADAM!
CHP'li Murat Bakan'ın açıklaması şöyle:
Murat Kurum hiç utanmıyor! İzmir körfezinin suyunu alıp komisyona getiriyor yüzü de kızarmıyor. Şecaat arz ederken sirkatin söylediğinin de farkında değil!
Tüm dünyada bu tür sorunlarda devletle yerel yönetimler birlikte çalışır. Londra Thames Nehri Temizliği, Singapur Nehri Temizleme Projesi, Çin'in Taihu Gölü Restorasyonu, ABD'de Chesapeake Körfezi Restorasyonu… Onlarca örnek var. Merkezi hükümetin, dünya örneklerinde ve İzmit Körfezi'nde gördüğümüz gibi, liderlik rolünü üstlenmesi, elini taşın altına koyarak finansman sağlama ve sorumluluğu paylaşma noktasında yerel yönetimlerle iş birliği içinde hareket etmesi gerekiyor.
Sen ne yaptın İzmir körfezi için? Gediz'den, limandan, tersaneden, organize sanayi tesislerinden gelen kirliliği neden önlemedin? Hala neyi bekliyorsun? Krediler neden bekletiliyor?
Gerekli bilimsel ve finansal sorumlulukları tespit etmeyen sen, elini taşın altına koymayan sen! Hamaseti yapan yine sen! Utanmaz adam! Sen Kongo'nun mu Çevre Bakanısın?
Murat Kurum hiç utanmıyor! İnsan olanın yüzü kızarır onu gösterirken. İzmir Büyükşehir Belediyesi üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmek için var gücüyle çalıştı, çalışıyor. Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi'nin işletilmesi ve geliştirilmesi konusunda önemli adımlar atıldı. Bu tesiste ne koku ne de balık ölümleri gibi bir sorun var; aksine, tesisten atık suyun deşarj edildiği yakın alanlarda balıkların denizde zıpladığı görülebilir. Büyükşehir Belediyesi, atık su arıtma tesisinin 4. fazının tamamlanması için de üzerine düşeni yapıyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi bu bilincin farkında, kendi üzerine düşeni her zaman yaptı, yapmaya da devam ediyor.
Peki siz ne yaptınız? Eğer amaç İzmir Körfezi'ni kurtarmaksa biz üzerimize düşeni tereddütsüz yaparız. Ancak AKP bu konuda siyaset üretmek derdinde. Dertleri İzmir değil, İzmir'i teslim almak. Buna izin vermeyiz!
ŞOVU BIRAKIN!
CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç ise şunları söyledi:
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum İzmir Körfezi'nden getirdiğini iddia ettiği bir şişe su ile Plan ve Bütçe Komisyonu'nda şov peşinde koşacağına sorumluluklarını yerine getirmeli!
22 yıldır ormanlarımız, madenlerimiz, denizlerimiz ve diğer doğal kaynaklarımız, Akp eliyle ya yok edildi ya da rant uğruna peşkeş çekildi. Bunun son örneği de Sinop Boyabat'taki 456 milyar liralık maden sahasının 3,68 milyar liraya Cengiz Holding'e peşkeş çekilmesidir.
On yıllardır var olan İzmir Körfezinin kirlenme problemini sadece İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne yıkmak, tüm İzmirlilere verilen bir cezadır.
Sayın bakana ısrarla tüm ülkenin bakanı olduğunu, İzmir'in de vatan toprağı olduğunu hatırlamaya davet ediyoruz. Ve son olarak İzmir Körfezi özelinde sayın bakana şu soruları tüm kamuoyunun önünde tekrar soruyoruz;
1-Bakanlık neden hiçbir tarama faaliyetinde bulunmuyor. Bu yaşanan kirliliğin temizlenmesi görevi bakanlığa ait değil mi?
2- Başta Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi 4. Faz projesi olmak üzere körfezin temizliğine etki edecek büyük projelere dair 5,5 milyar TL'lik kredi için neden izin verilmiyor? (Bekleyen toplamda 9 milyar TL)
3- Kütahya'dan başlayıp İzmir Körfezi'ne dökülen Gediz Nehri'nden gelen kimyasal atıklara, Alsancak Limanı'na yanaşan gemilerin kirliliğine, Karşıyaka'daki Tersane'den ve Organize Sanayi Tesislerinden gelen kirlilik için neden bir önlem alınmıyor?
CHP İzmir Milletvekili Ednan Arslan'ın açıklamaları şöyle:
'Bugün Plan Bütçe Komisyonu'nda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, vatandaşın vergilerinden oluşan bütçeyi nasıl harcadıklarını anlatmak ve TBMM'nin denetimine sunmak için katıldığı toplantıda, son 22 yılda rant uğruna görmezden geldikleri çevre talanına ve bütçeden ayrılan milyarlarca liraya karşın önleyemedikleri çevre felaketlerine açıklık getireceğine, İzmir Körfezi üzerinden yine partimizi hedef almış. Sayın Bakan önce imar aflarının, İliç çevre katliamının, Akbelen ağaçlarının, kaz dağlarının İzmir'e sokmaya çalıştıkları Asbestli gemilerin hesabını versin.
Bakanın unuttuğu veya bilmezden geldiği bir şey var, İzmir Türkiye Cumhuriyeti'nin bir kenti, İzmir halkı da Türkiye Cumhuriyeti'nin halkıdır. Sayın Bakan ve başında bulunduğu Bakanlık da Türkiye Cumhuriyeti'nin bakanlığıdır. İzmir Körfezi'nde yaşanan kirliliğe müdahale etmek de bu kirliliğin sebeplerini bulup ortadan kaldırmak da Murat Kurum'un asli görevidir. Kirliliğe sebep olarak sürekli İzmir Büyükşehir Belediyemizi hedef gösterme çabasında olan bakanın görevi, hedef göstermek değil, çözüm üretmektir.
Hal böyleyken tekrar soralım;
Oluşan kirlilikte Gediz nehrinin, limanın ve Organize sanayi tesislerinin payı yok mudur? Bakanlık neden hiçbir tarama faaliyetinde bulunmuyor ve ivedilik ile çözüm odaklı hareket etmiyor? Büyükşehir belediyemizin körfezin temizliğini sağlayacak projelerine neden kredi izni verilmiyor?
Bütün bunlara karşın, İzmir Büyükşehir Belediyemiz, Çiğli 4.Faz'ı 2025'in Nisan ayında devreye alacak. Haziran ayına kadar 800.000 m3 tarama ile son 20 yılda yapılan toplam temizliğin üstünde bir tarama gerçekleştirecek. Yağmur suyu ayrıştırma için toplamda 5 milyar TL'lik yatırımı 2025 yılında hayata geçirecek.'
TÜRELİ: İZMİR'İ CEZALANDIRIYORSUNUZ!
CHP İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli açıklamasında Kurum'un açıklamalarından hicap duyduğunu belirterek şunları söyledi:
Büyükşehir Belediyesi ile Bakanlığın bir araya gelmesine hangi engel var? Böyle bir usulü ilk defa görüyorum!
Şimdi, bakın, bir kere şunu söyleyeyim: Ben böyle bir usulü ilk defa gördüm. Bana göre bu, devlet yönetimi açısından son derece vahim ve acınacak bir durum çünkü Çevre ve Şehircilik Bakanı, Türkiye Büyük Millet Meclisine gelerek burada Plan ve Bütçe Komisyonunda İzmir Büyükşehir Belediye Başkanını şikayet etti ve çok sert eleştirdi. Böyle bir şey ne zaman oldu? Ben ilk defa görüyorum, biri merkezi Hükûmet, biri yerel yönetim! Bir bakanın gelip başka bir bakanı, başka bir devlet organını, belediye başkanını, bir kurum başkanını eleştirdiği ne zaman gördünüz, hatırlıyor musunuz? Görülmüş bir şey değil ki. Böyle bir usul yok arkadaşlar, yapmayın ya! Devlet organları arasında böyle bir usul yok. Bir araya gelirler, toplantı yaparlar, konuşurlar. Engel mi var buna, arkadaşlar? Büyükşehir Belediyesi ile Bakanlığın bir araya gelmesinde hangi engel var?
Murat Kurum, bütün devlet teamüllerini, devlet geleneğini, ciddiyetini hiçe sayıyor!
İkinci konu bununla da bağlantılı, bütçeyi konuşuyoruz. Bütçenin görüşmesi şöyle olur: Bakan sunuşunu yapar, ne olacağını, kendisi önümüzdeki dönem neyi planlıyor diye sunumunu yapar. Bizler milletvekili olarak sonra düşüncelerimizi, eleştirilerimizi söyleriz. En sonunda Bakan cevap verir. Usul bu, arkadaşlar! Daha önce böyle bir usul yapmadık; burası Bütçe. Bakan bütün devlet teamüllerini, devlet geleneğini, ciddiyetini hiçe sayarak gelip Plan ve Bütçe Komisyonunda, burada bir Büyükşehir Belediye Başkanını eleştirdi. Yani böyle bir şey olabilir mi? Varsa bir şey yapılır toplantılar, bu konu çözülür.
Yetki bakanlıkta, İBB'de değil! İzmir'i cezalandırıyorsunuz. İzmir'de her partiye oy veren insanlar yaşıyor.
İzmir Körfezi'ndeki kirlilik konusunu doğru tartışmamız lazım. Sadece arıtma kaynaklı bir kirlilik yok. Körfez'in dibinde temizlik çalışmaları yapılması lazım. Navigasyon, sirkülasyon kanalları, Körfez'e akan derelerin temizliği, özellikle Gediz Nehri, sanayi tesisleri, tersaneler, gemiler… Bütün bunların hepsinin yetkisi Bakanlıkta, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığında değil. 2017 yılında Bakanlığın da kabul ettiği ve onayladığı bir proje var, hala hayata geçmemiş. Bakın, üzerinden kaç yıl geçmiş? Yedi yıl geçmiş, hala bir şey olmamış. İzmir ili yabancı bir ülkenin sınırlarında değil, İzmir ilinde her siyasi partiye oy veren insanlar yaşıyor, İzmir'i cezalandırıyorsunuz.
Memleket yönetmek ciddiyet ister, adalet gerektirir. Bir bakanın kendi sorumluluklarını unutup bir yerel yönetimi eleştirmesi kabul edilemez!
Geçmişte de oldu; İstanbul ve Ankara metrolarını Ulaştırma Bakanlığı üstlendi, İzmir Belediyesi, metroyu kendi başına yaptı. İzmir'de Buca metrosuyla ilgili Dünya Bankası kredisi bulundu, kredi Cumhurbaşkanı tarafından onaylanmadı. Bunun gibi yatırım bazında size yüzlerce örnek veririm. Burada doğru bu değil; böyle olmaz. Memleketi yönetmek ciddiyet gerektirir, adalet gerektirir; böyle olmaz. Hele burada gelip de tartışarak burada oturup da bir bakanın yerel yönetimi eleştirmesini kabul etmek mümkün değil arkadaşlar, yapmayın.
Böyle şey olur mu ya! Bu kadar gayri ciddi, bu kadar usullere yakışmayan bir şey, açıkçası benim tüylerimi diken diken etti. Yani üzgünüm. Böyle bir konuşmayı dinlemiş olmaktan son derece üzüntü ve hicap duyuyorum. Böyle bir şey olmaz.