Geçtiğimiz Çarşamba günüydü…

Bir video, cep'ten cebe (telefon yani…) dolaşmaya başladı…

Görüntüleri izleyen, dinleyen şaşkına dönüyordu…

Konak, Karşıyaka, Bornova ve Çiğli'deki dört camiden…

'Çav Bella' şarkısı yükseliyordu…

Vatandaş haklı olarak tepkisini koydu…

Üstelik Ramazan'da olacak şey değildi…

İzmir Müftülüğü'nün ilk tespitlerine göre…

Kimliği meçhul kişiler merkezi ezan sistemine girerek…

Resmen bir 'Çav Bella' sabotajı gerçekleştirmişlerdi…

Peki…

Bu densizliği kim ya da kimler yapabilirdi?

Döneceğiz tekrar 'Çav Bella'ya…

***

Aslında bu tip 'Alooo, ses karıştı!' olayları hep gündemdedir…

Geçen yıl, Zafer Bayramı'nda mesela…

Afyonkarahisar İhsaniye'deki caminin minarelerinden…

'Sarı Saçlım Mavi Gözlüm' türküsü yükseldi…

Belediye Başkanı'na sordular…

'Valla bilmiyorum, frekans karışmıştır… Kötü bir şey çalmıyor ki, ne var yani? Bugün 30 Ağustos…' deyiverdi…

Frekans karıştırıcı çok arandı, bulunamadı…

***

En matrağı beş yıl önce, Manisa Yunusemre'de yaşandı…

Mahalle camisinden…

Bangır bangır İbrahim Tatlıses'in, o pek meşhur…

'Beni Benden Alırsan…' şarkısını dinlettiler koca ilçeye…

Hem de sonuna kadar…

Duyan gülmeye başladı…

Yoksa bir çılgın aşık…

'Benzersiz sevgisini birilerine duyurmaya mı çalışıyordu?'

Manisa Polisi, merkezi ezan sistemine sızarak…

Frekansları değiştiren şahsı / şahısları çok aradı ama bulamadı…

***

'Çav Bella', İtalyanca bir halk şarkısı…

Türkçe'deki karşılığı 'Elveda Güzelim'

Hep şöyle bilinmiştir…

'Çav Bella, devrimci, sosyalist grupların marşıdır…'

Son 50 yıl içinde bizde moda olduğu filan pek görülmemiş…

Ne zaman uyandırdı bizi bu marş / şarkı karışımı melodi?

Tunç Soyer, CHP'den İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olunca…

'Çav Bella' şarkısı…

O 'seçim heyecanı' atmosferinde…

Tunç Soyer için…

Adeta…

Bir 'müzikal kenetlenme' serenomisi haline geldi…

'Çav Bella' için mutlaka 'play tuşu'na basacak biri çıkıyor…

Başkan Soyer, melodinin kıpır kıpır ritmine ayak uydurmaya çalışırken…

O'na oy verenler de…

Hareketli ritme kendilerini kaptırıyorlardı…

***

Aslına bakarsanız…

Tunç Soyer, 'Çav Bella' şarkısını sevdi…

En az 80 yıllık 'Çav Bella' şarkısı da Soyer Çiftini sevdi…

Eğer, Başkan Soyer…

Samimi bi'şekilde 'Bu şarkı benimle bütünleşti' diyorsa…

Kendince haklı olabilir…

Ancaaak…

Böylesi bir 'yakıştırma' onur kırıcı boyutlara yelken açarsa…

Sıkıntı olur; güzel İzmir'in yüzü kızarır!

***

Bir yabancı şarkıyı veya tedavülden kalkmış melodiyi…

Bir belediye başkanı ile bütünleştirmek…

Kötü bi'şi değil…

Ama…

Cami'den yükselen o şarkı sesiyle ortaya çıkan skandalın yaftasını…

Söz konusu belediye başkanının boynuna asmaya çalışmak…

Pek, öyle sevimli bi'şi değil…

Kalpler kırılır ve herkes bilir ki…

Kırılan kalpler zor tamir edilir…

İzmir hoşgörü kentidir…

Ama…

Gün gelir 'hoşgörü'nün bile tahammül edemeyeceği şeyler yaşanırsa…

Bu kentin birbirine darılan / küsen insanlarını…

Allah korusun, kim barıştırır?

***

Bakın…

Herkes konuştu, konuştu, konuştu…

Herkes kendince bi'mantık yürüttü…

Kentin Büyük Başkanı iğnelendi…

Eeee…

Siyaset'en dayak faslı bitince…

Güzel İzmir'in saygıdeğer Müftüsü Recep Şükrü Balkan

Ne dedi?

Şunu dedi…

'Maalesef, telsiz sistemiyle çalışan merkezi sistemimizin frekansına şifreyi kırmak suretiyle girilip profesyonelce yapılan bir saldırıyla karşı karşıya kaldık…'

Başka ne dedi, engin hoşgörüsü ile?

'Bunlar kim olduklarını bilemediğimiz art niyetli kişiler, kimsenin günahını almak istemiyoruz…'

Peki, Müftü Bey'in final cümlesi ne?

Aynen şöyle:

'Bu (Çav Bella) diye bilinen, garip, anlamakta güçlük çektiğimiz müzik yayınını minarelerden yayınlayanlar için İzmir Polisi gerekeni yapıyor…'

***

Pek meşhur bir sokak jargonu vardır…

'Bu işten ekmek çıkmaz…' denir, ama…

Kahreden bir 'iz' mutlaka bırakır…

Bir belediye başkanının uzattığı eli tutmak yerine…

Tokatla geri dönüş yapmak…

İleride telafisi mümkün olmayan siyasi erozyonları peşinden getirir…

İzmir gibi bir kent…

Neden hoşgörü yerine 'siyasi çekişme' başkenti olarak anılsın?

***

Gülümseyerek bitiriyoruz…

36 saat içinde yaşadıklarımız şuna benziyor…

(Dikkat! Hikaye gerçektir…)

Adam, kentin ileri gelenlerinden…

Seviliyor, sayılıyor ama belli miktarda çekemeyeni de var…

Türk Müziği'nin hastası…

Favori şarkısı…

Selahattin Pınar'ın ölümsüz eseri, 'Nereden Sevdim O Zalim Kadını?'

Kentin neredeyse yarısı…

Biliyor manzarayı ama çaktırmıyor…

Yıllar önce bile…

O popüler İzmirli, ne zaman bir gazinoya girecek olsa…

Sahnedeki saz heyeti hemen başlardı seslendirmeye…

'Nereden Sevdim O Zalim Kadını / Bana Zehretti Hayatın Tadını / Sormayın Söylemem Asla Adını / Bana Zehretti Hayatın Tadını ...'

Şimdi…

Allah korusun o şarkının minik bir kuplesi…

Cami'den duyulsa, kazara…

O şarkının sevdalısı o popüler İzmirli, hesaba mı çekilecekti?

Bakın…

Beş yıl önce Manisa'daki camiden İbo'nun 'Beni Benden Alırsan…' şarkısını çalanlar ortaya çıktı mı?

Nokta…

Sonsöz: 'Yaşadığın dünyaya bak; yüce Tanrı, hangi eserini sevginin kucağında büyütmemiş? Neden kucaklaşarak gidilecek yere, tekme ve tokatla erişmeyi tercih edersin? / Hz. Mevlana…'