Bugün Pazar...
Hiç bitmeyen sevgi ve saygıyla...
Atatürk'ü bu köşede anma ve hatırlama günü...
Bir kez daha...
Az bilinen yaşanmış bir öyküyü paylaşalım...
Bunu yaparken de...
O kıymetli anıları bugünlere taşıyan…
Kurmay Binbaşı Ethem Altan ile…
'Nükte ve Fıkralarla Atatürk' kitabının yazarı Niyazi Ahmet Banoğlu'nu…
Saygıyla analım…
***
Neler yaşadı bu büyük millet?
Ne acılar çekti?
Neler sığdırdı tarihin tozlu sayfalarına?
100 yıl önceydi…
Sakarya'da…
Ağustos ile Eylül arasında…
22 gün 22 gece süren kanlı çarpışmalar sonucu…
Yunan Ordusu'nun kanlı istilası durdurulmuştu…
Ama yetmezdi…
Düşmanı tamamen vatandan atmak gerekiyordu…
Ordu'nun toparlanması bir yıl sürdü…
Sonunda…
Tarihe altın harfle kazılan o tarih geldi, çattı…
***
Takvimler 26 Ağustos 1922'yi gösteriyordu…
Cuma'yı, Cumartesi'ye bağlayan saatler…
Tanyeri hafiften ağarıyor…
Gazi Mustafa Kemal, Kocatepe'de…
Tam da Nazım Hikmet'in anlattığı gibi…
Paşalar, O'nun arkasında…
Saati soruyor…
Paşalar, 'Üc…' diyorlar…
Sarışın bir kurda benziyordu…
Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı…
Yürüdü, uçurumun başına kadar…
Eğildi, durdu…
Bıraksalar…
İnce, uzun bacakları üstünde yaylanarak…
Ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak…
Kocatepe'den Afyon Ovası'na atlayacaktı…
Ve, tam o sırada…
Sabahın sessizliğini…
Gökleri yırtarak uçan bir top mermisi bozdu…
Arkasından bütün Türk topları ateş püskürmeye başladı…
Düşmanın, alınamaz denen mevzileri alt üst oluyordu…
Bir an içinde her yer taraf ateş ve duman içinde kalmıştı…
Her taraf yanıyordu…
Ateş gittikçe şiddetleniyor…
Türk Milleti'nin talihi ile birlikte güneş de nazlı nazlı yükseliyordu…
***
Atatürk, pelerinini altına topladı ve kayaların üstüne oturdu…
Dalgınlığı kalmamıştı; gülümsüyordu…
Sabah ışıklarının okşayarak aydınlattığı altın saçlarında…
Türk Milleti'nin geleceği parlıyordu…
Çok neşelenmişti…
Geriye doğru döndü…
'Şimdi kahvaltıyı getirin!' diye seslendi…
***
O tepsinin içinde…
İki dilim asker ekmeği…
Dört-beş adet zeytin…
Kibrit kutusu kadar beyaz peynir vardı…
Hepsi o kadardı, işte…
Tepsidekileri büyük bir iştahla yedi…
Dünyaya meydan okuyan…
Bir millete yeniden hayat veren komutan Atatürk…
Aslında…
O mütevazı kahvaltıyla…
Zaferin tadını çıkarıyordu…
Nokta…
SonSöz: 'Güneş topçumuzun rüyetine (görüşüne) mani oluyor… Fakat az sonra süngülerimize vuracağı akisleriyle (ışıltılarıyla) düşmanın rüyetini (görüşünü) tamamen kesecek…' / Gazi Mustafa Kemal Atatürk – 26 Ağustos 1922 Cumartesi – Kocatepe / Saat: 06:00)