Başbakan Erdoğan'ın son durumu onun bir öfke patlaması yaşadığını gösteriyor.
Onun öfkeli hali parti yöneticilerine, yandaş kalemlere ve tüm ülkeye de yansıyor. Niçin bu kadar kin dolu?
Erdoğan neden sağlıklı düşünme yeteneğini kaybedecek kadar öfkeli?
Onun öfkeli hali parti yöneticilerine, yandaş kalemlere ve tüm ülkeye de yansıyor. Niçin bu kadar kin dolu?
Erdoğan neden sağlıklı düşünme yeteneğini kaybedecek kadar öfkeli?
Erdoğan daha ne istiyor? ABD Başkanlarının bile süresi 4 yıllık olmak üzere iki kez, yani 8 yıllığına seçilebildiği dünyada, Türkiye gibi çok önemli bir ülkenin
11 yıldır Başbakanlığını yapıyor.
Türk siyasi tarihinin en uzun süre görev yapan Başbakanı olmak yetmedi mi?
Türk Milletini birleştireceğine bölmeye çalışmasa, Cumhuriyetin temelleri ile oynamayıp, PKK terör örgütünü şımartmasa Cumhurbaşkanı bile olabilirdi.
Kendi hatası yüzünden o şansını kaybetti. 11 yıl Başbakan olmak, yetmedi mi?
11 yıldır Başbakanlığını yapıyor.
Türk siyasi tarihinin en uzun süre görev yapan Başbakanı olmak yetmedi mi?
Türk Milletini birleştireceğine bölmeye çalışmasa, Cumhuriyetin temelleri ile oynamayıp, PKK terör örgütünü şımartmasa Cumhurbaşkanı bile olabilirdi.
Kendi hatası yüzünden o şansını kaybetti. 11 yıl Başbakan olmak, yetmedi mi?
Kaçak yapılmış bir gecekondudan çıkıp, dünyanın en zengin siyasetçileri arasına girmek, çocuklarının kısa sürede zenginleşmeleri, bu kadar şan-şatafat içinde dünyayı dolaşmak, devletin uçaklarını babalarının malı gibi özel işlerinde kullanmak, kendisini ve ailesini tatmin etmedi mi?
Değerli Okurlar;
Erdoğan'daki öfke ve kontrol kaybına dünya siyaset tarihinde, Firavunlaşma ve Hesap verme korkusu denir. Sizlere önce İmam-ı Gazali'nin (R.A) bir yorumunu ve sırf Erdoğan ve Gül aleyhine kitaplar yazdığı için 5 yıldan fazla bir zamandır zindanda tutulan Ergün Poyraz'ın 'İplikçi' adlı kitabının önsözünü, kısaltarak yazacağım. Bu soruların yanıtını bu satırlarda beraberce bulacağımızı umuyorum;
Erdoğan'daki öfke ve kontrol kaybına dünya siyaset tarihinde, Firavunlaşma ve Hesap verme korkusu denir. Sizlere önce İmam-ı Gazali'nin (R.A) bir yorumunu ve sırf Erdoğan ve Gül aleyhine kitaplar yazdığı için 5 yıldan fazla bir zamandır zindanda tutulan Ergün Poyraz'ın 'İplikçi' adlı kitabının önsözünü, kısaltarak yazacağım. Bu soruların yanıtını bu satırlarda beraberce bulacağımızı umuyorum;
'İnsanoğlunu güvene erdirecek olan ne para, ne makam, ne de kadın vs dir. İnsanoğlunun duracağı nokta firavunlaşmaktır. Firavunlaşma, hemcinsini kendine kul-köle yapıp, onların üzerinde ilahlık-tanrılık iddia etmektir.
Bu bile insanın doğasında vardır. İnsanın bu sapkın dürtüsünü durduracak tek yol, gönül ve ruh eğitiminden geçer. İmam-ı Gazali (R.A)'
Bu bile insanın doğasında vardır. İnsanın bu sapkın dürtüsünü durduracak tek yol, gönül ve ruh eğitiminden geçer. İmam-ı Gazali (R.A)'
'Eski Mısır'da Firavunlar; Tanrı'nın gören gözleri, Ra'nın yani baştanrı'nın oğluydular. Gücün, iktidarın temsilcisi idiler. O nedenle Firavunların, Firavun olabilmesi için baştanrı tarafından onaylanmaları gerekiyordu.
İyi de Baştanrı mermerden dev bir heykeldi. Mermerden yapılmış dev heykel nasıl onay verecekti?
Daha öncekilere nasıl onay verdiyse… Yani, hafifçe öne doğru eğilerek!...
İyi de Baştanrı mermerden dev bir heykeldi. Mermerden yapılmış dev heykel nasıl onay verecekti?
Daha öncekilere nasıl onay verdiyse… Yani, hafifçe öne doğru eğilerek!...
Yeni Firavun adayı, kendisinden önce gelmiş geçmiş tüm Firavunların, Firavun olmak için mermerden baştanrı'nın bu onayı verdiğine inanır, gücünün sonsuzluğunda yaşardı.
Bu mucize onay ile Firavun kendisinin de 'Tanrı' olduğunu ilan ederdi.
Firavunlara ve Mısır halkına göre bu, Tanrılara yaraşır bir mucizeydi. Üstelik mucizeler üstü mucize…
Bu mucize onay ile Firavun kendisinin de 'Tanrı' olduğunu ilan ederdi.
Firavunlara ve Mısır halkına göre bu, Tanrılara yaraşır bir mucizeydi. Üstelik mucizeler üstü mucize…
İman etmek- inanmak- ikna olmak, keramet ve mucize görünce ne kadar kolaydı! İşte bu sebepten Mısır halkı, tanrılarına, kendi elleriyle yaptıkları mermerden heykellere son derece, inanıyor, tüm kalpleri ile iman ediyorlardı.
Oysa mermerden heykelin baş eğerek onaylaması olayında Mısır halkının bilmediği bir sır vardı. Bu sırrı sadece Başrahip biliyor, tören sırasında ise Firavun bu sırra tanık oluyordu.
Bu sır; Firavun'un mermerden baştanrı'ya saygısını-bağlılığını sunduğu sırada, başrahip'in kimseye göstermeden bir mekanizmaya dokunup, heykelin hafifçe öne doğru eğilmesini sağlamasıydı.
İşte, tanrıların tanrısı, Firavun'un tanrılığını onaylamıştı!...
Bu sır; Firavun'un mermerden baştanrı'ya saygısını-bağlılığını sunduğu sırada, başrahip'in kimseye göstermeden bir mekanizmaya dokunup, heykelin hafifçe öne doğru eğilmesini sağlamasıydı.
İşte, tanrıların tanrısı, Firavun'un tanrılığını onaylamıştı!...
Firavun daha sonra düşünmeye başlardı;
'Firavun da olsam, tanrı da olsam tüm geleceğim, mermer heykeli öne doğru eğdiren Başrahibin parmağının ucundadır.'
'Firavun da olsam, tanrı da olsam tüm geleceğim, mermer heykeli öne doğru eğdiren Başrahibin parmağının ucundadır.'
Firavun'un bütün gücü başrahibin elindeydi. Firavun, başrahibe boyun eğdiği kadar iktidardı. Firavun'un iktidarı, baş eğdiği müddetçe ve kendisinden isteneni yaptığı sürece devam edebilirdi!...
Bugün yeryüzündeki birçok ülkenin başına geçen Firavunların tanrıları Amerika, Başrahipleri ise İsrail'dir.'
Başbakan Erdoğan, henüz milletvekili değilken onayı kimden aldı?
ABD Başkanından değil mi?
Başbakan Erdoğan, Eşbaşkanlık rütbesini ve cesaret madalyasını kimden aldı? İsrail'den değil mi?
Üstelik bizimkinin Pensilvanya'da yaşayan, Papa destekli-Dinler arası diyalog damgalı, ilkokul diplomalı, Bağ-Kur emeklisi, Hocası da var.
ABD Başkanından değil mi?
Başbakan Erdoğan, Eşbaşkanlık rütbesini ve cesaret madalyasını kimden aldı? İsrail'den değil mi?
Üstelik bizimkinin Pensilvanya'da yaşayan, Papa destekli-Dinler arası diyalog damgalı, ilkokul diplomalı, Bağ-Kur emeklisi, Hocası da var.
Eşbaşkanı göreve getiren bu üç güç, artık onun üstünü çizmeye ve deliğe süpürmeye karar vermişlerdir. Erdoğan'ın kini-öfkesi-çılgınlığı- Türk Milletini birbirleriyle karşı karşıya getirmesinin sebebi bu olmalıdır. Erdoğan'ın devlet gücünü kullanarak insanları korkutmaya çalışması da, parayla- belediyeler eliyle- devlet olanaklarıyla meydanlarda toplantılar planlaması da bu yüzdendir
ve bunlar onun son çırpınışlarıdır.
ve bunlar onun son çırpınışlarıdır.
Türk Milleti, Evrensel Demokrasiyi hazmetmemiş, yönünü Ortadoğu ve Ortaçağa çevirmiş Cemaat-Tarikat artıklarının yönetimini istememektedir.
Sandık önüne geldiğinde, Türk Milleti bu 'Deniz Feneri Demokratlarını' sandığa gömecektir.
Sandık önüne geldiğinde, Türk Milleti bu 'Deniz Feneri Demokratlarını' sandığa gömecektir.
Not; Başbakan Erdoğan;
Gezi Parkındaki gençleri, kendi çocukların ile karıştırıp, onlara nasihat etmeye,
korkutmaya kalkma. O gençler ya ailelerinin parasıyla ya da devlet bursuyla eğitimlerini tamamladılar. Onların hiçbirinin, hiçbir zaman Remzi Amcaları olmadı.
Bu gençler seni tüm dünyada madara ettiler. Az daha yüklenirsen, seni erken seçime zorlayıp, gidiş tarihini de öne çekerler. Demedi deme…
Gezi Parkındaki gençleri, kendi çocukların ile karıştırıp, onlara nasihat etmeye,
korkutmaya kalkma. O gençler ya ailelerinin parasıyla ya da devlet bursuyla eğitimlerini tamamladılar. Onların hiçbirinin, hiçbir zaman Remzi Amcaları olmadı.
Bu gençler seni tüm dünyada madara ettiler. Az daha yüklenirsen, seni erken seçime zorlayıp, gidiş tarihini de öne çekerler. Demedi deme…