'İsrail her zaman bir şımarık oğlan rolü oynamıştır' Bunu bilmeyenimiz yok. Başbakanı çok iyi anlıyoruz. Anlayamadığımız; şımarık oğlanın kulağını çekme işinin, neden Türkiye'ye düştüğü...

Başbakanı dinlerken bir hikayeyi anımsadım. Güçlü bir adam diğerinin yüzüne oldukça kuvvetli bir tokat atar. Tokadı yiyen; 'ah arkam' diye feryat eder. Tokadı atan şaşırır. 'Yahu ben senin yüzüne vurdum, 'ah arkam' diye bağırmak da ne oluyor' Tokadı yiyen; 'Benim arkam olsaydı sen bana zor vururdun. Sitemim sana değil kendi arkasızlığıma. Var sen git yoluna' der.

Hikayeden anlaşılacağı üzere 'arka' olmadan 'şımarık oğlan' rolü oynamak pek mümkün değil. 'İsrail'in arkasında Dominik Cumhuriyeti var. Bütün gücünü ondan alıyor' desem bana gülersiniz değil mi? Ya da Jamaika... Ne bileyim Moğolistan, Honduras, Nikaragua vs.

İsrail'in arkasındaki gücün ABD olduğunu bilmeyen bir canlı var mıdır dünyada?
ABD'deki Yahudi lobilerinden haberdar olmayan ve bu lobilerin ABD ekonomisini yönlendirdiğinden!

İsrail devleti kurulduğu günden itibaren bu güçlü hami sayesinde binlerce katliama imza attı. İstediği zaman ve hiçbir gerekçe göstermeden şehirleri talan etti, acımasızca kan döktü. Yaptığı katliamların bir türlü de hesabı sorulamadı, çünkü arkasında güçlü hamisi ABD vardı. Tabii aynı hami etkisiyle BM 'korosu' aleyhinde her hangi bir karar da almadı. Başbakanın 'şımarık oğlan' rolünde tanımlamasının çıkış noktası da muhtemelen budur!

Buraya kadar anlatılanlar sadece bilinenin tekrarı niteliğinde. İsrail'in bölgedeki serüveni bu günün işi olmadığından durum pek heyecan verici değil. Heyecan 'değişimlerin' satır aralarında gizli! Lakin bir şeyler değişmiş olmalı ki, İsrail'den bugüne kadar sorulmayan hesap sorulmak isteniyor! Gerçi yaptırımlar hesap sormaktan çok 'hizaya getirme, burnunu sürtmeye' benziyor.

Türkiye'nin bu denli sert tepkisi ve hayata geçirmeyi planladığı yaptırımlar, 'Türkiye ABD'yi karşısına almaya cesaret edebilir mi' sorusuna verilecek yanıta 'ivedi' kodunu iliştiriveriyor. Ne dersiniz Türkiye aldığı tavrı ABD'ye rağmen mi yapıyor?

Birisi çıkıp da; 'Dünya mahallesinde bir tek ' bıçkın delikanlı' var o da ABD! Kan dökme, talan etme işlerinin yanı sıra çeşitli ambargolarla 'terbiye, kulak çekme' işini de keyfine göre yine o yapar. Başbakanın o Kasımpaşalı tavırları belki 'ananı da al git' diyerek kovduğu gariban çiftçiye sökebilir ama arkasında ABD'nin olduğu hiç bir ülkeye sökmez' derse, diyenin boynuna deli yaftası asar mıyız?

Gelişmelere ABD'nin bir süreliğine de olsa İsrail'den desteğini çektiği olasılığıyla bakmak daha akılcıl gibi. Obama'nın açıklaması da bu yönde zaten: 'İsrail özür dilemeli.'

İsrail on yıllardır bölgede pervasızca cinayetler işliyor, katliamlar yapıyor. Aynı Başbakanıyla AKP iktidarı 2002'den bu yana da o İsrail'le işbirliği yapıyor. Bugün ise İsrail'in güvenliğini de sağlayacak Füze Kalkan Projesi hayata geçiriliyor. ABD tarafından 'tehlike' olarak görülen bölgede tek bir ülke var, İran... İsrail'in güvenliğini tehdit eden, İsrail'e karşı savaşan tüm gurupları desteklediği bilinen, bu projeden en çok rahatsız olan İran... Ona kulak verelim… Savunma Bakanı Ahmed Vahidi; 'Füze kalkanı bölge güvenliğine zarar verir' İran'ın tepkisine bakarak Füze Kalkan Projesinin hedeflerinden birinin İran olduğu kolayca görülebilir. Bir yandan İsrail'e sert çıkacaksınız, diğer yandan hedefleri arasında İsrail'i korumakta olan projeyi hayata geçireceksiniz! Bu ne perhiz ne lahana turşusudur?