Kendisi küçük, derdi büyük…
Oysa…
Adı gibi; harbiden 'gakgoş' memleket…
(Elazığ ağzı'nda kardeş / ağabey…)
Can şehir, canlı şehir…
Aslında nüfusu 20 binin üstünde bir ilçe…
İzmir'den 1.400 kilometre doğuda…
Bas gaza Konak'tan, 16 saatte anca girersin o güzel diyara…
Yaşı bile yakın İzmir'e…
7 bin yıllık tarihi var…
Üstünden Roma İmparatorluğu geçmiş…
Bi'dönem Selçuklu hakimiyeti…
Ardından Yavuz Sultan Selim, katıvermiş Osmanlı'ya…
Mihrap Dağı'nın eteklerinde, denizden 1000 metre yukarda…
Cennet'ten bir köşe diyoruz ama…
Türkülerindeki gibi dertli:
Bura Bakır Maden'dir (Gel yarim)
Yar cefalar edendir (Dön yarim)
Gideli yedi yıldır (Gel yarim)
Hiç haber yok nedendir (Dön yarim)
***
Türkü'den anladınız…
Orası, Elazığ'ın Maden İlçesi…
Nüfusu 20 binlerden düşmüş 10 binlere…
Seçmen sayısı bile dört bini bulmuyor!
Neden?
Çünkü çok göç veriyor…
Önemli bölümü de İzmir'e geliyor…
Kayıtlı 40 bin, kütüğünü getirmeyenlerle birlikte…
80 bin Elazığlı yaşıyor…
Türkiye'nin Batı'ya açılan penceresi İzmir'de…
Öyle ki…
Bizim kadim kentte…
Üstelik taaa 71 yıl önce kurulup…
Faaliyete geçmiş 'iki numaralı' STK'nın adı…
'İzmir Elazığ Kültür ve Dayanışma Derneği'…
Başkanı, Muzaffer Acar…
Yetmemiş; bi'de 'Ege Elazığ Dernekleri Federasyonu'nu yaratmışlar…
O'nun başkanı da Nejat Ak…
Düşünün artık, Elazığlı'nın İzmir aşkını…
İyi de…
Elazığ'ın Maden İlçesi neden çaresiz?
Niçin gözyaşlarını içine akıtıyor?
O da, inanır mısınız garip biri memleket meselesi!
***
Çünkü, 'Maden İlçesi'nin…
Daha düne kadar…
Başka bi'yere göç etmesi gibi vahim bi'konu vardı…
Şükür, o ihtimal ortadan kalktı…
Anlatalım, dilimiz döndüğünce…
***
Maden'i 'maden' yapan…
İlçenin çalışma ve sosyal hayatında en büyük rol…
1936'da Etibank'a devredilen Ergani Bakır İşletmesi'ne ait…
Dört bin kişi çalışıyordu tesislerde…
Maden sakinleri, hayatlarında hiç bu kadar mutlu olmamıştı…
Sonra ne oldu?
Maden Etibank Bakır işletmesi, 1990'lı yıllarda…
Özelleştirme kapsamına alındı…
Belli bir süre sonra da özel işletmelere kiralandı…
İşte o günlerden itibaren…
Maden'in bahtı karardı…
İlçedeki bakır ve krom madenlerinde…
200 yıl öncesinden yabancıların gözü vardı…
Demiryolu hattının adı bile 'Bakıryolu'ydu…
Ha'ni şu çakıları ile ünlü İsveç var ya?
Elazığ'dan beslenerek çelik sanayinde 'number one' oldu…
Bi'iddiaya göre…
Bölgede 300 milyon ton rezerv var; 100 yıl daha çıkarmak mümkün!
Bi'ilginç ayrıntı daha var…
Bir ton bakırdan yaklaşık 5-8 gram saf altın elde ediliyor!
Nasıl iştah açmasın?
***
Yine iddialara göre…
Son kiracı şirket…
Maden ilçesindeki yerleşim alanlarının tepesine…
Bir milyon ton hafriyat dökmeye başladı…
Bu durumda toprağın dengesi bozuldu…
İlçeyi tehlikeye soktuğu ifade edilen…
Doğal olmayan heyelanlar başladı…
Toprak titriyor ve kayıyordu…
Onlarca kamu kuruluşu binası…
Evler, dükkanların altı jöle gibi oldu…
Sonunda…
Bu da yetmezmiş gibi…
İlçede dudaktan kulağa tehlikeli bi'şekilde…
'Maden şehri mecburen buradan taşınacak!'
Haberleri yayılmaya başladı, millet diken üstünde kaldı...
Madenliler soruyordu:
'Ata şehrim, nereye gidiyorsun?'
Şükür!
Şimdilik bu sahte plan tutmadı; Maden yerli yerinde…
Adres filan değişmeyecek…
***
Peki, ilk çığlıklar kimden geldi?
Taaa, 1.400 kilometre uzaktaki…
İzmir'i memleket edinmiş binlerce Elazığ Madenli'den…
Ah, doğduğum toprakların acısı… diye diye…
Göğsüne vura vura…
Eee, kahrolmamak elde mi?
O gün, bugündür sesini duyurmaya çalışan…
Mağdur Madinli'nin çığlığına kulak veren var mı?
Yok!
Sırf, bu 'doğal olmayan heyelan' sonucu…
Heyelan bölgesinden uzakta…
Kartal yuvasından farksız…
260 yıllık Maden Hükümet Konağı'nın…
Kültür Bakanlığı'ndan ödenek çıkmasına rağmen…
17 yıldır restorasyonu ne hikmetse yapılamıyor…
Tarihi yapının her tarafı dökülüyor…
Al sana; bi'acı üstüne bi'acı daha…
Unutuldun mu sen canım Maden?
***
Devlet, babadır…
82 milyon 'Baba'ya bakar…
Neden?
Devlet Baba, dermandır…
Çaresizin, umutlarını yitirenlerin ilacıdır…
Merhum cumhurbaşkanlarından Demirel ne demişti fi tarihinde?
'Fırat'ın kıyısında bir kuzu kaybolsa, gelin bunun hesabını bana sorun…'
Eee, o zaman…
Devlet Baba, Elazığ Maden'i unuttu mu?
Tam, galiba 'evet'…
Bi'şiler değişmeye başladı…
***
Israrla diyor ki, Madenliler…
Buradaki maden işletmenin amacı…
Doğal olmayan heyelan yaratıp…
Evleri, dükkanları boşalttırıp…
Altından rahat rahat bakır çıkarmak…
Bi'adım daha ileri gidiyor Madenliler ve diyorlar ki:
'Tarihi Hükümet Konağı'nın restorasyonunu geciktirerek ilçeyi yalnızlığa sürüklemek isteyenler var… Bir stratejik oyunla karşı karşıyayız… İlçeyi sahipsiz bırakmak, onca insanı (Ha'di burayı terk edin) demek… Bu hangi vicdana sığar?'
***
Maden'deki 'yalancı heyelan' yüzünden…
Son 10 yılda…
Toplam 281 konut ve 262 işyeri hasar gördü…
Hala bu olaya…
Doğal heyelan diyorlar…
Oysa…
Elazığ İl Afat Müdürlüğü'nün…
İki yıl önce Elazığ Valiliği'nce onaylanan raporunda ne yazıyor?
Şu yazıyor:
'Heyelan – kayma nedeni, bakır işletmesinin 2007-2015 arasında döktüğü hafriyat yığınından kaynaklandığı, bu nedenle doğal kaynaklı olmayan heyelanların meydana geldiği görülmektedir…'
Bu yetmez mi?
Neden ağlatıyorsunuz hala Madenliler'i?
***
Bitiriyoruz, Maden'in dramını…
Sevindiren bir gelişme ile…
16 ay önce…
Enerji Bakanlığı…
Bunca feryadın ardından…
Doğal heyelanı yaratan maden şirketinin…
Taaak, diye…
Faaliyetini durdurdu…
Bunu yaparken de esaslı bi'para cezası kesti…
Ayrıca…
'Hafriyatı kaldır buradan' dedi…
Şirket, son kalan 100 işçiyi çıkardı ama…
Aileleriyle birlikte 400 kişi aç kaldı…
Ama o şirket…
Milyonlarca metreküp hafriyatı kaldırmadı…
Yani, doğal olmayan heyelan riski sürüyor!
Bakanlık…
Yine para cezası kesti, bu kez üç ay mühlet verdi…
Elazığ Valiliği, bakanlığa suç duyurusunda bulundu…
Yine hafriyat kaldırılmadı…
Neden?
Şundan…
Şirket hafriyatı kaldırmaya kalksa…
En az 20 trilyon harcayacak…
Girerler mi, bu yükün altına?
İstiyorlar ki, Devlet Baba gelsin kaldırsın…
İyi de…
O hafriyat dağları kalkmazsa…
Madenliler rahat rahat uyuyabilirler mi?
Son durum bu…
Geriye sadece…
Ata Yadigarı 260 yıllık kaderine terk edilmiş…
Maden Hükümet Konağı'nı…
Kurtarmak kalıyor…
Ha'di Devlet Baba…
Uzat şefkatli elini…
Bi'tarih yok olmasın…
Madenliler'in gözyaşı dinsin…
Nokta…
Sonsöz: 'Sakın acında kaybolma… Bil ki, çektiğin acı bir gün dermanın olacak… / Hz. Mevlana…'