Komedinin Allahı'nı yaşadık son bir ayda…

Koronavirüs belası, dünyanın yakasına yapıştı…

Bizim insanımız da haklı olarak…

Hollywood imzalı 'felaket filmleri'nde gördüklerini hatırlayarak…

Önce 'maske' satın almanın peşine düştü…

O günlerde 'bedava maske'den söz eden var mıydı?

Yoktu…

Hiç unutmuyorum; Mart'in ikinci haftasıydı…

Bilim Kurulu'ndan bir profesör ne dedi?

Aynen şunu dedi:

'Şimdi maskeyi biz Bilim Kurulu olarak hastaların takmasını istiyoruz... Eğer çok dip dibe metroya, otobüse biniliyorsa oradaki o kişiler de maske takabilir… Ama maske taktığınız zaman asla o maskeye dokunulmaz, o maskeyi düzeltmek için bile dokunmamanız gerekir… Hele ki çevreye dokundunuz, masaya, sandalyeye, kapı koluna, ondan sonra da maskenize dokundunuz, önce kendinizi enfekte edersiniz…'

***

Nisan'ın ilk günlerinde Koronavirüs azdı…

Japonya Başbakanı, 50 milyon eve(!) iki hafta içinde ücretsiz maske dağıtacağını cümle aleme ilan etti…

Bunu duyan Dünya Sağlık Örgütü…

'Yav, bi'yanlışlık olmuş… Hasta olsun olmasın herkes maske takmalı!' demez mi?

Bizdeki uzmanlar da doğal olarak çark etti…

Millet, deli gibi 'maske' arar hale geldi…

***

Sonunda…

Bakkal, pazarcı hatta manav bile…

Ne olduğu, nasıl imal edildiği, işe yarar mı, yaramaz mı; diye…

Merak etmeden 'maske satıcısı' oluverdi…

İşportada maskeler yere serili halde müşteriye sunuluyordu…

İnanmayan internete baksın…

Alışveriş sitelerinde kutusu bilmem kaç liradan satılıyor!

***

Cumhurbaşkanı Erdoğan devreye girmek zorunda kaldı…

Önceki akşam Türkiye'ye seslendi:

'Kesinlikle para ile maske satışı yasaktır… Salgın bitene kadar vatandaşlarımızın tamamına yetecek maske stokumuz ve üretim planlamalarımız vardır… Ücretsiz şekilde maske ulaştırmaya kararlıyız!'

Nasıl olacak diye herkes merak etti…

Devlet Baba'nın formülü şöyleydi:

Maskeler, PTT kargo ile vatandaşlara ücretsiz ulaştırılacaktı…

Uygulama, 65 yaş üzeri ve 20 yaş altı vatandaşları kapsamayacak…

Ancak, daha ilk gün…

'PttAVM.com', büyük ilgiden patladı…

Şimdi, başvuruyu yapanlar…

Eve postayla gelecek maskeyi dört gözle bekliyor…

***

Bedava Maske, harikulade bir proje…

Türkiye'ye yakışır…

Ancak, PTT ile eve gelmesine gerek var mıydı?

Madem 'bedava' verilecekti…

Pekala, bu yorucu ama ulvi görevi eczaneler yapabilirdi…

Mahallemizin eczacısı…

Nasıl vatandaşın aldığı ilacı…

Adıyla, sanıyla, tarihiyle, cinsiyle kayıt altına alıyor…

'Salgın Maskesi'ni de vatandaşa öyle versin…

Devlet Baba, kaç tane ver diyorsa, o kadar versin…

Çok, çok ama çooook istiyorsa…

Sağlık Bakanlığı, maskeyi alan vatandaştan kontrol edebilir…

Ne de olsa biz…

Sağlıkla ilgili her türlü sorununu, derdini…

Doktoran önce mahalledeki eczacıya soran bir milletiz…

Hala…

Karşılıklı 'muhteşem güven' duygusu nedeniyle…

Eczacıya, borcunu emekli maaşını aldığı gün ödeyen vatandaşlar var!

Bunun adı; kestirmeden…

'10 numara, 5 yıldız güvendir!'

***

Oysa, şu anda…

Abur-cubur maske fiyatları yüzünden…

Haksız yere eczacıyı zan altında bırakanların…

Yüzlerinin kızarması gerekiyor…

Sen Devlet Baba olarak 'bedava vereceksin arkadaş!' dedikten sonra…

Ve dahi 82 milyona bunu ilan ettikten sonra…

Eczacı o 'maske'ye nasıl fiyat etiketi koyabilir?

Yap, bunu…

Hem PTT'nin yükünü hafiflet…

Hem de o ürün…

100 yıldır olduğu gibi 'kendisine yakışan yerden' vatandaşa ulaşsın…

Unutmayalım ki…

Eczacılık…

Maskeye indirgenemeyecek kadar önemli bir meslektir…

Eczaneler ise…

Sizin, bizim, hepimizin en kolay ulaşabildiği sağlık merkezleridir…

Siz…

Sağlıkla ilgili sorduğunuz minicik bi'soruya bile…

Cevap almadan dışarı çıktığınız bir eczane hatırlıyor musunuz?

***

Bitiriyoruz…

Neyle?

Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Sağlık Bakanı ve…

Dördüncü Başbakanı…

Bilim adamı Dr. Refik Saydam'ın…

Eczacılar için söylediği altın değerindeki sözleri ile:

'Eczacılık; ne un ticaretidir ne de üzüm ticaretidir… Bir san'attır, bir ilimdir… Hastaya bakmak ilminin bir şubesidir…

Bundan dolayı eczane, hiçbir memlekette doğrudan doğruya bir ticaret müessesesi telakki edilmemiştir… Çünkü, bütün bir memleketin, hepimizin hayat ve sıhhatine ait bir meseledir…'

Mahallemizdeki eczacı…

Ailemizin bir parçasıdır; hem de yıllarca…

Hatırlayın…

Çocukken top oynadığınız sırada dizinizi kanattığınızda…

Elinde tentürdiyotlu pamukla acınızı dindiren kimdi?

Nokta…

Sonsöz: 'Eczacınız, en yakın sağlık danışmanızdır… O danışmanlığın yıllarca sürmesi dileğiyle… / Anonim…'