AK Parti İzmir Milletvekili ve Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi Yaşar Kırkpınar, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Çevre ve Şehirçilik Bakanı Murat Kurum'un körfez açıklamalarına tepki gösteren CHP'li milletvekillerine yönelik yaptığı açıklamada; İzmir'de yapılan hükümet yatırımları ve körfez kirliliği ile ilgili detayları anlattı. Ayrıca İzmirli olmayan vekillerin körfez kirliliği ile ilgili fikir beyan etmelerini de üzüntüyle karşıladığını vurgulayan Kırkpınar, 'İzmirli olmayan Sn. Vekillerimizin İzmir hemşerilerimizin özellikle yaz aylarında yaşamış oldukları sıkıntıları bilmeden fikir beyan etmelerini de üzüntü ile dinledik. Bir kavanoz körfez suyunda fırtına koparan arkadaşlara sormak istiyorum; 25 yıdan beri neredeydiniz. Balıklar ölürken, İzmir kokarken neredeydiniz? İzmir'de vahşi çöp depolanırken, foseptikler yılardır denize akarken, yağmur kanallarından evsel atıklar oluk oluk denize dökülürken, İzmir'e en ufak bir yağmur yağdığında yağmur suyu evleri, işyerlerini basarken nerdeydiniz? Bugün körfezin atıksuyunu görüncemi aklınız başınıza geldi. İzmir kirliliğe ve kötü kokuya mahkum edilecek bir şehir değil. Gelin hep birlikte İzmir'in bu sorununu çözelim. Ancak herkes üzerine düşeni yerine getirmelidir' diye konuştu.
İZMİR'E YAPILAN KAMU YATIRIMLARI
Konuşmasında AK Parti hükümetleri tarafından İzmir'e yapılan yatırımları da açıklayan Kırkpınar, 'İzmir'e bugüne kadar yaptığımız eserlerin ben birkaç tanesinden burada bahsetmek istiyorum; belki unutmuşsunuzdur. İzmir'e yirmi iki yılda 450 milyar lira tutarında kamu yatırımı yaptık. İzmir'e 11.687 adet yeni derslik inşa ettik. Şehirde 3'ü devlet olmak üzere 4 yeni üniversite kurduk. 26.431 kişi kapasiteli yükseköğrenim yurt binalarımızı hizmete açtık. Ulaştırmada 618 kilometre ilave bölünmüş yol yaptık, İzmir'in bölünmüş yol uzunluğu 980 kilometreye ulaştı. Halkapınar, Alsancak ve Göztepe Gürsel Aksel Stadyumları başta olmak üzere 115 spor tesisi inşa ettik. Sosyal yardımlarda İzmirli ihtiyaç sahipleri vatandaşlarımıza 17 milyar lira tutarında kaynak sağladık. Sağlıkta 2.060 yataklı Bayraklı Şehir Hastanesi başta olmak üzere, toplam 4.670 yataklı 47 hastanenin arasında olduğu 129 sağlık tesisini de hizmete açtık. Yine, TOKİ kanalıyla 21 bin konutu tamamlayarak hak sahiplerine teslim ettik, 4.163 konutun yapımına da devam ediyoruz. Şehrimizde riskli yapı olarak belirlediğimiz 62.683 bağımsız bölümün dönüşümünü gerçekleştirdik. Osmangazi Köprüsü ve bağlantı yolları dahil olmak üzere İstanbul-İzmir Otoyolu'nu hizmete açtık. İzmir'de 1.674 metrekare çift tüp tüneli ve bağlantı yollarıyla uzunluğu 2.520 metreyi bulan Konak Tüneli'ni kazandırdık. Etaplar halinde inşa ettiğimiz 55 kilometre uzunluğundaki İzmir Çevre Yolu'nu bitirdik. Yine, çevre yolu projeleri için çalışmalar devam ediyor. Sabuncubeli Tüneli'ni 4.070 metre uzunluğunda çift tüp şeklinde bitirerek trafiğe açtık. Menemen-Aliağa-Çandarlı Yolu'nu inşa ettik. Torbalı-Kemalpaşa ayrımı köprülü kavşağını tamamladık. Halen inşası devam eden çok sayıda projeyi önümüzdeki yıl ve sonraki yıllarda bitirmek üzere hizmete açacağız' diye konuştu.
NEFES ALAMIYORUZ
Kırkpınar konuşmasında şu ifadelere yer verdi;
'İzmir'de sorun çok büyük, gerçekten nefes alamıyoruz. Körfez kokuyor, deniz canlarımız ölüyor, balıklar kıyıya vuruyor. Pis koku, kötü koku psikolojimizi bozuyor, sosyolojimizi bozuyor. İzmir'de yaşamayan milletvekillerimizin, özellikle bizim psikolojimizin bozuk olduğu bu süreçte İzmir'le ilgili düşüncelerini, fikirlerini beyan etmeleri, bu konuda bizi özellikle üzmüştür, ben bunun özellikle altını çizmek istiyorum. İzmir'de belediyelerinin sorumluluğunda olan pek çok hizmet ve yatırım yapılamamaktadır. Şehrin altyapı, üstyapı, trafik, ulaşım ve deniz kirliliği gibi birçok sorunu maalesef ağırlaşarak devam ediyor. Karadan gelen kirlilik nedeniyle ne yazık ki bugün Körfez tehlike altındadır ve adeta can çekişmektedir. İzmir Körfezi'nde kirlilik nedeniyle insanlar nefes alamıyor, toplu balık ölümleri yaşanıyor, deniz canlıları kıyıya vuruyor, kötü koku ve çevre kirliliği de hem öldürüyor hem de biz İzmirleri utandırıyor. Şehri etkisi altına alan, tarifi mümkün olmayan bu kötü koku, insanımıza adeta canından bezdirmiş durumda. Maalesef, iç körfezdeki, denizdeki su hareketliliği ve sirkülasyon artık durma noktasına gelmiştir. Denizin bu hale gelmesinin sorumluları yirmi beş yıldan beri İzmir'i yöneten, seçim meydanlarında 'Körfez'i temizleyip burada yüzeceğiz.' diyen ama görevdeyken tek bir adım bile atmayanlardır. Sorumlular şimdi suçlarını gizlemek için balıkların bile bize ait olmadığını iddia edecek kadar kendilerini gülünç duruma düşürmüşlerdir. Bu kirliliğin sorumlusu yağmur suyu ve kanalizasyon kanallarını bile birbirinden ayıramayan, kurulu atık su tesislerini bile çalıştıramayan, dereleri dahi ıslah etmekten aciz olan yerel yönetimlerdir.'