Güncel

Yeni nesil anti-feminist hareket: ‘İncel’ tehlike!

Türkiye’de yaşanan kadına karşı şiddet ile birlikte, şiddetin yaşının düşmesi ‘incel’ kelimesini ülkenin gündemi içerisine yerleştirdi. ‘İstemsiz bekar’ anlamına gelen ‘incel’ düşüncesindeki erkekler, kadınların eş seçme durumunda özgür olmasını bir sakınca halinde görerek gittikçe radikalleşen bir internet alt kültürü. Konu hakkında bilgileri ile adından sıkça söz ettiren haber editörü Çağla Üren, ‘incel’ kültürü A’dan Z’ye anlattı.

Ozan EKİZ / EGEDESONSÖZ – Son zamanlarda sıkça duymaya başladığımız 'İncel' kelimesi, tarihsel olarak 1997 yılından beri hayatımızda olan bir kavram. Bir internet sitesi kavramı olarak dünyamıza giren ve daha sonralarında internette bir alt kültür haline dönen kavram 'istemsiz bekar' olarak çevrilse de, bu kavramı savunanlar tarafından bekarlığa mahkum olma durumu olarak karşımıza çıkıyor. İnternet sitesinin ardından dünyada 4chan, Reddit gibi sosyal medya ağlarında yaygınlaşan akım, Türkiye'de kendisine ekşisözlük, Reddit, Youtube ve X (Twitter) gibi platformlarda yer buluyor.

Anonim bir forum olan ekşisözlük'te 'kadınlar hakkında net gerçekler', 'arabasız erkekler nasıl kız tavlıyor sorunsalı', 'türk kızlarının hepsinin zengin erkek araması', 'erkekte yakışıklılık aramayan kadın' gibi başlıklarla kadın düşmanlığı ve 'incel' düşünce beslenebiliyor.

KADINLARIN HİYERARŞİK BİR SEÇİMDE OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORLAR
Kadınların eş seçiminde toplumsal bir hiyerarşi olduğunu savunan kültür; dış görünüş, güç, para gibi unsurlarla kadınların tek tipteki erkekleri seçtiğini savunuyor. Bu sebepten dolayı kadınların seçim yaptığını bu yüzden belli bir grubun bekar kalmak zorunda olduğunu savunan kültür, bir noktada kadın düşmanlığına evrilen düşüncüler ve eylemler içerisinde kendisine yer bulabiliyor.

MATRİX'TEKİ 'KIRMIZI HAP' SEMBOLLERİ
Kültürün beslendiği ve kendisine sembol olarak edindiği kırmızı hap, (RedPill) ise Matrix filmindeki bir metafora dayanıyor. Filmde, baş karakter Neo, kırmızı hapı içerek simülasyon dünyadan kopup, gerçekliğe ulaşıyor ve uyanışa geçiyor. 'Kırmızı hapı' aldıklarını ve bir uyanış içerisinde olduğunu belirten grup hakkında, 'İncel' konusu hakkında bilgileri ile adından sıkça söz ettiren haber editörü Çağla Üren, konu hakkında Egedesonsöz'e açıklamalarda bulundu.

'TOPLUMSAL ADALETSİZLİĞİ ÇÖZDÜKLERİNİ DÜŞÜNÜYORLAR'
Üren, bu gençlerin, evrenin ve dünyanın hiçbir anlamı olmadığını savunan felsefi akım nihilizm gibi bir kabulleri olduğunu belirterek, 'Gerçekten bir toplumsa adaletsizliği çözdüklerine yönelik 'büyük oyunu' çözdüklerine yönelik bir inançları var gibi duruyor. Matrix filminden esinlenerek aldıkları 'kırmızı hap' sembolleri var. 'Uyanış' olarak kurguluyorlar. Daha çok nihilistik bir yapıları da var. Bu toplumsal meselenin ve toplumda inandıkları hiyerarşinin değiştirilemeyeceğine ve ne olursa olsun bu şekilde kalmaya mahkum olduklarına yönelik nihilistik bir kabul var. Uzmanlara göre kendilerine zarar verme davranışıyla el ele yürüyor' dedi.

'DİSCORD VE TELEGRAM GİZLİLİKTEN ZİYADE ANONİMLİK SUNUYOR'
Bu fikri benimseyen kişilerin topluluk haline geldiği Discord ve Telegram gibi uygulamalar, telefon numarası paylaşmasına gerek kalınmadan iletişim özgürlüğü sunuyor. Günlük hayat içerisinde aktif olarak kullanılmasına gerek kalınmadığı için profili silip 'sıfırdan bir başlangıç' yapmaya Whatsapp gibi iletişim platformlarından daha fazla yaygınlık gösteriyor. Ayrıca bu tip uygulamaların topluluk kurmak ve grup sohbeti için daha fazla imkan sağladığını belirten Üren, 'Günümüzde alt kültürler hep internet üzerinden örgütleniyor. Yerelden yerele farklılık gösteriyor olabilir. Global çapta Reddit daha çok kullanılıyor. Youtube videoları çok fazla kullanılıyor bu düşünceleri propaganda etmek için. Bunun yanı sıra Discord'un genç bir kullanıcısı var. Bununla beraber şantaj çetelerini kendisine çıkıyor. Aslında aşırı gizli yerler değil. Televizyonlarda neden Discord ve Telegram sorularına uçtan uca şifreleme var gibi yorumlar görüyorum. Uçtan uca şifreleme Whatsapp'ta da var. Whatsapp'ta da buluşsa bu insanlardan yine haberimiz olmayabilirdi. Bu platformlar topluluk kültürüne çok açık ve bazı avantajlar sağlıyor kullanım açısından. Telefon numarasını paylaşmamak gibi bir mahremiyeti var' ifadelerini kullandı.

SUÇ ÖRGÜTÜ MÜ, ETKİLEŞİM TELAŞI MI?
Geçtiğimiz günlerde Discord'a mahkeme tarafından erişim engeli getirilerek, Discord üzerinden insanları zorbalayıp şantaj yaptığı belirlenen gruplara operasyonlar düzenlenmeye başlandı. Operasyonlarla beraber sosyal medya siteleri üzerinden bu tip gruplar isim-soyisim-adres şeklinde ifşa edilmeye devam ediyor. Şantaj yapıldığı ve işkence edildiği iddia edilen bir videonun ise daha sonradan gerçek olmadığı ortaya çıkmıştı. Konu hakkında görüşlerini aktaran Üren ise gençlerin etkileşim merakına dikkat çekerek, kurumların daha dikkatli incelemelerde bulunmasını belirterek, ''Türkiye'de bu gençler sadece suç örgütleri mi yoksa sadece etkileşim peşinde mi koşuyor' gibi bir soru ortaya çıkıyor. Bazen bu konuda emin olamıyorsunuz. Bir video dolaşmaya başladı, genç kıza şantaj yapıldığı görüldü, sonra videonun kurgu olduğu ortaya çıktı. Gençler en azından bir kısmı sadece etkileşim amaçlı kurmaca içerikler üretiyor olabilirler. Bunları aslında kolluk kuvvetlerinin, sosyal medya platformları ile ortaklaşarak araştırması lazım. Biz vatandaşlar ve gazeteciler olarak üzerimize düşeni yapıyoruz. Twitter'da buna dair ifşa çalışmaları var. Bunun derinlemesine araştırılması gerekir gerçekten suç işleniyor mu diye. Kurbanlar kimler, burada bir kazanç ağı oluşturulmuş mu? Sadece cinsel bir şantaj süreci mi işliyor? Bunların hepsinin titizlikle incelenmesi gerekiyor' dedi.

'Z KUŞAĞI KADINLAR VE ERKEKLER ARASINDA İDEOLOJİK FARK AÇILIYOR'
Yapılan bir araştırmaya göre Z kuşağı olarak anılan genç erkek ve kadınlardaki ideolojik ve hayata bakış farkının gittikçe açıldığına belirten Üren, 'Birkaç sene önce bir araştırma görmüştüm. Z kuşağında kadın ve erkek arasındaki ideolojik açı çok fazla bir hale geldi. Z kuşağına mensup kadınların duruşları ile erkeklerin siyasi görüşleri arasında çok büyük bir açı var ve bu açı giderek artıyor. Böyle olunca genç erkeklerde kadınlara karşı daha fazla nefret örgütleniyor olabilir. Kadınlar onlar gibi düşünmüyor, onlar gibi hareket etmiyor ve aralarındaki açı giderek artıyor. Kendi aralarında örgütlendiklerinde bunu düşmanlığa çeviriyor olabilirler. Bu woke kültürü eleştirileri altında kadın düşmanlığı çok fazla yapılıyor' dedi.

'KADIN VE ERKEK DÜŞMANLIĞI BERABER YÜKSELİYOR'
Düşünce yapıları ile birlikte kadın düşmanlığına varan bu durum aynı zamanda kendilerinden olmayan erkekleri de kendilerine düşman haline dönüştürüyor. Kadınların erkek arkadaşlarını kendileri seçtiğini ve seçilen erkeklerin de hiyerarşik olarak daha yukarıda olduğunu belirten grup, bu sebepten belli başlı erkek gruplarını da düşman olarak görüyor. Belli bir boy uzunluğunda olan, maddi olarak daha zengin olan, Hollywoodvari bir jön halinde olan, kas kütlesi daha fazla olan erkeklerin hiyerarşik olarak daha yukarıda olduğunu ve seçilme şansının daha yüksek olduğunu gören topluluğun bakışı hakkında konuşan Üren, 'Benim de gördüğüm kadarıyla düşündükleri toplumsa hiyerarşi içinde daha şanslı gördükleri erkeklere karşı da cephe alıyorlar' dedi.

'NEONAZİ AKIMI YÜKSELİYOR'
Kadın düşmanlığı ile birlikte bu tip gençlerin bir kısmının ortak özelliği ise İkinci Dünya Savaşı hayranlığı. İkinci Dünya Savaşı'nda Nazi Almanyası'nda komutan olan Erwin Rommel, Erich von Manstein gibi isimlere olan beğenileri ile dikkat çeken grup hakkında yorumlarını aktaran Ürel, 'Günümüzde bir Neonazi akımı yükseliyor. Yurt dışındaki araştırmalar direkt aşırı sağcı Neonazi hayranı örgütlenmelerle incel arasında doğrudan bir ilişki kurabilmiş değil. Türkiye'de bu çalışma yapılırsa bazı ilişkiler ortaya çıkabilir gibi görünüyor. Kısa süre önce Eskişehir'de bir cami saldırısı olmuştu. Orada saldırganın kadın düşmanı bir manifestosu vardı Neonazi örgütlenmeler içerisinde olmasına rağmen' ifadelerini kullandı.

'GELECEKSİZ KALIYORLAR, BU ÖFKE KANALİZE EDİLEMİYOR'
Toplumsal olarak daha cesur olmalarına ise Ürel, 'İnsanlar geleceksiz kalıyorlar, eğitim sisteminde bir bozulma var. O gençlerdeki aidiyet duygusu, adaletsizlikleri çözmüş olma hissiyatı bu tür cesur düşünceler daha doğru bir öfkeye dönüşüp kanalize edilemiyor. Dolayısıyla azınlıklara yöneliyor bu öfke' ifadeleriyle ile yorumladı.

'KADINLAR TARAFINDAN BÜYÜTÜLMÜŞ ERKEKER NESLİ…'
'İncel' kültürü savunan gençler, özellikle sinemada belli başlı filmleri kendilerine 'manifesto' ilan ediyor. Normalde erkeklerin cinsel güvensizliği, sığlıkları, ilgisizliklerini gizlemek için materyalizme takıntıları üzerine eleştiriler yapan American Psycho filmindeki baş karakter Patrick Bateman'ı idol alırken, diğer yandan ise kapitalizm ve faşizm eleştirişi yapan Fight Club filmindeki Tyler Durden karakterini idol alıyorlar. Özellikle Fight Club filmindeki Durden'ın 'Biz kadınlar tarafından büyütülmüş bir erkek nesliyiz. Başka bir kadının aradığımız şey olduğunu sanmıyorum' repliğini kendilerine 'manifesto' edinmiş olan grup, kadınlara aslında ihtiyacı olmadıklarını savunuyorlar.

GENÇLER ÜZERİNE FIGHT CLUB ETKİSİ
Geçtiğimiz günlerde İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil'i öldüren Semih Çelik'in, cinayet öncesinde Uzuner'e yolladığı videoda, arkada çalan 'Where is My Mind' şarkısı, Fight Club filmi ile özdeşleşen bir parça. Gençlerin semboller üzerine yaptıklarını bu düşünceleri hakkında yorumlarını ifade eden Ürel, 'Fight Club'ı düşününce orada bir kapitalizm eleştirisi var. Bir öfkenin nereye kanalize edebileceği durumu. Bir adamın iki yüzü var, bir yüzünde Tyler Durden yaşamı varken diğer yüzünde toplumsal standartlarda bir yaşam var. Bu düşünce bu tarz topluluklarda bir sevgiye sebep olabilir. Kapitalizm eleştirisi ile başlayıp, erkekler bir araya gelip dövüşsün düşüncesine evriliyor. Son dönemde Matrix filmi de benzer bir etki yaratıyor. Film baştan aşağı bir siyasi ve dini bir alegori. Filmin bazı yerlerinden tutuyorlar. Matrix filminde bir aydınlanma, yaşadığın dünyanın aslında bir özgür iradenin dışında yaşadığın bu dünyada, aldığın kararlar aslında senin tarafından almadığın bir dünya. Bunun farkına varma durumu ve filmin sembolünü uyarlıyorlar. Kadınların manipülasyonu altında bir dünyada yaşadıklarına ve bunu fark eden bir topluluk oldukları düşüncesini doğuruyor' ifadelerini kullandı.

'HEPSİ ŞİDDET YANLISI DEĞİL'
Bu gençlerin hepsinin şiddet yanlısı olduğu kanısına varılamayacağını belirten Ürel, 'Bu sembolleri kullanırken hepsi şiddet yanlısı bir noktada diyemem. Bazı kırmızı hapçılar erkeğin kendine dönüşü, erkeğin kendini keşfetmesi, kendi devrini fark etmesi gibi bir düşünceye sahipler. Son tahlilde bu kadın düşmanı ideoloji ile dirsek teması halinde ama kesinlikle şiddet yanlısı olduklarına dair gelen eleştirileri kabul etmiyorlar' dedi.

ÜÇÜNCÜ TERCİH: SİYAH HAP
Kırmızı hap'ın yanında 2010'lu yıllarda dünyada siyah hap (black pill) alt kültürü de ortaya çıktı. Bir blog halinde ortaya çıkan kültür, kısa süre içerisinde dünyada pek çok takipçisini peşinden sürükledi. Bu düşünce yapısına göre; red pill'deki feminizme karşı savaşmanın beyhude olduğu ve bunun tamamen kabullenilmesi gerektiği belirtiliyor. Adaletsizliğin son bulmayacağını belirten bu akım hakkında görüşlerini aktaran Ürel, 'Kırmızı ve mavi hapa üçüncü bir seçenek eklemişler. Bu üçüncü seçenek de; insan kalmaya mahkumsunuz ne yaparsanız yapın. Bu adaletsizlik son bulmayacak ve siz bunun dışında kendinize yer bulamayacaksınız. Bu black pill camiasından daha saldırgan tavırlar geldiğine dikkat çekiyorlar. O umudunu yitirmişlik, topluma angaje olma isteğinden vazgeçme, kendine yardım ve psikolojik danışmanlığın reddi. Bu kabullenmişlikle muhtemelen kendine zarar verme, vazgeçme eğilimlerini doğuruyor ve şiddet kültürünü oluşturuyor' dedi.

Sosyal medyada fazlasıyla vakit geçirmenin bir sonucu 'yankı odası' içerisinde kalmak olarak kimi uzmanlar tarafından aktarılıyor. Kendi düşüncemiz dışında başka bir düşünceyi görmediğimizi ifade eden bu kavram, bu 'incel' düşünce içerisinde olanları da daha fazla beslediğini belirten Ürel, 'Buralar biraz yankı odası görevini görüyor. İnsan toplulukları değil yankı odalarındayız daha çok. Twitter'de devamlı kendi sesimi duyuyorum. İnsan topluluğu içerisine girdiğinizde orada devamlı kendi sesinizin daha radikal versiyonlarını duyuyorsunuz. Sakat olan bir düşünce bu şekilde normalleşiyor. Giderek radikalleşiyorlar' ifadelerini kullandı.

SOSYAL DARWİNİZM ETKİSİ
Sosyal Darwinizm, Charles Darwin'in evrim teorisini biyolojik zeminden çıkartıp toplum bilimine de yayan bir düşünce akımı. Özetlemek gerekirse; doğadaki döngü gibi üstün bireyler desteklenir, zayıf bireyler toplumun dışına çıkarılır. Üstün olan erkek aslan diğer aslanlar arasında savaşı kazanır ve dişi aslanı kazanır. Bu düşünce akımı; dünyada faşizmi ve nasyonal faşizmi destekleyen bir noktada var oluyor.

'GÜÇLÜ ERKEĞİN SEÇİLDİĞİ HAYVANLAR ALEMİNİ İNSANLAR İÇİN DE GEÇERLİ GÖRÜYORLAR'
'İncel' düşüncenin de bir noktada Sosyal Darwinist olduğunu belirten Ürel, 'Sosyal Darwinist ve biyolojik determinist bir düşünce yapıları var. Aslanlar arasında nasıl dişiler güçlü erkeği seçiyorsa tüm dünyada insanlar içinde bu kuralın geçerli olduğunu düşünüyorlar' dedi.

ANTİ-FEMİNİST BİR HAREKETE DÖNÜŞÜYOR
'İncel' düşüncedekilerin dünyada feminizm akımının yükselmesi ile birlikte kadının eş seçen duruma gelmesini ve bunun aslanlar arasında olduğu gibi bir düzleme dönüştüğünü savunarak anti-feminist bir noktaya geliyorlar. Bu düşünce yapısına dair görüşlerini aktaran Ürel, 'Bu eskiden gelenekçi bir düzende yaşarken insanlar görücü usulü evlendirilirken romantik ilişki eşit paylaşılıyordu. Feministler bu sistemi değiştirdi ve yeniden doğal genetik belirleyici bir duruma döndük gibi bir düşünce yapıları da var. Eskiye yönelik bir nostalji de olabiliyor. Bu öfke doğrudan kadınlara yöneliyor bu sebeple' ifadelerini kullandı.

'GİZLİ BİR ÖRGÜT DEĞİLLER'
Son olarak 'inceller'in gizli bir örgüt olmadığını ve düşünce akımı ile alt kültür olduğunu belirten Ürel, şunları söyledi:

İncellerden bahsediyoruz ve bahsediyoruz ve bahsedilmesi gereken bir konu. Genel olarak kadın düşmanı topluluklar bu şekilde karşımıza çıkabiliyor ama ne yazık ki medyanın da biraz köpürtmesi ile 'inceller diye gizli bir örgüt var, kadın cinayetlerinden bu örgüt sorumlu' gibi bir algı uyandı kamuoyunda. Bu bir internet kültürü aslında. Kemik kitlesinin kendileri açısından belli kuralları olabiliyor. Sevgili bulmakta zorlanma, yalnız kalma gibi… İlla ki böyle işlemek zorunda değil. İfşa edilen Discord çetelerini görüyoruz, hepsi parası olan zengin yakışıklı çocuklar. Genel anlamda kadın düşmanlığı ideolojinin iyice pompalanması gibi geliyor bana. İncelleri buradan ele almaya çalışıyorum. Bir kişi kendisini incel olarak tanımlamak zorunda değil. Belli başlı sembolleri bu topluluğu kullandığı sembollerle teması olduğunu görüyoruz. Dört başı mahmur bir örgüt olarak düşünmek gerekmiyor. Saldırgan ırkçı zararlı düşünceler mahkum edilmeli ama şöyle bir yanlış var; bu insanları izole ettiğinizde cezalandırmış olmuyorsunuz. Zaten izole yaşıyorlar, zaten izole olmaktan doğan topluluklar bunlar. O açından daha sağlıklı mücadele verilmesi gerekir diye düşünüyorum.