Bosna-Hersek'te yaşanan katliamı tüm dünya utanmadan uzun süre izlemişti.
Zamanın T.C Hükümeti ve Devlet yetkilileri ellerinden gelen her imkanı oraya akıtıyorlardı. O acı günlerde, bendeniz de görevle Bosna'ya gitmiştim. Gözümün önünde bir anne ve oğlunun, Sırp keskin nişancıları tarafından öldürülüşünü
hiç unutmadım. Bosna'da yaşanan tam bir insanlık ayıbıydı.
Türk Milletinin büyük bir kısmının yüreği oradaki katliam ve soykırım için yanarken, bazı çakallara ise 'Yol Bulma' fırsatı çıkmıştı.
Şimdiki Cemaat-Tarikat Demokratlarının siyaseten babası olan Erbakan ve arkadaşları, 'Bosna'ya Yardım' adı altında bir kampanya başlattılar.
Halkın iyi niyeti ve yardım duyguları sonuna kadar kullanıldı. Toplanan paraların tutarını kimse bilemedi. Paraları toplayanlar nasılsa Müslüman adamlardı. Ağızlarını Allah ile açarlar Peygamberle kaparlardı. Bu adamlar Müslümanların yardım paralarını mı çalacaklardı? Hiç böyle kansızlık olur muydu?
Fakat kazın ayağının öyle olmadığı hemen anlaşıldı.
Siyasi tarihimize 'Mercimek Davası' diye geçen mahkeme sonunda, yardım paralarının büyük bir kısmının 'iç edildiği' anlaşıldı. Aynen Deniz Feneri e.V davasında olduğu gibi 'Hırsızların İmparatoru' kendini sıyırdı ve onların kasası olarak bilinen garibanlar hapse atıldı.
Bu arada, 'Milli Görüş'ün' o zaman ki en ateşli konuşmacıları Avrupa'da cami-cami dolaşıp, vatandaşlarımızı 'İslami Holding'lere para vermeye ikna etmeye çalışıyorlardı. Bazıları şu an Türkiye'yi yönetmekte olan bu kişiler sayesinde, vatandaşların milyonlarca Alman Mark'ı bu holdinglere aktı. Sonunda bu holdinglerdeki paralar bu Müslüman Demokratlar(!) tarafından paylaşıldı, holdingler battı. Holdinglerin patronları şimdi AKP'nin Bakanlarıyla kol kola, onların korumasında gezmeye başladılar. Olan yine gariban vatandaşa olmuş, yardım paraları uçup gitmişti.
Afganistan için, Tsunami için, Pakistan için, Filistin için toplanan paraların akıbeti hakkında millete bilgi verilmemiş ve kafalarda hep soru işaretleri kalmıştı. Filistin için toplanan paraların oraya gönderilmediği dedikodusu başlayınca, Başbakanlık yetkilileri;
'O paraları biz göndermedik. Paralar Vakıfbank Finans Market Şubesinde. Filistin'e kendi müteahhitlerimizi gönderip, oralara binalar yapacağız' diye hepimizin içini ferahlatan ciddi bir açıklama yapmıştı.
Deniz Feneri davası ise Avrupa'da 'Yüzyılın Yardım Soygunu' diye adlandırıldı. Bu davada da garibanların milyonlarca Avro parası, bu eski ekibin günümüzdeki Müslüman Demokrat(!) Temsilcileri tarafından hortumlandı. Çömezler suçu üstlenip, hapis yattılar. Hırsızlar İmparatoru yine kendini, akrabalarını ve çantacılarını adaletin elinden kurtarmıştı.
Şimdi sırada Suriye var. 200'den fazla dernek ve Sivil Toplum Kuruluşu Suriye için para-yardım malzemesi topluyorlar. Hükümetin TRT'si, Yandaş TV ve gazeteler de yardım toplamak için çeşitli kampanyalar düzenliyorlar. Ne kadar toplandığı- kimin ne kadar verdiği, yardımların nereye ve kimlere gittiğini sadece, geçmişleri son derece 'AK' olan Deniz Feneri-İHH-Bir Damla Su-Orada Kimse Var mı gibi dernekler ve hepsinin patronu olan kişi biliyor. Parayı veren Türk Milleti ne biliyor? Tabii ki hiçbir şey!
Hırsız, Papaza günah çıkarmaya gitmiş. Papaz adamı görünce; 'Oğlum, sen ne utanmaz adamsın. İlk seferinde 'Şeytana Uydum' dedin, senin affedilmen için dua ettim. İkinci de 'Şeytan beni kandırdı' dedin, yine dua ettim. Üçüncü ve dördüncü gelişlerinde de beni kandırdın. Şimdi derhal kilisemi terk et, sen şeytanı bile kandırırsın' diye adamı kovmuş.
Şimdi lütfen sakince düşünür müsünüz;
Milli Görüş'ün yetiştirdiği bu ekip, milleti defalarca dolandırdı.
Yardım paralarını çeşitli yollarla kendi ceplerine attılar. Servetlerinin hesabını açıkça-mertçe veremediler. Ya çocuklarının 'takılarına' ya da analarının 'çıkınlarına' bağladılar.
-Bu insanlar sizce 'Demokrat' olabilirler mi?
-Müslümanların sadaka paralarını yürüten u badamlar devletin en önemli kurumlarının başına getirilirse, o adamlar milletin paralarını doğru-düzgün harcarlar mı?
-Türk Ordusunun Genelkurmay Başkanını 'Terör Örgütü Kurmakla' suçlayan,
54 Bin insanımızın ölümünün baş sorumlusu olan katili serbest bırakmanın alt yapısını hazırlayan bu ekip, Türk Milletinin hayrına bir iş yapabilir mi?
-Aslan ile çıyanı bir tutan anlayıştan, Türk Milletinin birliğini-bütünlüğünü sağlaması beklenebilir mi?
-Ellerinde, binlerce vatan evladının kanı bulunan itlerle karşılıklı türkü söyleyen, yakınlarına onlarla ticaret yaptıran adamdan Türk Milletine iyilik gelir mi?
Tonton Medya patronları, T.C Devletinin ekmeğini yiyen Bürokratlar, Adaletin ellerine ve vicdanlarına emanet edildiği Sayın Yargıçlar-Savcılar;
Sadece üstteki dört paragraftan, onlarca Yüce Divan dosyası çıkmaz mı?
Karanlığı, aydınlık- kötülüğü, iyilik- yanlışı, doğru göstermenin hiç günahı
olmaz mı? Kendinizi kandırabilirsiniz ama Türk Milletinin vicdanını ve Türk Tarihini asla kandıramazsınız.

Her seferinde dolandırılmalarına rağmen, hala bu ekibe güvenip para verenlere gelince; Verin Şaban'a, gitmez yabana!