'Name yazdım elin itine, okusa da ipime, okumasa da ipime.'(Mussel)
1.Mektup:
Sayın(!) Cani;
Patronun Amerika tarafından paketlenip Türk Subaylarının kucağına bırakıldığın halini hatırlıyorum. Korkudan elin ayağın titriyordu. Şunları demiştin;
'Benim anam da Türk'tür. Devletime hizmet etmek istiyorum. Beni kullanın.' Kullandırdın da.
Senden alınan bilgilerle terör örgütü o zaman büyük ölçüde çökertildi. Yani sen dağa çıkardığın çocukları kendin bir defa daha ölüme göndermiştin. Aynen yoğunlaştırma evlerinde, sana direnen ve teslim olmayan zavallı Kürt kızlarını ölüme gönderdiğin gibi.
Bir de şimdiki haline bakıyorum da, AKP İktidarı ile çok iyi kaynaşmışsın. Meclis Anayasa Komisyonu Üyelerini ayağına çağırıp, AKP-BDP müşterek anayasası için isteklerini dikte ettirecek kadar bitin kanlanmış. AKP İktidarı sana çok yaramış. Hatta o kadar ileri gitmişsin ki, Hz. Peygamberimizin
'Veda Hutbesini' bile ağzına alma ve çarpıtarak kullanma cüretini göstermişsin.
T.C Devletinin elinde bulunan resmi belgelerdeki şu ifadeler senindir;
'Bizim de en baştan beri yani Marksist ideolojiye göre dini, afyon gibi uyuşturucu etkisi olan, insanı kimliksizleştiren, kaderci ve teslimiyetçi bir çizgiye iten bir olgu olarak kabul etmişliğimiz var.
Bütün bunlara karşın halkımız son derece geridir. Zaten feodalitenin özünde de din faktörü bulunur. Ben zaman-zaman dini duyguların, cahil halk üzerinde büyük etkisi olduğu için dini kullandım. Ayrıca Roma'da kendimi İsa'ya yakın hissettiğim ve Hıristiyan olacağımı söylemem, tamamen taktik gereğidir.'

Ne zaman Müslüman oldun a tecavüzcü Apo?
Ayrıca, PKK'nın kuruluş gerekçeleri ve her kongrede yenilenen hedefleri ne oldu, vaz mı geçtiniz?
Sayın(!) Bebek Katili;
Ne yaparsan yap, patronun Amerika ne derse desin, ortağın ve AKP'nin Onur Konuğu Barzani ne dümenler çevirirse çevirsin, sen o delikten çıkamayacaksın. Herkesi kandırabilirsin ama senin yaktığın ateşi söndürmek için canlarını veren, kanlarını döken şehit- gazileri yetiştiren Türk Milletini asla kandıramayacaksın. Türk Milletine hazırladığın tuzak, senin ve yardakçılarının kafasına geçirilecek. Hem de sende hiç olmayan demokratik yöntemlerle.
Akıttığın kanda boğulacaksın. Sana iki dünya da haram olacak.
2. Mektup ve 3. Mektup aynı kişilerden oluşan BDPKK'lilere beraberce yazılmıştır;
Türk Milletine yıllardır çok derin acılar yaşattınız. Dünya durdukça bu acılar unutulmayacak. Öldürdünüz, sakat bıraktınız, insanları evlerinden-yurtlarından ettiniz. Türk Milletinin 400 Milyar Dolarının heba olmasına sebep olup, tüm çocuklarımızın geleceğini çaldınız.
Cumhuriyet kurulduğundan beri 29 silahlı isyan başlatıp günahsız insanların canlarını aldınız. Sevr'de gittiniz İngilizlerin kucağına oturdunuz.
Kiminiz Ağa, kiminiz Aşiret Reisi, kiminiz Şıh, kiminiz Toprak Ağası isimleri altında, Kürt Kökenli vatandaşlarımızı sömürdünüz. Haraç aldınız.
Bunlarla da yetinmediniz, şu an dahi uyuşturucu kaçakçılığı-Organ Kaçakçılığı- Profesyonel Tetikçilik yapan adamlarınız var. Sizler, Avrupa gençliğini de zehirlediniz.
Bunları yaparken demokrasinin ve insan haklarının arkasına saklandınız.
İnsanların yaşam hakkına saygı duymayanlar 'Demokrat' olabilirler mi?
Sizler demokrat olamazsınız.
Barzani denen eşkıyanın karşısında dört ayak duran, beyni eskiden kullandığı kokain sebebiyle pelteye dönmüş birini önder kabul edip, ondan emir bekleyenler demokrat olabilirler mi?
Eğer aklınız başınıza geldiyse, Türkiye üzerine planlanan dış kaynaklı oyunların farkına vardıysanız, silahlarınızı bırakın. Silahlar elde iken yapılan görüşmeler, suya yazı yazmak gibidir.
Bırakın silahlarınızı, Türk Milletinin tümü için demokratik standartlarımızı, çağdaş demokrasilerde olan seviyeye beraberce yükseltelim. Bize bizden başkası dost değildir. Eğer Türk Milletini yine aldatmaya, yine ihanete hevesli iseniz, başınıza gelecekler için ağlamayın. Elinizden geleni de ardınıza koymayın.
Ne Mutlu Türküm Diyene.

Not: Sayın Milliyetsiz Millet Evladı Türkiyeli Eşbaşkan;
Bebek Katilinin yazdığı mektupları, kan emicilerin ayağına götürmeleri için
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Memurlarını 'ulak' gibi kullandın.
Benim yazdığım bu mektupları da, 'Sizinle savaşan orduyu içeri attık' diyen
memuruna ver, o götürsün. Nasılsa yakında herkese Türk Milletinden mektuplar gelecek.