EGEDESONSÖZ - İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay TV100’ün konuğu olduğu. Gazeteci Kübra Par’ın sorularını yanıtlayan Tugay, kent gündemine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

BURASI BİZİM EVİMİZ
Körfez konusunda da açıklamalarda bulunan Tugay, “İzmirliler için hayatında en kıymetli şeylerden biridir. Şehrimizi delicesine severiz. Başka insanlar için İzmir güzel hoş bir şehir olabilir ancak bizim evimiz burası. Bu süreç içinde İzmir'de uzun süredir körfezde kirlilik var. Dönem dönem bu arttı, dönem dönem azaldı. Bu sene yazın biyolojik bir hadise gerçekleşti. Bu sadece kirlilikten kaynaklı değil. Oksijen düşünce balık ölümleri yaşandı. Uzun zamandır bu kirlilik var. Ekstra bir kirlilikten bahsetmiyoruz. Bu sene hiç olmadığı kadar hava ısındı ve deniz suyu 30 dereceye kadar çıktı. Problemin olduğu günlerde de körfezin çevresinde büyük orman yangını yaşandı. Çalıştayda anladık ki küllerin denize dökülmesi ile alıp patlaması tetiklenebilir. Bu benim kendi tespitim bilimsel olarak yüzde 100 kanıtlayamam. Müsilaj bunun bir sonraki aşaması. Marmara Denizinde müsilajın üst seviyeye çıkacağını okuyorum inşallah olmaz ama bu alg patlaması müsilajın daha önceki evresi .  Bu birçok faktörün bir araya gelmesi ile olan bu problem sadece kirlilik faktörü ile meydana gelen bir durum değil. Bizde neden olduğunu anlamak ve bir daha olmaması için ne yapmamız gerektiğini araştırdık. Ben 1967 doğumluyum. 12 Eylül'den sonra belediye başkanı atandı sonra o görev yaptı. Arkasından CHP'li olmayan başka belediye kazandı. Sonra CHP'li bir başkan kazandı sonra CHP'li olmayan bir başkan kazandı. O yıllarda da kirlilik ve koku vardı. Bunun pek çok nedeni var. Kirliliğin en büyük nedeni körfeze dökülen 34 dere ve Gediz Nehri. Gediz Nehri inanılmaz kirli akıyor. Bunların her biri değişik atıklar taşıyorlar. Onların getirdiği kirlilik deniz dibinde duruyor. Deniz dibi hiç taranmamış bu güne kadar. Bu görev aslına bakanlığın. İzmir körfezinin tabanının temizlenmesi ya da kanal çalışmaları bakanlığın görevi. Alg patlaması problemi çıkmadan önce biz eylem planımızı yapmıştık. Bunların birinci sırasında Çiğli'deki arıtma tesisimizin kapasite artışıydı. Şehir içinde kanalizasyon ve yağmur sularını birbirinden ayırdığımız  çalışmamızdı, bir de güney  tesisimizin kapasite artışıydı. Biz bunlarla ilgili planımızı yapmıştık sonra bu alg patlaması oldu. Bundan sonra da daha hızlı harekete geçtik. Derelerin daha temiz akması lazım. İzmir limanına gelen gemiler kirli su atıyorlar körfeze. Körfezde hiç olması gereken bir yerde tersanemiz var ve bunu yarattığı kirlilik var. Körfeze yakın bazı sanayi tesislerinin zaman zaman dereleri ve körfezi kirlettiğini biliyoruz. Çok fazla faktör var. Belediyenin burada görevi arıtma sistemini düzeltmek. Bunu zaten yapıyoruz. Arıtma tesisinin 4'üncü fazı ben göreve geldiğimde yüzde 15 seviyesindeydi. Biz başladığımızdan bugüne betonarme yapısı bitmek üzere ve Nisan ayında tamamen hizmete alacağız. Bakanlık devlet. İzmit körfezindeki sorumluluğu İzmir körfezi içinde göstermek zorunda. Ayrımcılık yapıyor. Siz kirlettiniz siz temizleyin diyor. Belediye dip temizliği yapıyor. Biz kendimiz 2,5 milyon ton dip çamur temizleme kararı aldık. Ancak yetkinin iznin bize verilmesi için başvurduk ve sonra başlayabildik. İzin almamız gereken konuyu üstlendik ve yapıyoruz. Bunu körfeze sahip çıkmak için yapıyoruz. Bizim bunu yapmamız bakanlığı sorumlu olmadığı anlamına gelmiyor. Bir hak teslimi istiyoruz aynı zamanda. Bizi durdurmazlarsa biz zaten körfezi temizleyeceğiz. Ama insanların bilmesini istiyorum; Bakanlık görevini yapmamış olacak ve bunu İzBB kente ve körfeze sahip çıkmak için yapmış olacak” diye konuştu.

BEKLENENİN ÜSTÜNDE NÜFUS ARTIŞI YAŞANDI
İzmir’de ‘belediye başkanlarının çalışmadığı gerekçesiyle altyapı eksikliği olduğu’ eleştirilerine yanıt veren Tugay, “Bunun hesabını yapabiliriz. Belediyeyi eksik bulacağımız noktalar da bulabiliriz ancak adil değerlendirmede şunu bulabiliriz. İzmir'in şehirleşmesinde beklenin üstünde bir şehirleşme ve nüfus artışı yaşandı. Liman arkası bölgesi var. Orada düşük yoğunluklu imar kararı varken mahkemeye vererek iptal ettiler ve inanılmaz yüksek yapılar yapılıyor. Bizim 4,5 milyon nüfusumuz var ve bunu 3,5 milyonu körfez çevresinde yaşıyor. Bu nüfusu altyapı ve ulaşımla bu şehrin kaldırması mümkün değil. Bu CHP’lilerin mi suçudur? Değildir. İmar kararları çoğunlukla belediyelerin dışında olan şeyler. İnciraltı’nda bir yerleşim isteniyor. Aslında İnciraltı tarım alanı olarak geçiyor. Ancak mülk sahipleri imar istiyor. Bizde mülk sahiplerinin ısrarlı talepleri nedeniyle imar planı çalışması yapılması tarafındayız. İnciraltı körfezin kenarında ve yapılaşmaya açıldığında insanlar orada yaşayacak ve onlarda atık üretecek. Bu konu sadece İzmir'in problemi değil. Marmara denizi müsilaja boğulduysa bu da oranın çevresindeki anormal yapılaşma. Burada İzmir’i CHP’liler yönetiyor her şeyden onlar sorumlu derken bu ülkenin diğer şehirlerine de bakalım onları da mı CHP'liler yönetiyor” dedi.

KABUL ETMİYORUZ
Geçtiğimiz aylarda yaşanan ve 2 vatandaşın hayatını kaybettiği elektrik faciası ile ilgili de konuşan Tugay, “Sanıklar serbest bırakılmadı. Bizim devlet memuru olan bazı arkadaşlarımız için valilikten onay almadan doğrudan cezaevine konmuştu. Onların hatalı olduğu anlaşıldığı için çıktı ancak yargılanma devam ediyor. İnanılmaz üzüldüğümüz bir olay. Çok dramatik bir sorun. 2 değerli vatandaşımızı elektrik çarptı. Bu elektrik çarpmasında kablonun kaçağının olması esas problem. Tam bitişik alanda mazgal olduğu için onun yapımı sırasında kabloya zarar verilmiş olma ihtimali dolayısıyla İZSU bir nebze sorumlu tutuluyor. Mazgal yapıldıktan sonra kablo kaçağı olduğu anlaşılmış, GEDİZ müdahale etmiş ancak sorun devam etmiş. Neden olduğunu bilirkişi heyeti ve mahkeme bulacak. Biz esas suçun mazgal yapılması olduğunu kabul etmiyoruz ancak bu değerlendirmeyi mahkeme yapacak” diye konuştu.

EN HAYATİ KONU DEPREM
Kentsel dönüşüm hakkında konuşan Tugay “Bana sorarsanız İzmir için en hayati konu ne diye deprem derim. İzmir çok kötü fay hatları olan Anadolu içinde yine de deprem riski yüksek olan kentlerden biri. Bizde korkulan 6,5-7 şiddetinde deprem olması. Böyle bir deprem olursa bu depreme dayanamayacak yapılar var. Bunların hızlıca dönüştürülmesi lazım. 2020 sonrasında yoğun bir dönüşüm çalışması oldu ancak yeterli değil. Zeminin incelenmesi ve dayanıksız binaların saptanması için mikrobölgeleme çalışmaları yapılıyor. Bölge bölge bina bina bakılıyor. Mutlaka riskli yapıların dönüşümü için çalışmaları başlatacağız” diye konuştu.

BELEDİYEDEN BAŞKA KİMSE YAPMAYACAK GİBİ
Kreş yapmaya devam edeceklerini belirten Tugay, “Çok sayıda kreş yapmak için 2025 civarında kreş yapmak için karar aldık. Gerçekten ihtiyaç var. Normal kreş fiyatları çok yüksek. İnsanlar ciddi yoksulluk yaşadığı için, anne baba çalışmak zorunda kaldığı için mümkün olduğu kadar en düşük fiyatla kreş imkanı sunmalıyız. Bunu belediyeden başka kimse yapacak gibi görünmüyor. Bunun için bizler yapmalıyız.

ÇOK SAYIDA ANTİK KENTİMİZ VAR
İzmir'in birçok turizm potansiyeli olduğunun altını çizen Tugay, “İzmir'in kendisi doğal ekoturizm alanı. Bizim bu açıdan çok kıymetli alanlarımız var. Aşırı ilgi gösterilmesinden de korkuyoruz. İnsanlar o güzellikleri görünce oraya yerleşmek istiyorlar ancak bu bazen bölgenin bozulmasına neden oluyor. İzmir'in önemli bir arkeolojik mirası var. Çok sayıda da değerli antik kentimiz var. Hepsi bir turizm potansiyeli. İzmir’i roma gibi düşünün. Roma'nın toprak altında çıkarıp insanların ziyaret edeceği hale geldiği miras bizde var ve ona çalışmalıyız. En temel turizm kaynaklarımızdan biri gastronomi” dedi.

KİMSE GİDECEK GİBİ DEĞİL
Suriyelilerin geri dönüşü ile ilgili düşüncelerini paylaşan Tugay “Geçenlerde İçişleri Bakanı açıkladı. 3 milyon Suriyeli'den 1845 kişi gitti. İzmir'de de kimsenin bir yere gittiği yok. Gideceklerini  zannetmiyorum. Orada daha güvenli ortam oluşmamış gibi görünüyor. Benim kendi kişisel görüşüm yeni mülteci gelişinin durması lazım. Var olanlar iş sahibi oldu yerleşti, birçok çocuk burada doğru. Gitmeyeceklerse bile adaptasyon sorunu yaşayanlarla ilgili çalışma yapılması lazım. Ancak ben gideceklerini sanmıyorum. Yapay bir hava doğuruldu ama kimse gidecek gibi değil” diye konuştu.

Başkan Zeyrek'ten ‘Yerel Yaşamda Kadın-Erkek Eşitliği Şartı'na imza! Başkan Zeyrek'ten ‘Yerel Yaşamda Kadın-Erkek Eşitliği Şartı'na imza!

KEŞKE GEREK OLMASA
Kent lokantaları hakkında konuşan Tugay, “Ben ilk başlarda tereddütlüyüm. Esnaf tepki gösteriyor. Ancak vatandaştan yoğun talep geldi. Ekrem Başkanı kutlamak lazım Türkiye'ye örnek olan bir model çıkardı. Kent lokantası talep üzerine açıyoruz, açtığımız yerlerde insanlar yoğun kullanıyor. Keşke yoksulluk olmasa da kent lokantası ve halk ekmek olmasa” dedi.