Cadılar Bayramı her sene 31 Ekim'de kutlanan, Pagan ve sonrasında Hıristiyan kökleri olmasına rağmen günümüzde seküler bir kutlama halini almış bir bayramdır. Bu bayramda çocuklar korkunç kostümler giyerek kapı-kapı dolaşırlar ve şeker-meyve ve hediye toplarlar.
Amerika, İngiltere, İrlanda, İskoçya ve batı dünyası ülkelerinde kutlanan bu bayramda, yaşayanlar ile ölüler dünyası arasında bir bağ kurulduğuna inanılır. Katolikler bu bayramı kutlamazlar.
Cadılar Bayramının sembolü 'Gülen bir balkabağı', en yaygın olarak tüketilen şeker ise 'Elma Şekeridir.'
Bu günlerde Türk Milleti uyutulup kazıklanacak ya, aynen Cadılar Bayramındaki gibi, gülen balkabağı suratlı adamlar, üzerlerinde kostümler, ellerinde elma şekerleri ile devreye girdiler. Kendilerine 'Temas ve Diyalog Grubu' adını vermişler. Ne zaman Türk Milletinin ve Türkiye'nin aleyhine bir iş yapılacaksa, öncelikle bunlar devreye sokulur! Bunlara kucağını açmış medya zaten hazır beklemektedir.
Cadılar korosu gibi, ellerine yazılıp verilenleri, elma şekeri kılıfına sokup Türk Milletine yutturmaya çalışırlar;
-Aman kışkırtmalara dikkat edelim.
-Çözüme hiç bu kadar yaklaşmamıştık.
-Herkes konuşurken dikkatli olmalı.
-İmralı çözümün tek adresidir.
-Silahlar karşılıklı olarak bırakılsın.
-Ölümler dursun, akan kan dursun!
Balkabağı suratlı Türk düşmanlarının söylediklerine bakar mısınız;
*Sanki Türk Askeri ve güvenlik güçleri, elinde kalaşnikoflarla dağda tavşan avlamaya ve çiçek toplamaya çıkmış PKK'lılara saldırmış ve bu masum zavallıları(!) öldürmüş!
*Sanki Türk Milletinin 400 Milyar Dolarlık ekonomik değeri keyif olsun, nam olsun diye harcandı!
*Sanki kundaktaki bebelerden, dedelere kadar asker-polis-doktor-öğretmen-Türk-Kürt-kadın-erkek 54 bin vatandaşımız 'İnce Hastalıktan' öldüler!
*Sanki on binlerce gencimiz yolda yürürken düşüp sakat kaldılar!
*Sanki uyuşturucu-insan-organ kaçakçılığı yaparak, on binlerce insanın ölümüne uzaylılar sebep oldu!
*Sanki 'Ölümler devam etsin', 'Kan akmaya devam etsin' diyen var!
Bu kalleş oyunu Türkiye'nin başına bela edenler ve koltuk uğruna
'Sayın Apo yavşağının' kucağına oturmaktan utanmayan cemaat ve tarikat artıkları, herkesi kör-alemi sersem mi sanıyorlar?
-PKK niçin kurduruldu ve Türkiye Cumhuriyeti Devletine karşı niçin silahlı
isyan başlattı?
-ABD ve İsrail'in, Türkiye-İran-Suriye'den koparılacak parçalarla, Barzani'nin önderliğinde 'Büyük Kürdistan'ı' kurma hedefini bilmeyen kaldı mı?
-BOP bunun için planlanıp, Erdoğan bu ihanet projesine alkışlarla 'Eşbaşkan' yapılmadı mı?
-Demokrasi getiriyoruz diye Libya- Mısır, 'Müslüman Kardeşler' adlı terör örgütünün kucağına atılmadı mı?
-Tüm bu ülkelerin yeraltı zenginlikleri emperyalist devletlerin eline geçmedi mi?
-Suriye'ye yapılan saldırıların sebebi, Kürtler için parça kopartmak değil mi?
Ne oldu da, içeriğini Erdoğan ve Öcalan'dan başka kimsenin bilmediği 'Çözüm' denen meret gündeme geldi? ABD-İsrail-Barzani-Kürtçü Bölücüler emellerinden mi vazgeçtiler? PKK yenilgiyi kabul edip, pişman mı oldu? Af mı diledi? Silah mı bıraktı? Ne oldu, ne değişti? PKK, kaçırdığı ve bir seneden fazla esir tuttuğu Türk Askerini-Polisini-Kaymakamını serbest mi bıraktı?
MİT Müsteşarı, Başbakan Erdoğan adına ve tam yetkiyle Öcalan ile hangi konularda anlaştı? Bu anlaşmadan TBMM ve Türk Milletinin bilgilendirilmesi gerekmez mi?
MİT Müsteşarı aracılığıyla Başbakan Erdoğan, Öcalan ile gizli-saklı ne konuşursa konuşsun, ne anlaşma yaparsa yapsın, içinde Öcalan'ın serbest bırakılması-affedilmesi- ev hapsine çıkmak olan bir konuyu Türk Milletine asla kabul ettiremez.
Öcalan serbest kalırsa, silahlar susacakmış! Bu katil, yıllarca serbest değil miydi? O zaman ne yaptıysa şimdi de aynını yapacak. Teşbihte hata olmaz, denenmişi tekrar denemek enayilik olmaz mı?
Temas ve Diyalog Grubuna gelince;
İster birbirinizle, ister Öcalan'la çok yakın temas edin, diyalog kurun ama Türk Milletinin yakasından düşün ve lütfen susun. Yakında sokağa çıkamayacaksınız.
Başbakan Erdoğan'a gelince;
Yıllardır sizi ikaz edip duruyoruz, inanmadınız. Sizi attıkları 'Kürtçülük-Bölücülük' kuyusundan çıkamadınız, bundan sonra da çıkamazsınız. Artık çok dikkatli olmanız gerekiyor. Atacağınız yanlış bir adım sizi 'Vatana İhanete' kadar götürür. Atacağınız her adımı mutlaka Türk Milletine danışın.
Hani 'Biz Türk Milletinin hizmetkarıyız' diyordunuz ya, gelin ne yapacaksanız millete sorun. Öcalan'ı mı affedeceksiniz, federasyon sözü mü vereceksiniz, millete gidin, referandum yapın.
Bakınız, Türk Milleti aguşunu açmış sizi bekliyor, korkmayın, emrinizdeki memurların arkasına saklanmayın.