Türk Devlet Sisteminde 'Başbakanlık Müsteşarlığı' makamı, Devlet Bürokrasisinin beynidir ve tepe noktasıdır.
Bu makama getirilecek kişi; Anayasa ve Yasaları çok iyi bilmeli, mutlak uymalı Başbakan'ın işlemlerini titizlikle hazırlamalı ve en önemlisi tüm namuslu bürokratlar için güven duyulacak biri olmalıdır.
İçişleri Bakanlığı ise, tüm toplumun güvenliğinden sorumlu, insanlar arasında ayrım yapmayan, emrindeki silahlı güçleri insan hak ve özgürlüklerine saygılı, 'Devletin Polisi' olarak yetiştirecek ve tümünden sorumlu olabilecek anlayışta, hukuk devletine gönülden bağlı, namuslu kişilerin oturtulacağı çok önemli bir makamdır.
Türk Cumhuriyet Tarihi, her biri örnek birer Devlet Adamı Beyefendi İçişleri Bakanları ve Başbakanlık Müsteşarları ile doludur…
Bir o Beyefendi Devlet Adamlarına bakıyorum, bir de Erdoğan'ın hem Başbakanlık Müsteşarlığını hem de halen İçişleri Bakanlığını yapmakta olan Efkan Ala'ya. İkisi arasında o kadar fark var ki, zirve ile çukur gibiler…
Yayınlanan tapelere bakarsanız, eski Başbakanlık Müsteşarı-yeni İçişleri Bakanı Efkan Ala, Padişah Deli İbrahim'in cinnet geçiren Kara Veziri gibi, ne yasa tanıyor ne de Allahtan korkuyor!
Dahiliye Nazırı Efkan Paşa devletin tepesinde oturuyor ya, telefonda İstanbul Valisini arıyor;
'Şimdi bu Baransu denen adam şu anda birtakım gizli belgeler yayınlıyor. (Yolsuzluk Belgeleri) Bu adam suç işliyor. Yani bunun hemen GÖZALTINA alınması ve o belgelere el konulması lazım. Ben seni Resmi Konuttan arıyorum. (Bu telefondan Başbakan Erdoğan'ın da haberi var, diyor)
Başsavcımızla görüştüm. Şimdi bakacak. Arama kararı versin kardeşim.
Bu gece bunun gereğini yapın Sayın Valim. Derhal bu adam alınsın. Savcı bir şey diyorsa, SAVCIYI DA ALIN. Orada bir ekip kurun ve gidin bunun canına okuyun. Biz koruruz sizi…'
Dahiliye Nazırı Efkan Paşa sırtını Başbakan Erdoğan'a dayamış ya, BTK Başkanını arıyor. Aranan kişi Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Tayfun Acarer. Nazır Ala, bir internet sitesinin kapatılması için talimat veriyor. Fakat Acarer bu işlemin HUKUKSUZ olduğunu söylüyor.
Bunun üzerine Nazır Ala;
'Ya kardeşim biz yasa yapan yeriz. Gerekirse hangi yasa yapılıyorsa onu yapar, sizin yaptığınızı suç olmaktan çıkarırız. Yüzde 50 oy almış partinin iradesini söylüyorum ben, boş ver gerisini…'
-TC Devleti bir 'HUKUK DEVLETİDİR' Anayasa Md:2 'Yemin Et!'
-Kişinin Temel Hak ve Hürriyetlerini korumak devletin görevidir.
'Anayasa Md: 5 'Hadi Ya!'
-Egemenliğin kullanılması hiçbir şekilde, bir kişiye devredilemez.
'Anayasa Md: 6 'Yapma be!'
-Kimse kaynağını Anayasadan almadığı bir yetki kullanamaz.
'Anayasa Md: 6 'İnanmam!'
-Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır.
'Anayasa Md:9 'Bak sen!'
-Herkes, kişi hürriyeti ve güvenliğine sahiptir. Anayasa Md:19 'Güldürme Beni!'
Şimdi, alın bu Anayasa Maddelerini, koyun İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın yukarıda yazılan yaptıklarının yanına. Bademlerin 'İleri Demokrasi' anlayışı neymiş görün. Sonra da koşa-koşa AKP'ye oy vermeye gidin!
Değerli Okurlar;
Bugün Türkiye Cumhuriyeti Devletini ÜÇ kişi yönetiyor, geri kalanlar figürandır.
1) 54 Bin insanımızın ve bebeklerimizin katili Öcalan'ın ve onun çetesinin koruyucusu Barzani'nin dostu, Başbakan Erdoğan.
2)Diyarbakır Valiliği esnasında, sarı-kırmızı-yeşil PKK paçavralarının taşınmasını serbest bırakan, Habur rezaletinin organizatörü, İçişleri Bakanı Efkan Ala.
3) Tüm aşireti ve akrabaları BDP'ye törenle katılan, Oslo Mimarı MİT Müsteşarı Hakan Fidan.
Yeni Anayasa nasıl mı olmalı; Tek madde yeter!
*Türkiyeli Milletlerini Erdoğan-Ala-Fidan üçlüsü yönetir. Bunlar önce asar, sonra yargılayabilirler. Hükümet Merkezi, 'Ebu Eyyub El Ensari White House'dir. Veleddalin Âmin. Ohh ne ala…
Konumuzla ilgisi olmayan bir olay ile yazımızı tamamlayalım;
Üstat Neyzen, hırsız devlet adamlarından bıkmış. Aleyhlerine her gün yazarmış. Bunlardan biri Neyzen'i karakola çektirir, hafifçe okşatır, gözdağı verir ve bir gece nezarette tutar. Çıkar çıkmaz Neyzen şunları yazar;
Bok diyemem sana, Boklar duyar ar eder.
Bir zerren düşse boka, Onu da mundar eder.
Tanrı senin hamurunu, Necasetle yoğurmuş.
Anan seni s.ç.r iken, Yanlışlıkla doğurmuş…